Abdurrahman Bakır, ender rastlanabilecek çalışkanlık ve azimle geceleri çalışıp ekmeğini kazanmış, gündüzleri de Tıp Fakültesine devam ederek mezun olmuş, şimdiki adı Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi olan Gülhane Askeri Tıp Akademisinde(GATA) Beyin Cerrahı olmuş, “köy çocukluğundan” gelme, yoksul hamisi, başarılı bir askeri hekim hemşehrimiz...
Şimdi emekli Albay profesör doktor olarak özel bir üniversitenin kadrosunda devletine, milletine, memleketine ve geçmişine bağlı bir insan olarak çalışmasına devam ediyor.
Yazar Mustafa Önsel, “TSK’nde Şakirtlerin İşgali mi?” ve “Fethullah’ın Askerleri” alt adlarını eklediği “Ağacın Kurdu” adlı kitabını “15 Temmuz Darbe Girişiminin Şifrelerini Açıklayan Kitap” diyerek tanımlamış… Bu kitabın 177-180’nci sayfalarında “Beyin cerrahını veteriner yapmak” alt başlıklı bölümünde söz konusu hemşehrimiz Dr. Bakır’ı anlattığını okuyunca aşağıdaki ibretlik birkaç paragrafı sizlerle paylaşmaya karar verdim:
“1998 yılında eğitim için ABD’ye gönderilir. Orada bulunduğu süre içinde sınava girerek ABD’de doktorluk yapmaya hak kazanır. Oradaki başarılı çalışmalarından sonra dünyanın sayılı beyin cerrahlarından biri olan hocası Prof. Dr. Laligam Sekhar: ‘Yanımda kal, sen çok daha iyi yerlere gelecek birisin.’ der. Bir hafta düşünür Abdurrahman Bakır Hoca. Çocukları da kalmak için ısrar ederler. Ama o, ‘Bu devlet beni, milletime hizmet edeyim diye ilkokuldan bu seviyeye kadar karşılık istemeden okuttu. Ülkeme hizmet etmemek ihanet olur.’ diyerek Türkiye’ye döner.”
“Mesleki başarısının yanı sıra mütevazılığı ve kolay iletişim kurma becerisi herkesin dikkatini çekmekte, pek çok üst düzey komutan da kendini yakinen tanımakta ve sevmektedir. İşte bu durum Abdurrahman Hoca’nın başına bela olacaktır.
Işık Koşaner Paşa, Genel Kurmay Başkanıdır. İddialara göre bir sohbetinde tabip olan albaylardan generalliğe terfi edecekler arasında Abdurrahman Hoca’nın ismini açıklar. Bu da çevrede duyulur. İşte o andan itibaren saldırıya uğramaya başlar.”
“Bir gün Kara Kuvvetleri Komutanlığı Tayin Daire Başkanlığından aranır. Tayin istiyorsa, ‘her yerde görev yaparım.’ ifadesinin düşüldüğü bir dilekçe vermesi gerekmektedir. (…) Kısa bir süre sonra tayinini çıkartırlar.Gideceği yer bir sağlık kuruluşu değildir. 1’nci Ordu Komutanlığı Denetleme Başkanlığı Sağlık Üyesi olmuştur.
Sağlık üyesinin görevi; denetleme yapılan birliklerin varsa revirlerini denetlemek, ayrıca mutfak, tuvalet vb. yerleri hijyen açısından kontrol etmek, yine birlik kadrosunda at, köpek vs. hayvan varsa onları da muayene etmektir. Nasıl? Hayır, olamaz mı dediniz? Vallahi oluyor.
Eskiden sihirbazlar vardı hani, şapkadan tavşan çıkartırlardı. Bu Fethullahçı örgüt, o sihirbazların pabucunu dama atalı çok oldu. Bunlar şapkadan tavşan değil ama beyin cerrahından veteriner yaratacak kadar başarılı birer sihirbazlardır.
Abdurrahman Hoca mı? Yine ‘Devletim bu görevi layık gördüyse giderim.’ der ve atama yerine gider. İki yıla yakın çalışır. Ancak uzun süre cerrahi müdahalede bulunmazsayetenekleri körleşmeye başlayacaktır. Cerrahi yeteneklerini kaybetmeme adına, 2015 Ağustosunda emekliye ayrılır. Bu ayrılmanın kazananı kim, kaybedeni kim sizce?
En büyük kazananını söyleyeyim: Abdurrahman Hoca gibi sadece ülkesinin insanlarına hizmeti düşünenlerin önünü keserek kendi yandaşlarının önünü açmaya çalışan Fethullahçı örgüt.”
Yazar Önsel’in sorusunun diğer bölümünün cevabına kitapta değinilmediğinden izninizle ben cevaplayayım:
Kaybedeni ise; sadece ilgili hekim değil, her gün muayene sırası bekleyen 100-150 hasta ile iş yükü artan aynı branştaki diğer hekimlerdir.
Allah; Prof. Dr. Bakır gibidevletine, milletine ve ettiği Hipokrat yeminine bağlı tüm hekimleri, adı ne olursa olsun tüm yasa dışı örgütler ile eski ve yeni paralel devlet yapılanmalarının iftirasından, kumpasından ve hışmından korusun inşallah.