Adı her ne olursa olsun henüz konu somutlaşmadan, içerik bilinmeden, sadece bir şeylerin yapılacağının telaffuz edilmesiyle tartışmalar alevlenmeye başladı.
Sanki bütün detaylar biliniyormuş gibi muhalefet konuya muhalefet etmeye başladı. MHP belki adından ürktü, CHP içerikten çok İçişleri Bakanının muhatap kabul edilemeyeceğine odaklandı.
Doğrusu kestirmek zor. Yapılmak istenen nedir bilinmiyor henüz. Vatandaşların barış ve huzur içerisinde yaşaması deniyor ama bu zaten her zaman yapılmak istenen şey değil mi?
Bu yeni süreçte yapılmak istenen nedir ortaya konmadı henüz.
Ya da, bu bahsi edilen barış ve huzurun temini için nasıl bir yol izlenecek, terör nasıl bitecek hala bir muamma.
“Destek verenler” ve “karşı çıkanlar” şeklinde gruplaşmalar başladıysa da neye karşı çıkıldığı, neye destek verildiği bilinmiyor.
Bir iyileştirme yapılmak istendiği kesin. Bunun için bir takım adımlar atılacaktır. Kürtçenin seçmeli ders olarak okutulabilmesi, bölgenin sosyo-ekonomik ve kültürel olarak güçlendirilmesi, kişiler veya yerleşim birimleri için Kürtçe isimlerin kullanılabilmesi, anayasanın daha demokratik ve sivilleştirilmesi gibi bir takım iyileştirmeler yapılacaktır sanırım.
Hiç kimse birkaç ay sonra ülkeye huzur gelecek gibi bir beklenti içerisinde olmasın, bu beyhude bir bekleyiş olur. Uzun bir zaman dilimi gerekiyor.
Esas mesele bunlar yapılınca PKK silah bırakacak, operasyonlar bitecek, kan duracak mı?
Belki, bu açılımla PKK ve Kürt kavramlarının tanımları netleşecektir. Belki “doğu” denince, “Kürt” denince akla teröristler gelmeyecektir. Bölge insanına potansiyel terörist gözüyle bakılmayacaktır.
Dediğim gibi henüz açılımın içi açılmadığı için yapılmak istenen bilinmiyor. Ülkenin bölünmez bütünlüğü ve devletin kırmızıçizgileri tahrip edilemeyeceğine göre yapılmak istenen her ne olursa olsun demokrasi ve adalet işletileceğine göre korkulacak hiçbir şey yoktur.
Kimlerin muhatap olarak alınacağı konusunda da endişe edilecek bir durum olduğunu sanmıyorum. Ortada bir anlaşma yok ki tarafları olsun. Kimse ile masaya oturma, karşılıklı mutabakata varılma gibi bir şey olmayacak.
Ortaya bazı hedefler konacak ve devletin ilgili kurumları, aydınların, kanaat önderlerinin, sivil toplum kuruluşlarının, medyanın ve bütün halkın desteğini arkasına alarak hedefe varmak için somut adımlar atılacaktır.
Peşinen kapıları diyalog ve istişareye kapatmak, klasik muhalefet anlayışından öteye gitmeyip, olayı en başında çözümsüzlüğe mahkûm etmekten başka bir şey olmaz.
Açılım denen şey bir açılsa da görsek içinde neler var. Ondan sonra tartışılsın, kabul edilsin veya edilmesin.
Sevgili Fahreddin, son günlerin en güncel konusunu köşene taşımışsın. Açılım demek, hemen açalım da herkes görsün, ne var- ne yok demek değildir... Yavaş - yavaş açacaksın, germeden, kırmadan, yırtmadan... Elimize geçirdiğimiz bu tarihi fırsatı en iyi şekilde değerlendirebilmek umuduyla, ALLAH yardımcımız olsun. Mehmet KANDEMİR
AÇILIMI AÇINDA BİLELİM
Adına ister “Kürt Açılımı” deyin, ister “demokratik açılım”, ister “demokrasi açılımı”…
