Rabbim, bir Şubat soğuğunda beni silkmeyi, kendime getirmeyi uygun gördü.
Çoktandır ciddi anlamda bir hastalık geçirmemiştim. Sürekli sağlık ve afiyet içerisinde olmak, insanı sorumsuzluğa, rehavete, başta sağlık olmak üzere Allah’ın verdiği onca nimetin kıymetini bilmemeye neden oluyor doğrusu.
Birçok okuyucumun malumu olduğu üzere bir kalp krizi geçirdim. Üç gün Adıyaman 82. Yıl Devlet Hastanesi Yoğun Bakım ünitesinde tedavi olduktan sonra Gaziantep Sani Konukoğlu Hastanesindeki anjiyodan sonra iki damarıma stent takıldı ve bir günlük yoğun bakımdan sonra taburcu oldum.
Allah’a şükürler olsun ki, her geçen gün biraz daha iyileştiğimi söyleyebilirim.
Tedavimi yürüten Op. Dr. Süleyman Ercan, Uzman Doktor Beyhan Tiryaki, Dr. Fatih Mustafa Kara ve Adıyaman 82. Yıl Devlet Hastanesi ile Gaziantep Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Kardiyoloji ve yoğun bakım ünitesi görevlilerine teşekkürü borç biliyorum.
Hastalığım sırasında beni yalnız bırakmayan başta Samsat Kaymakamı Sayın Ahmet Dilsiz, Şırnak Vali Yardımcısı Sayın Mahmut Kaşıkçı, Silvan Kaymakamı Sayın Doğan Demirdaş, Gap Gazeteciler Birliği Genel Başkanı Sayın Z. Abidin Kıymaz, Samsat Belediye Başkanı Yusuf Fırat, Eski Belediye Başkanı A.Kadir Aslan, İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Mehmet Çelik, Samsat kamu kurum ve kuruluş amir ve çalışanları, Adıyaman, İstanbul, Tunceli, Antalya, Mersin, Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Samsun, Kuşadası, Gaziantep ve yurdun birçok yerinden arayan, bizzat ziyaret eden meslektaşlarıma, dostlarıma, sevenlerime en kalbi duygularımla teşekkürler ediyorum.
Başım dara düştüğü zaman bu kadar seçkin insanı yanımda görmek beni gerçekten mutlu etti. Biraz daha hayata bağlandım. Biraz daha yaşamayı sevdim.
Hiç tanımadığım insanların benim için Yasinler okuduğunu, dualar ettiğini duyduğumda elimde olmadan ağladım. Bu kadar sevgiye layık olmadığımı düşündüm. Bütün kardeşlerime teşekkürler ediyorum. Bütün herkesten Allah razı olsun diyorum.
Dualarınız, destekleriniz, yardımlarınızla ayaktayım şükürler olsun.
Yüce Rabbimin takdiri ile hayata tekrar merhaba diyorum.
Yeni yeni tomurcuklanan badem çiçeklerine merhaba…
Bahara hazırlanan doğaya, yemyeşil kırlara, yeni doğan kuzulara merhaba…
Sizlere merhaba…
****
Hayat bir koşuşturmaca bizim için. Bir nefeslik dinlenmeyi kendimize çok gördük günlük uğraşlarımız arasında.
Ağır bir tempo ile çalıştığımızı düşünüyorum şimdi. Sağlığımızı hiç sayıyoruz. Midemizi ambar gibi kullanıyoruz. Canımızın çektiğini yolluyoruz mideye.
Yaşımıza göre bir yaşama planımız yok. Belli bir uyku düzenimiz yok. Televizyon, cep telefonu ve bilgisayar gibi cihazların kullanımında da ölçüsüz davranıyoruz.
Demek ki, silkinmek, toparlanmak ve biraz daha kendine gelmek için Rabbim böyle bir mesaj vermeyi uygun gördü.
Allah’ın dilediği kadar daha sizlerleyim inşallah.
MERHABA…
Merhaba….
