Yrd. Doç. Dr. Hamdi Doğan, Niğde Üniversitesinde öğretim üyesi… Adıyaman dışında yaşamasına rağmen doğduğu yeri unutmayan ender hemşerilerimizden biri…
Dr. Doğan’ın bilimsel kaynaklara dayalı araştırmaları sonucu editörlüğünü yaptığı toplam on bir makaleden oluşan “Adıyaman Tarihi ve Kültürü üzerine” adlı, kapak resmi Remzi Taşkıran’a ait 474 sayfalık bir kitabı yayınlandı geçenlerde…
Adıyaman’ın Malatya’dan ayrılıp vilayet oluşu ile ilgili Hasan Çağrı Şaşmaz-Musa Şaşmaz’ın makalesinde Besni kökenli Hilmi Özbay’ın Besni’nin il yapılması isteğine karşın, Kâhta kökenli İçel Milletvekili Hüseyin Fırat’ın Adıyaman’ın il yapılması konusundaki ısrarlı çabaları anlatıldıktan sonra 55’nci sayfasında şaşkınlıkla karşıladığım bölümü birlikte okuyalım;
“Adıyaman’ın vilayet oluşu ile ilgili yapılan oylamaya 298 milletvekili katılmış, tamamı kabul yönünde oy kullanmışlardır. Burada ilginç olan Meclis görüşmeleri sırasında bu kanun tasarısını desteklediklerini ve Adıyaman’ın vilayet yapılmasına karşı olmadıklarını belirten o dönem ki CHP Malatya milletvekilleri Esat Doğan, Ahmet Fırat, İsmet İnönü, Mehmet Kartal, Kamil Kırıkoğlu, Abdullah Köroğlu, Nuri Ocakcıoğlu, Mehmet Fahri Oral, Hilmi Özbay, Mehmet Zeki Tulunay, Tevfik Ünsalan ve Nüvit Yetkin’in bu oylamaya katılmamış olmalarıdır.
Daha da enteresanı ise bu milletvekillerinden Kamil Kırıkoğlu Adıyaman merkez, Abdullah Köroğlu ise Kâhta doğumlu olmalarına ve bu seçim çevrelerini temsil etmelerine rağmen ne mecliste bu konu ile alakalı her hangi bir konuşma yapmışlar ne de Adıyaman’ın vilayet oluşu ile ilgili yapılan oylamaya katılmışlardır.”
Kitabın yayınından önce Dr. Doğan’ın dinlediğim bir konferansında parti ve milletvekili isimlerini vermeden aktardığı bu konuyu daha önce de bu köşede ve konuğu olduğum bir televizyon programında dile getirmiş ve çok önemli bulduğumu belirtmiştim.
31.10.2012 tarihli yazımda bahsettiğim 1999 yılında ANAP’tan milletvekili seçilen Emre Kocaoğlu; kaleme aldığı “Acemi Milletvekilinin Anıları” adlı kitabında “Ben milletvekili olarak Ankara’ya güya ülkeyi yönetmek üzere gittim. Ama Ankara beni yönetti. “ demişti. Kocaoğlu’nun bu tespiti meğer 1950’lerden beri devam ediyormuş ta haberimiz yokmuş…
Ne acıdır ki, vilayet oluşunu dahi kendi seçtiği vekillerine değil de diğer il vekillerine borçlu olan “suskun Adıyaman”a şimdi sormak istiyorum;
Adıyaman’ın il haline gelmesi konusunda “yüce” mecliste iki çift söz söyleme ve parmak kaldırma cüretinden bile yoksun Adıyaman kökenli milletvekillerinin “Ankara’ya” karşı koyma refleksinin gösterilemediği 1954 Türkiye’si ile demiryolu ihtiyacımızın fi tarihine ertelendiği günümüz Türkiye’si arasında ne fark var acaba?
ADIYAMANLILIK BÖYLE (Mİ) OLUR? 
