Erdoğan başta olmak üzere, AKP yöneticilerinin ve milletvekillerinin büyük çoğunluğu, Türkiye Cumhuriyeti’ni dini esaslarına göre yeniden yapılandıracağını söyleyerek politika yapan Milli Görüşçüler. Erdoğan ve arkadaşları, günlük siyasi konuşmalarında, neredeyse iki kelimelerinin birisinde Allah’ın ve Peygamber’in (asm) adını anarak siyaset yapıyorlar. Allah’ı ve Peygamberi (asm) siyasete alet ediyorlar. Allah’ı ve Peygamberi (asm) siyaset aracı yapıyorlar.
Sık sık, ahlaklı olmaya vurgu yapıyorlar, haksız kazancın haran olduğunu söylüyorlar. Allah’ın ve Peygamberin adını anarak haram yiyenlerin, boğazında haram lokma geçenlerin günah işlediğini, söylüyorlar.
Kuranıkerim de Müslümanların nasıl davranacakları, neyin haram, neyin helal olduğu söyleniyor. Peygamberimiz (asm) hadislerinde haram ve helal olanı örnekler vererek söylüyor.
“Kim bir kul hakkı yemişse derhal o kardeşi ile helalleşsin. Çünkü (kıyamet günü) dirhem de geçmez dinar da. Böyle olunca o (hak yiyen) kişinin sevapları alınır o adama yüklenir.” (Buhari, Rikak, 48)
Günah dosyaları üç'tür:
1- Allah'ın affetmeyeceği, şirk dosyası
2- Allah'ın affedeceği, günah dosyası,
3- Kul hakları ile ilgili dosya.
Hz. Enes(r.a.) anlatıyor: Hz. Peygamber (asm) buyurdu ki: “Zulüm üç çeşittir: Allah’ın asla affetmeyeceği zulüm; Allah’ın affedeceği zulüm ve Allah’ın göz ardı etmeyeceği zulüm.
a) Allah’ın asla affetmeyeceği zulüm, Allah’a ortak koşmaktır. Çünkü şirk büyük bir zulümdür.
b) Allah’ın affedeceği zulüm ise, kulların kendileri ile Rableri arasında kendisine karşı işlenen suçlardır.
c) Allah’ın göz ardı etmeyeceği zulüm ise, kulların birbirlerine karşı yaptıkları zulümdür ki, haklarını birbirlerine ödetmedikçe onu terk etmeyecektir.” (Suyutî, el-Camiu’s-Sağir, 2/94)
Görüldüğü gibi dinimize göre kul hakkı yiyenlerin, hakkını yedikleri kişi ya da kişilere zülüm ediyorlar. Kulun kula zulmü ise Allah’ın af etmediği suçlardandır. Yine dinimize göre kul hakkı yiyenlerin, helalleşmeleri gerekiyor. Aksi halde kul hakkı yiyenlerin sevapları, haklarını yedikleri kişi ya da kişilere verilecektir.
Adıyaman’da CHP üyeleri, il ve ilçe örgütleri, gece gündüz demden çalıştılar. Maddi manevi zorluklara katlandılar. Salih Fırat oy verdiler, oy verdirttiler. Salih Fırat’ı, CHP’den Adıyaman’da milletvekili seçtiler, Ankara’ya gönderdiler.
Daha sonra Salih Fırat, gece gündüz demeden çalışan, maddi manevi külfete katlanan, kendisini milletvekili seçen CHP’lilerle görüşmeden, onların olurlarını almadan, onlarla helalleşmeden, onlara zulüm ederek CHP’den istifa etti.
Başbakan Erdoğan, Fırat’ı AKP’ye davet etti. Törenle yakasına AKP rozetini taktı. AKP milletvekilleri, AKP’ye Fırat’ı alkışladılar. Adıyaman AKP il ve ilçe örgütleri, Salih Fırat’ın AKP’ye katılımını alkışlarla onayladılar.
Fırat’a rozetini takan Erdoğan, Erdoğan’ın bu kararını onaylayan AKP milletvekilleri, AKP Adıyaman örgütleri, Fırat’a: “Seni CHP seçmeni seçti. Onların sende halkları var. Git onlarla helalleş öyle gel. Aksi halde kul hakkı (kendisini seçen partililerin) yemiş olursun. Onlara zülüm edersin. Ayrıca sende hakları olan CHP’lilerle helalleşmeden seni partimize alırsak, senin suçlarına ortak oluruz demediler. Fırat’ın CHP’lilerle helalleşmeden AKP’ye geçmesini onayladılar, Fırat’la aynı suçu işlediler, aynı günaha girdiler. Onlarda, Fırat’la birlikte, Allah’ın affetmediği zulüm suçunu işlediler.
Günlük siyasi konuşmalarında sık sık, altını çizerek, insanlara ahlaklı olmalarını, Allah’ın haram ve günah saydığı şeylerden uzak durmalarını öğütleyen Başbakan Erdoğan ve AKP’liler, Salih Fırat’ın, CHP’den ayrılıp AKP’ye katılması AKP’nin milletvekili sayısını bir sayı artması söz konusu olan olunca, Kuran’da ve Hadislerde söylenenleri, bir anda unuttular. Kul hakkı yemek ve haksız kazanç, bir anda suç olmaktan çıktı. Haram ve helal olduğuna bakmadılar. Emekleri geçmeyen bir kazancı, cup diye yuttular, mideye gönderdiler.
Haram, Günah, Erdoğan ve Siyaset (3)
