Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Köşe Yazıları

Köşe YazılarıFahrettin ÇELİKDüşünce Bilinci [ Arama ]

Düşünce Bilinci
Başlık Düşünce Bilinci
Tarih 19.03.2014
Gönderen Editör

Düşünce Bilinci

 

İnsan uyanık olduğu zamanların çoğunda isteyerek ya da istemeyerek bir düşünce akışı içerisinde olur. Bilerek veya gayriihtiyarî insan zihni sürekli bir uğraş içerisindedir.

Düşünmenin yeri, zamanı, şartları yoktur. Yolda yürürken, araba kullanırken, yatakta uzanırken, sabah, akşam, ne zaman olursa olsun, ne yaparsak yapalım düşünce âleminin sonsuzluğunda kendimizi buluruz.

Bilindiği üzere düşünebilme yeteneği sadece insanlarda mevcuttur. Aristoteles: “İnsan düşünen hayvandır.” derken insanın tüm hasletleriyle bir hayvan gibi olduğunu fakat düşünme yönüyle hayvandan üstün olduğunu belirtmiştir. Düşünebilme yeteneği insanı doğru ya da yanlış yapmaya iter. Dolayısıyla kendi irademizle hareket edebildiğimiz için hesap verme, sonucuna katlanma veya başarıyla övünmeyi hak etmiş oluruz.

Oturduğumuz yerden dalıp gittiğimiz olur. Bazen geçmişimize, bazen biraz öncesinde meydana gelen bir olaya, bazen de ileriye yönelik yapmak istediklerimize...

Endişelerimizi, korkularımızı, sevinçlerimizi düşünürüz. Bu düşünceler neticesinde efkârlanır, tebessüm eder, bazen de bilinçsizce adeta dünyadan kopup gideriz, ta uzaklara.

Öyle ki, düşünebilme yeteneğimiz hiç istemediğimiz zamanlarda bile bizi mahcup eder. Bir toplantıda insanlar kıyasıya tartışırken bizim çok uzaklara dalışımız olmuştur.

Hatta Allah ile baş başa kaldığımız an olarak bildiğimiz namazda bile kafamızda türlü türlü düşünceler geçer. O düşüncelerden sıyrılınca da bu sefer hangi rekâtı kıldığımızı hatırlamak için düşünceye dalarız.

Konunun özü şudur; İnsan her hâlükârda sürekli bir düşünce içerisindedir. Önemli olan düşüncelerimizi biz mi yönlendiriyoruz; yoksa elimizde olmadan düşüncelerimizin esiri mi olmuşuz?

Eğer kendimiz düşünmeye ihtiyaç duyuyor, belli bir konuda düşünerek çıkış yolu aramaya çalışıyorsak hiç şüphesiz düşünmekten bir yarar doğacaktır. Yapmak istediğimiz yanlış bir şeyse bile detaylar üzerinde yoğunlaşarak önümüze gelecek engelleri en asgariye çekme şansına sahibizdir.

Bir toplumda düşünce ve düşünceyi ifade etme özgürlüğü ne kadar varsa, o toplumun gelişmesi ve ilerlemesi de o kadar hızlı olur. Skolastik dönem dediğimiz Orta Çağ Avrupa’sında bilimsel gelişmenin durağanlaşmasının nedeni düşünce özgürlüğünün olmaması hatta düşünmenin yasak olmasındandır. Bu dönem, ancak Rönesans (Yeniden Doğuş) yani düşünce özgürlüğünün ortaya çıkması ile son bulmuştur.

Düşüncelerden farklılıkların doğması, farklılıkların tartışılması daha doğru yolun bulunmasına katkı sağlayacaktır. Yoksa tekdüze düşünen bir toplum düşünülemez. Bütün insanlar her konuda hemfikirmiş gibi görünse de günün birinde bunun kötü sonuçlarının patlak vermesi kaçınılmazdır.

Cumhuriyetimizin kurucusu M. Kemal Atatürk düşüncelerin güçle, top ve tüfekle asla öldürülemeyeceğini belirtmiş, düşünce özgürlüğüne vurgu yapmıştır.

Başarmanın ilk şartı sağlıklı bir şekilde düşünmektir. Sağlıklı bir düşüncenin iyi netice vermeme ihtimali yoktur. Ancak düşünürken sadece duyguları devreye koymak, mantığı kullanmamak ve düşüncede dürüst olmamak doğru yoldan sapılmasına sebep olur.

Düşüncesizce sarf edilen bir sözün bedeli çok uzun süre bu hatayı telafi etmek için düşünmeyi gerektirir. Bazen de ok yaydan çıktığı için hatayı telafi etmek imkânsızdır. Atalarımızın “iki düşün bir söyle” sözündeki kasıt bu olsa gerek.

Düşünmekten korkmamak gerek. Karşımızdakinin düşüncesine katılıp katılmama serbestimiz olmakla birlikte karşımızdakine saygı duymamız bizi yüceltir. Bir konudaki çeşitli düşünceleri dinlemek ufkumuzun genişlemesine yardımcı olur.

Jeanne Roland: “Düşüncelerle karşılaşınca zayıflar korkar, aptallar karşı gelir, akıllılar karar verir, ustalar da yönetir.” derken konuyu en güzel bir şekilde özetlemektedir.

Düşünmek, ruhen sağlıklı olan insanın işidir. Yoksa bu anlamda hasta olanların düşünmesi veya sağlıklı düşünmelerini beklemek beyhude bir bekleyiştir.

Karşımıza çıkacak olumsuzlukları bertaraf etmenin tek yolu aklıselim bir şekilde düşünmektir. Düşünmeden, konu hakkında çeşitli düşünceleri dinlemeden çözüm bulmaya çalışmak, bataklığa saplanmış insana benzer ki kımıldadıkça batar.

Düşünmek, doğruyu, gerçeği bulmamızı sağlayan güçtür. Zaman zaman başımızı iki elimizin arasına alıp düşünmemiz, tefekkür etmemiz gerek.

Allah, insanları sürekli düşünmeye çağırır ve düşünmeye sevk eder. Sad suresinde Yüce Allah: “Bu Kur'an, iyiden iyiye düşünsünler ve temiz akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır." diyerek Müslümanların düşünmesini istemektedir.

Ancak, düşündüğümüz şeyin bize yarar sağlayabilmesi için pozitif düşünmemiz, doğru yapmaya niyetli olmamız gerekir.

Ne mutlu hayatını düşünerek ve doğru düşündüğü gibi yaşayarak sürdürebilenlere…

 

 

Oyu Puanı: 0 - Ortalama:

Yorum Gönder Değerlendir
Yorumlar

Bilgiler
Burda 1175 Yazı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: ESKİ SAMSAT’I ÖZLÜYORUM
Enfazla Değerlendirilen: FAHREDDİN AKTAŞ HAKK’A YÜRÜDÜ

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 3 (0 Kayıtlı Üye 3 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler:


 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri