HAPŞUUU…

Ülkemiz sağlık konusunda çok hassas (!)

Mesela dünya çapında çocuk felci için aşı kampanyası başlatılsın, kampanyanın başarı oranını biz yükseltiriz. Geçmiş yıllarda yapıldı mı bu, yapıldı.

Kuş gribi virüsü yayılıyor densin evde kaz, tavuk bırakmaz keseriz, güzelim eti toprağa gömeriz, sonra da hazır tavukları yüksek fiyatla alır tüketiriz. Bu yapıldı mı ülkemizde, evet yapıldı.

Merak etmiyor değilim aslında. Mesela balık gribi bir söylenti çıkar mı acaba yakında. Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrili. İç kesimlerde de birçok göl var. Yani balık yönünden zengin sayılırız. Allah korusun böyle bir şey çıkarsa ne yaparız?

Hatta rüzgâr yoluyla ya da taşıyıcı canlılar vasıtasıyla bitkilere de bulaşmış, sakın sebze, meyve ve tahılları yemeyin biz size hastalıksız gıda göndereceğiz derlerse eyvah halimize.

Bunlar olur mu bilmiyoruz ama mevcutta domuz gribi denen bir gündem maddesi var.

Gündem olduğuna göre bununla ilgili birçok söylenti de var. Mesela, bu tür virüslerin piyasaya sürülmesinin aslında, klasik bilinen silahlar yerine kullanılan bir savaş metodu olduğu söyleniyor.

Mesela, aslında mevcut olan aşıların tüketilmesi için virüsün şantaj olarak kullanılarak para kazanma aracı yapıldığı söyleniyor. Daha bir çok iddia var.

Her ne amaç güdülürse güdülsün sonuçta ortada veriler var. Hastalananlar, ölenler var.

Bunun için önlem almamız gerekiyor. Bizde sağlık konusunda hassas bir ülke olduğumuz için hemen bu önlemlerden en kolay olan yolu, aşı kampanyasını başlatıyoruz.

Aşılar güvenilir mi sorusunun cevabı ise belirsiz. Ne derece yan etkileri olacak belli değil. Konuyla ilgili olarak Japonya yan etkileri ortaya koyarken, Amerika şüpheci davranılmaması gerektiğini belirtiyor. Tabi bizde Amerika’nın tavsiyesine uyacağız.

Konuştuğum bir doktor arkadaşım, bir aşının tehlikesiz olduğunun söylenebilmesi için 20 yılın geçmesi gerektiğini söylüyor.

Yani aşıyı yaptıracağız ve sonucu 20 yıl sonra belli olacak. O halde biz ne duruma düşüyoruz? Tıp dilinde “denek” mi derler.

Belki de aşının zarardan çok yararları var. Ama zararları da olabilir düşüncesi ile diğer hijyen ve doktorların tavsiyeleri doğrultusunda klasik önlemleri alırım ve zararlı olabilir riskine girmem.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ yaptığı açıklamada, "Aşı yaptırmayın" diyenler hakkında suç duyurusunda bulunacağını söylüyor. O halde, “ben aşı yaptırdım ama aşıdan dolayı olumsuz etkilendim” diyenlerin açacağı davanın sonucuna sayın bakan katlanabilecek, suçu kabullenecek mi merak ediyorum doğrusu.

Ben şahsen kimseye aşı yaptırmayın demiyorum ama kendim ve çocuklarıma yaptırmayacağımı söyleyebilirim. O zaman suç işlemiş olmam her halde…

Eğer suçsa Sayın Başbakan aşı yaptırmayacağını açıkladı, Bir başbakanın söyledikleri mutlaka toplumu etkileyecektir. Sıkıysa buyursunlar dava açsınlar.

Hani sağlık konusunda hassas bir ülke olduğumuzdan söylüyorum. Aşı yerine çocuklarımızın iyi beslenebilmeleri, dinlenebilmeleri, temiz bir ortamda yolculuk yapmaları, okul okumaları, iyi giyinmeleri ve ısınabilmelerini sağlayıcı tedbirler alsınlar.

Genleri ile oynanmış gıdaların satışlarını serbest bırakacaklarına yasaklayıp, organik gıdaları teşvik etsinler.

En kalitesiz kömürleri dağıtıp soba zehirlenmelerinin, hava kirliliğinin önüne geçsinler.

Önümüz kış. Allah yardımcımız olsun.

Bazı insanlar “hapşuuu…” diyecek, diğerleri “çok yaşa diyecek”

Çok yaşa demeyle çok yaşayabileceksek ne ala…

Fahrettin Çelik

www.samsathaber.com