Adıyaman Tanıtım Günleri’nin 1’ncisi 27–30 Haziran arasında Ankara Atatürk Kültür Merkezinde(AKM) yapılacak. Özellikle Vali Mahmut Demirtaş, Vali Yardımcısı Murat Süzen ve İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Mehmet Çelik’inson hızla hazırlık çalışmalarını yaptığı programın açılışı ise 27 Haziran Perşembe günü saat 12.00’de…
Her ne kadar “tatil mevsimi” denilerek tarih açısından eleştiriliyor olsa da “Keşke…” demeksizin “İyi ki… “ diyerek önümüze bakmak gerekir. Organizasyon firmasının belki de yeterli deneyiminin olmayışı da bizim “yerinde saymamıza” neden oluşturmamalı, durumdan vazife çıkarmak adına da olsa STK veya sıradan vatandaş olarak her şeyi devlet organları veya firmadan beklemek yerine “acaba ben ne yapabilirim?” diye kendi kendimize sormalı ve cevabını da bulup uygulamalı… Sahibimizi bir yerlerde aramak yerine “sahipsiz” değil “sahip-siz, sahip-biz” demeli…
Valilik Seminer Salonunda yapılan ve çok verimli geçen Danışma Toplantısı çıkışında ilgili firma katılımcılara herkesin kendi yöresindeki uygun yerlere asmaları için 3’er 5’er kâğıt tanıtım afişi dağıttı. Hükümet Binası doğusundaki bir işyeri vitrini dışında maalesef kentte rastlamadım. Sayısının yeterli olup olmadığını bir yana bıraktık dağıtılanlar ne oldu? Çöpe mi gitti, üstünde fırında biber mi yendi? Geçen hafta valilikte rastladığım firma yetkilisine sorduğumda yasak savma kabilinden “Dağıttım kardeşim, daha ne yapayım?” diye cevapladı…
Sıradan bir görevliden valiye kadar önceleri ilimizde çalışmakta iken başka kente giden kamu görevlileri var. Belki birçoğunun da halen diyalog içerisinde olduğu burada kalan eski mesai arkadaşları var… İşte yapılacak işlerden biri başka ile giden kamu görevlisi dostlara bu tanıtım günlerini kendiliğimizden haber vermek…
Bir de, Perşembe günü yaptığım gibi e-mail, facebook ve twitter gibi sosyal paylaşım araçlarıyla mesaj zinciri oluşturulmasını talep etmek… Her zaman saadet zinciri oluşmaz ya, bu kez de tanıtım zinciri oluşsun. Nasıl olsa “beleş!”
Yaklaşık 2000 kişiye çağrıda bulundum. Bu 2000 kişinin yarısı bile kendi mail grubuyla sanal ortamda paylaşsa 50–100 bini bulabilir. Tabii ki bunların hepsinin tanıtım gününe gelmesi beklenemez. Yüzde biri, binde biri gelse veya gelemeyip de haberi dahi olsa yine “Allah bereket versin.” demek gerekir. İşte çağrımın metni:
“ADIYAMAN TANITIM GÜNLERİNE DAVET
Güneydoğumuzun huzur kenti Adıyaman’ın Tanıtım Günleri 27–30 Haziran 2013 Perşembe-Pazar günleri arasında ANKARA Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenecek olup halk müziği ve oyunları ekibinin de katılacağı ve yöresel mutfak ürünlerinin ikram edileceği açılış ise 27 Haziran Perşembe günü saat 12.00’de yapılacaktır.
Etkinliğe onur vermenizi bekliyor, ayrıca mesaj zinciri oluşturmak amacıyla takdiri sizlere ait olmak üzere bu mesajımızı kendi mail grubunuzdaki dost ve tanıdıklarınıza da göndermenizi diliyoruz.
Saygılarımızla…
Mustafa Işıldak”
Adres ve telefon numaramı da eklediğim naçizane örnek mesajım böyle. Tabi isteyen istediği gibi değiştirerek de gönderebilir.
AKM’ye giderken olanaklar içerisinde Adıyamanlı olmayan dostlarımızın da ziyaret etmesini sağlamak hedef olmalıdır. Aksi halde milli bayramları bazen devletin kendisinin kutlayıp kendisinin izlediği gibi Adıyaman olarakkendimiz çalıp kendimiz oynamış oluruz.
Bu arada iki sorum var: Birincisi, dernekler için 5 m2’lik de olsa ücretsiz stant tahsis edilemez mi? İkincisi, Adıyaman’ın doğuya açılan kapısı niteliğindeki inşaatı devam eden Nissibi Köprüsü tanıtımı yapılmasının “yarınlarımız için” yararı olmaz mı?
HAYDİ, ANKARA AKM’YE…
