SÖZÜM GAZETECİLİKLE YALAKALIĞI KARIŞTIRANLARA!

Bu sektördeki insanları yazmaktan yoruldum.

Basın sektörünün içerisinde olalı yıllar olmuştur.

Ancak işi hakkıyla yapan kaç kişinin bu memlekete hizmet ettiğini soracak olursanız, her halde 10 parmağı geçmeyecek kadardır.

Çünkü basın kartını cebine koyan herkes kendini “Fatih Altaylı, Ertuğrul Özkök, Ali Kırca” zannediyor.

Bu durumdan rahatsız olduğum kadar hiçbir şeyden rahatsız değilim.

Bana göre herkes haddini bilmeli.

Bugün duayen denilebilen bu isimler adeta bu mesleğin kitabını yazabilecek olan kişilerdir.

Ancak bu memlekette köşe yazan veya televizyon ekranlarına çıkan bazı kişilere baktığınız zaman ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız.

Ve ertesi gün bu kişilerdeki değişikliği sizlerde fark edeceksiniz.

Konuşma tarzlarından tutun yürüyüşlerine ve oturuşlarına kadar ne gibi davranışlar sergilediklerini göreceksiniz.

Bu tür kişilere köşe yazarı veya gazeteci demeye utanıyorum.

Bazen bu kişilerle aynı şehirde yaşamak dahi zoruma gidiyor.

Çünkü bu tür kişilerin tek amacı birilerine yağ yapmak veya çıkarları doğrultusunda hareket etmektir.

Adıyaman’da bu tür kişileri toplamaya kalkarsanız sanırım, bir kamyon kişi toplanırsınız.

Bu ülkede duayen dediğimiz kişilerde bu tip kişiler gibi kalemlerini satmış olsalardı, herhalde bu sektör yerlerde sürünürdü.

Bu kadar yağcılığın yapıldığı bir basın sektörü içerisinde işini severek yapan insanları da saygıyla anıyorum.

Keşke kalemiyle veya yorumlarıyla yağla satan bu kişilerde biraz gerçek gazetecileri kendilerine örnek alabilseler.

Neyse lafı fazla uzatmadan yukarıda bahsettiğim kategoriye giren birkaç kişi son günlerde açık adres vererek, yağ yapmaya devam ediyor.

Bu kişiler bu tarz bir politikayı devam ettirirlerse isimlerini deşifre etmekte benim boynumun borcudur.

Unutulmamalıdır ki, gazeteci her zaman muhalif olan ve dik duran kişidir.