GLOBAL 28 ŞUBAT

                Yaklaşık yirmi gündür ülkemizde yaşanan Taksim Gezi Parkı kaynaklı gerilim ve kargaşa artık kabak tadı vermeye başlamıştır.  Son geldiği nokta itibariyle olaylar çıkış amacının tamamen tersi bir yöne sapmış bulunmaktadır. Başlangıçta olayların fitilini ateşleyen saik, ağaç ve çevre hassasiyeti iken, provokatörlerin ağaç ve çevre duyarlılığını kendi karanlık amaçlarına perde yapıp olayları istedikleri gibi yönlendirmelerinin sonucu olarak Hükümete diz çöktürme ve Tayyip Erdoğan’ın fiyakasını bozma noktasına taşınmıştır.

                Olayların gelişme seyrine bakıldığında çok derin ve organize bir komplo ile karşı karşıya olduğumuz görülmektedir. Taksim Gezi Parkı’nda ağaçların sökülmesine karşı tepki şeklinde başlayan olayların çok kısa bir süre içinde tüm ülkeyi etkisine alacak şekilde genişlemesi, olayların manipüle edilerek sosyal medya yoluyla tüm Dünya’ya servis edilmesi, dünya medyasının olaya yakından ilgi duyarak canlı yayın ekipleri gönderip, olayları anında ekranlara taşımaları, söz konusu olayların dış bağlantılı sistematik ve organize bir planın eseri olduğunu açıkça göstermektedir.

                Başlangıçta haklı ve masum sebeplerle başlayan olayların marjinal ve çapulcu gruplar tarafından amacından saptırılıp, karanlık amaçları için araç olarak kullanmak istedikleri açıkça anlaşıldıktan sonra, çevre duyarlılığı ile hareket eden bir kısım insanların hâlâ olayların içinde yer almaları doğrusu şaşılacak bir durumdur.

                Bu marjinal ve illegal odakların niyetleri belli olmuş, bunların, iyi niyetli insanları manipüle etmek suretiyle kendi karanlık amaçları için maşa olarak kullanmak istedikleri açıkça ortaya çıkmış bulunmaktadır. Bu durumda yapılması gereken; amacı, gerçekten çevre ve yeşili korumak olan insanların bu karanlık mihrakların amacına hizmet etmemeleri ve kendilerini kullandırmamaları bakımından sahneden çekilmeleridir. Bu yapıldığında, bu yasa dışı mihraklar karaya vuran balıklar misali açığa çıkacak ve kabak gibi ortada kalacaklardır. 

                Olayların görünürdeki nedeni çevreyi koruma duyarlılığı olsa da, ortaya çıktıktan sonra takip ettiği seyir itibariyle olayların dış bağlantılı derin bir komplonun eseri olduğunu görmek zor değildir. Olayların gerisinde, en başta faiz lobisi olmak üzere hortumu kesilen rantçılar bulunmaktadır. Bu arada, seçimlerden umudunu kesmiş ve sokak hareketlerine bel bağlayan siyasi partilerde(CHP, TKP, İP vs.) siyaset yapan köhnemiş siyasetçilerin de olaylardaki rollerini göz ardı etmemek gerekiyor. Ayrıca, etkisi azalmakla birlikte, hâlâ ayakta duran ve şimdilik sütre gerisine çekilen Ergenekon Terör Örgütü de olaya bir can simidi gibi sarılmıştır.

                Olayın dış bağlantıları içinse ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Türkiye’nin büyüyüp güçlenmesi ve Dünya’da muvazene unsuru olmasını hazmedemeyen dış güçler olayın bizzat içinde yer almış bulunmaktadırlar.  Öyle ya, Türkiye’nin, önlerinde hep el pençe divan durmasına alışmış malum dış çevreler açısından Türkiye’nin ekonomik yönden gelişip bağımsız hareket etmesini, IMF’ye değil borçlanmak, tam tersine, ona borç verecek bir konuma gelmesini, siyasi ve diplomatik yönden güçlenip Dünya’da sözü dinlenen bir ülke haline gelmesini, mağrur İsrail’e diz çöktürüp Orta Doğu’da model ülke haline gelmesini hazmetmek çok da kolay değildir.

                Gezi Parkı dolaysıyla meydana gelen olaylara bir ad koymak gerekirse, bulunabilecek en uygun isim ‘Global 28 Şubat’ olmalıdır. Nasıl ki, 28 Şubat’ta milli irade ayaklar altına alınıp, ekonomik kaynaklar birilerine peşkeş çekilip talan edildiyse; bu sefer de aynı amaç için dış güçlerin de içinde yer aldığı daha organize bir hareketle karşı karşıya bulunuyoruz. Fakat bu defa olayda yer alan aktörlerin hesaplayamadıkları bir şey var: Bir kere Türkiye eski Türkiye değil ve milli iradeyi temsil eden siyasi kadro ve liderleri hiçbir rüzgâr karşısında eğilip bükülmeden dik durmakta, emanete sahip çıkma konusunda son derece kararlı bir duruş sergilemektedir. Nitekim bu kirli ittifak içinde yer alan iç ve dış aktörler bu sefer sert kayaya çapmış, millete toplanmışlardır.

                Gelinen nokta itibariyle, oynanan oyunun gerisindeki kirli planın fark edilmesi nispetinde olay çözülme sürecine girmiş, demokratik hakkını kullanmak suretiyle halis niyetle olayın içinde yer alan kişi ve gruplar, kirli amaçlara alet olmayı ve figüran olarak kullanılmayı reddedip bir bir topluluktan ayrılmakta ve çapulcu gruplarını kaderleri ile baş başa bırakmaktadırlar.

                Umarım bu yaşananlar herkes için bir ders olur ve demokratik hakkını kullanmak suretiyle gösteri yapan kitleler, bundan böyle yasa dışı marjinal grupların aralarına karışıp olayları manipüle edip amacından saptırmalarına fırsatı vermezler!

                Daha fazla kırıp dökmeden olayların tamamen yatışması dileği ile…