Duanın ruhsal hastalıkların tedavisinde yararının olduğu, fiziksel hastalıkların tedavisinde ise hastadaki acıyı çoğu kez azalttığı bilinmektedir.
Dini ve mezhebi ne olursa olsun dini inançların insan yaşamındaki etkisi inkâr edilemez. Bu nedenledir ki merkezde Diyanet İşleri Başkanlığı, il ve ilçelerde müftülükler kurulmuştur. Özellikle Kurban, Paskalya ve Ramazan(kanuna göre Şeker!) bayramları ile Ramazan ve idrak ettiğimiz Muharrem ayında çoğu kez Sünni din adamları ve Alevi Dedeleri ile Adıyaman ve Çevre İller Metropoliti aynı sofrada bir araya gelmiştir. Bu da ilimizin inançlar arası barış ve hoşgörü kenti olduğunun açık kanıtlarından biri olmuştur.
Kamu Hastaneleri Birliği Adıyaman Genel Sekreteri Dr. Hüseyin Şen’in 15 Ağustos 2014 günü düzenlediği basın toplantısında sıra sorulara geldiğinde; “Hastanede yatan hastalara moral aşılamak ve dini hassasiyet içerisinde olanların inançlarını güçlendirmek için batı ülkelerinde din adamlarına periyodik hasta ziyaretleri yaptırıldığı, ülkemizde ise din adamlarının yalnızca ölü yıkamak için görevlendirildiğini, oysa diriye hizmetin daha önemli ve öncelikli olduğunu, yalnızca ağır veya ölümcül değil tüm hastalar için bu ziyaretlerin yaptırılmasını, aksi halde din adamının yalnızca kendisine geldiğini gören hastanın ölecekmiş duygusuna kapılabileceğini ve bunun da zarar getireceğini…” söyledim. Önemsediğim bu soruyu 2009 yılında ASU TV’de yaptığımız haftalık “Işıldak’la Bakış” programlarından birinde konuğumuz İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Emin Taş’a da yöneltmiştim nitekim...
Dr. Şen bu öneriye teşekkür etmiş, konunun daha önce de bakanlıkta görüşüldüğünü ancak tam bir karara varılamadığını, lakin yeniden gündeme alınıp bakanlığa önerileceğini ifade etmişti. Geçenlerde Adıyaman Devlet Hastanesinde ziyaret ettiğim bir hasta yakınıma sorduğumda ise maalesef böyle bir uygulama görmediğini söylemişti.
Hastanın dini inancına göre kutsal kitabı ve özel giysisiyle yanına geldiğini gören bir hastanın “Ölecek miyim ki din adamı bana geliyor/geldi?” diye kuşkuya kapılmaması ve psikolojik travmaya sebebiyet verilmemesi için koridor ve hasta odalarına “Sıra ile tüm hastalarımız din görevlilerimiz tarafından ziyaret edilmektedir.” Afişleri asıldığı ve merkezi anonsla benzer duyuru yapıldığı takdirde olası bu tedirginlik giderilmiş olacaktır. O nedenle önceden verilecek psikoloji eğitimi ile takviye edilecek din görevlilerinin kadrolu veya İl Müftülüğünce yapılacak geçici görevlendirme ile bu kutsal hizmeti vermesi sağlanabilir.
O halde bu konuda “ilk taşı atmasını” yine Genel Sekreter Dr. Şen’den beklememiz her halde yanlış olmaz?
DİN ADAMI SADECE ÖLÜ YIKAYICISI MI?
