Mısırda çocuk olmak,her gün okunan sela’yı ezberlemekti,Burak atına binip Rabbe gitmek oyundu onlar için,annelerinin ‘’daha küçüksün soğuk içme şahadet şerbetini’’ uyarısını dinlemeden içmekti çocuk olmak orda.kulakları yırtan mermi sesleri arasında uyumak zordu çünkü anlatılan masalı duymakta zorluk çekmekti. Annesinin sabahlara kadar namaz kılıp ağlayarak ‘’Yarabbi sen rahmansın,sen rahimsin ilahi yardım et çocuklarımı koru’’ demesi alışılagelmiş bir namaz değildi.
Babasının sabahları ona sıkıca sarılıpsanki son kez bir başka öperek onu koklamasına anlam verememekti Mısırda çocuk olmak.Bayram’da şeker yerine bedeninde bir gerdanlık gibi taşımaktı sniper’ın mermilerinden çıkan kurşunu,gecelerce uykusuz kalan annesinin bir anda çocuğun üzerine sarılırcasına düşmesine anlam verememekti Mısırda çocuk olmak herhalde bitkin düştü diyerek annesinin ağır vücudu altında sırf rahatsız olmasın diye annesi,ne sesini çıkarmamaktı orada çocuk olmak,bir süre sonra annesinden sızan KAN’ı o minik elleriyle dokunup yere şekiller çizmekti.Babasının 2 gündür gelmemesi ve aslında bir camide kefene sarılıp gömülmeyi bekleyen bir babanın çocuğu olmaktı çocuk olmak orda.Keskin nişancılar tarafından oynarken dışarıda vurulan arkadaşlarıyla rüyalarda buluşmaktı onlara neden yüzünüz kan içinde yinemi düştünüz diye sormaktı.
Bir süre sonra annesinin o ağır vücudu altında canının acıması ve annesine ‘’Anne üzerimden kalk ayaklarım ağrıyor nefes alamıyorum’’ demekti. Sabah amcası,teyzesi,halasının gelip ‘’Allahu ekber’’ diyerek tekbir sesleriyle annesini kaldırıp bir daha getirmemek üzere götürülmesiydi,anlam verememekti neden ona annesinin değil,babasının değil’de akrabaların sarılması,ablasını sorduğunda onun cennete olduğunu ve orda rabbinin yanında şahadet şerbetini içtiğini orda oyun oynadığını anlamak için çabalamaktı çocuk olmak orada .Mısır’da zordur çocuk olmak olup biteni anlamaya çalışmaktır,annesinin her gece ağlayıp dualar etmesi ,babasının dualarla Allah’a emanet olarak bırakıp gitmesine sebep olanlardan hesap sormak istese’de unuttuğu bir şey vardı o minik çocuğun, büyüyemezdiki ölü çocuklar.Düşünün ‘’Onlar benim size emanetimdir’’ denilerek bizlere verilen o çocukları bu hallere düşüren caniler,ahmaklar,zavallılar doğrudur el-hak belki gelmez Cebrail ama hesaba katmadığınız bir şey var oda EL-KAHHAR ismi (En’am Suresi 6/17-18 “Allah (c.c) sana bir zarar dokundursa onu yine kendisinden başka açacak yoktur. Ve eğer sana bir hayır dokundursa şüphesiz o her şeyi yapabilendir. O kullarının üstünde tam hâkimdir (onları, istediği gibi yönetir). O her şeyi yerli yerince yapan (hakim) (her şeyi) haber alandır. (habîr)"
Ya Celal, Ya Cebbar El Kahhar isminle zalimlere karşı bizleri galip getir. Ya Rab El-Kahhar isiminin şiddeti ile islam düşmanlarını mağlup eyle diyor yapılan zumlu Alemlerin rabbine havale ediyorum barış dolu,savaşsız,sevginin hakim olduğu bir dünya’da kalan ömrümüzü tamamlayıp ‘’O’’nun razı olduğu Salih kullardan olmanızı temenni ederim tüm okurlara ve hemşehrilerime sevgi,saygı ve muhabbetlerimi sunarım.