ECELİ GELEN KARINCA KANATLANIR

          İsrail, yarım yüz yıldır Orta doğunun baş belası. Bu coğrafyada kan ve gözyaşı akıtılmasının en büyük aktörü.

          Başta ABD olmak üzere dünya devletlerinin çoğu İsrail’i destekleyici politikalar yürütmektedir. Maalesef bunlara bölgedeki Müslüman ülkeler de dâhil.

          Bu güne kadar ne yapsa yanına kar kalmıştır. Çoluk çocuk demeden zavallı insanları katleden İsrail, istediği Müslüman ülkeye, saçma sapan gerekçelerle bomba yağdırmaktan hiç çekinmedi.

          İsrail’in bildik bir huyu var. Yapmak istediğini yapar ses çıkmazsa kendisine kar kalır, kayaya rastlarsa da özür dileyip işin içinden çıkar.

          Davos’ta da öyle yapmak istediler ama karşılarında ezilip büzülen değil, dik duran ve tavır koyan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olunca özür dileyip ilişkileri bir nebze normale çevirdiler.

          Başbakanımız kimsenin bilmediği bir dille konuşmamıştı. Dünya medyası önünde açıkça posta koymuştu. Aslında Sayın Başbakan’ın o çıkışı sadece İsrail veya programı yöneten modarötöre bir tavır değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin artık çekinilmesi, korkulması, hesaba alınması ve güçlendiğinin bir ifadesiydi.

          Bakıyoruz ki, akıllanmayan İsrail yine şansını denemek istedi. İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon Türk Büyükelçisi Ahmed Oğuz Çelikkol’u, İsrail askerlerinin masum sivilleri öldürdüğünün konu edildiği “Kurtlar Vadisi” dizi ile ilgili olarak, diplomatik girişimde bulunma bahanesi ile bakanlığa çağırdı.

          Buraya kadar her şey normal. Önce Büyükelçimizi kapıda bekletiyor, sonra milletlerarası bir görüşmenin yapılması için uygun olmayan bir odaya alınıyor ve kendi sandalyesinden daha alçakta kalan bir yere oturtuluyor.

          Zamanında bir filimde Hitlerin kendilerinden yüksek yerde oturtulma sahnesinin hıncını bizden çıkarmak istediler sanırım. Tıpkı, tarihte Yahudileri yok etme girişiminin intikamını Müslüman Filistin halkından almak istedikleri gibi.

          Büyükelçimizle olan görüşmede, iki ülke yetkililerinin görüşmesi sırasında masaya iki ülkenin bayraklarının konması nezaketini bile göstermiyorlar.

          Belki verilen mesaj iyi algılanmamıştır düşüncesiyle İbranice olarak da “Bizim altımızda oturduğunu ve burada sadece bir bayrak bulunduğunun görünmesini istiyoruz” demiş.

          Yine şanslarını denediler ama olmadı. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Dışişleri Bakanımız, medya ve düşüncesi veya partisi her ne olursa olsun bütün halkımız net tavır koydular ve tabi yine özür dilemek zorunda kaldılar.

          İki başın bir kazanda kaynayamayacağını biliyor İsrail.

          İsrail, dünyadaki güçlü lobisi ve ABD’nin desteğini arkasına alarak bu coğrafyada at koşuşturdu uzun yıllar. Özellikle son yıllarda, önceki ABD Başkanı George W. Bush döneminde iyice şımartılmışlardı.

          Şimdi ise tüm dünyada olduğu gibi Orta doğuda da Türkiye rüzgârı esiyor. Her alanda sıçrama yapan, ekonomisi güçlenen, genç nüfusu, zengin yer altı ve yer üstü kaynaklara sahip ve itibarlı bir Türkiye İsrail’in işine gelmiyor.

          Şükürler olsun ki, artık ne İsrail eski İsrail, nede Türkiye eski Türkiye…

          Artık istediği gibi davranabilen bir İsrail olmayacak. Yaptıklarının hesabını verme zamanı geldi ve yolun sonuna doğru hızla ilerliyor.

          Eceli gelen karınca kanatlanırmış. Ancak, karınca o kanatlarla kuşlar gibi uçamaz, son demini yaşar ve ölürmüş.

Fahrettin ÇELİK