BU MEMLEKETTE YAŞAMAK?

Bu memlekete yaşamanın bedeli hem ağırdır hem de güzeldir.

Yaz geldi ekinler hasat verdi üzülende var sevinen de var.

Çok güzel bir memlekette yaşıyoruz!

Yaz mevsimin gelmesiyle mesire alanları dolup tastı.

Havalar iyiden iyiye ısınıp bunaltmaya başladı!

Şehrin gürültüsünden sıkılan insanlar, sakin ve rahat yerlere kaçıp streslerini atıyorlar.

İmkanları dahilinde, serin yaylalara ve tatil beldelerine yolculuklar başladı.

Gerçeği bu memlekette insanların ihtiyaçlarını karşılayabilecek yeterli düzeyde mesire alanları olmazsa da, olanıyla da yetinmek zorunda kalıyoruz.

Buna da çok şükür.

Ya bu mesire alanları da elimizde olmasaydı, bu yaz sıcaklarında hangi gölgenin altına sığınacaktık?

Her şey çok güzel, insanlarımız gayret içerisinde, iktidar partisinden tam yana oy vermiş bir memlekette yaşamanın gururu içerisindeyiz.

Yerel seçimler yaklaştı, siyaseti düşünen insanların tavırları değişti.

Şimdi nerden siyasete girdik ki anlam veremedim, neyse konumuz siyaset değil kaldığımız yerden devam edelim.

Sahi bu memlekette eğitim niye hep son sıralarda, bu memlekette niye insanlar hep ırgatlığa gidiyorlar?

Bu memleketin sanayisi, tekstili ve tarımı yok mu ki insanlar hep yollarda can veriyorlar?

Bu memleketin elit kesmi insanlar niye hep çevre illerden alış veriş yapıyorlar, buradaki esnaflara ne olmuş ki anlayamadım?

Şehir boşaldı, Okullar tatil oldu, öğrenciler memleketlerine döndüler, bu memleketin garibanları ve ezilmişleri ise ırgatlığa doğru yola koyuldular.

İşte anlam vermek mümkün değil, kimi para kazanmaya gidiyor, kimide para harcamaya gidiyor bu memleketten.

İşin enteresan yani ise giden bu memleketten gidiyor.

Neyse konuyu fazla dallandıramadan sona doğru yaklaşalım, zaten cezalıyız kalemimizi kırdılar!

Bize de yol gözüktü ya… Üstat.

Okulların tatil olmasından dolayı örgenciler tatillerini ekin tarlalarında, çapada ve ya kayısı bahçelerinde çalışarak geçirecekler.

Ailelerinin ekonomisine güç katmak için ve okul harçlıklarını biriktirmek uğruna yaz sıcaklıklarına aldırış etmeden harıl, harıl çalışacaklar.

Sonrasında yollarda can pazarı, yollarda ölümler yaşanacak.

Bu Adıyaman’ın vaaz geçilmez kaderidir.

Sonrasında sitem edip diyeceğiz eğitim niye hep son sıralarda!

Yaz geldi, havalar çok güzel, kayısılar kızardı.

Tut’lar patır, patır yere düşüyor.

Her şey ne kadar güzel değil mi?