Türkiye’nin büyük komutanı Mustafa Kemal Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu an.
Her yıl 10 Kasım’da zamanın durduğu an ve yüreğimizdeki sevgi ateşi ellerimize aldığımız bayraklarla kutladık.
10 Kasım Atatürk’ü anma günü.
Vatanın her karış toprağında 10 Kasım gününde, bütün ülke saat dokuzu beş geçe trafikte yayalar bile Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün yıl dönümünde saygı duruşuyla andılar.
İnsanlar öyle bir heyecanla her yıl olduğu gibi katılım gerçekleştirdiler ki, anlatılmaz o sevgi seli…
Türkiye’yi dış güçlere karşı cephelerde omuz omuza silah arkadaşlarıyla bu toprakları işgallerden kurtarmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha rahmet ve sevgi seliyle anıyoruz.
Her törende olduğu gibi Adeta Ulu Önder bugün gözelerini hayat kapamış gibi selamladılar.
Hayatının son demlerinde bile bu ülke için her türlü mücadeleyi veren bir önderdi.
Temmuz sonlarına kadar Savarona’da kalan Atatürk’ün hastalığı ağırlaşınca Dolmabahçe Sarayı’na kaldırıldı.
Savaron’ın adı maalesef geçen yıllarda hiç hoş olmayan olaylarla gündeme taşındı.
Öyle bir millet olmuşuz ki Ulu Önderin geride bıraktığı bir mirasa bile sahip çıkamıyoruz.
Günümüzde insanlar ise Ulu Önderin bıraktığı değerlere sahip çıkmıyorlar laf ve menfaatler oldumu biz cumhuriyetçiyiz savunma propagandasına geçerler.
Mustafa Kemal Atatürk Hastalığının ciddiyetine vararak 5 Eylül 1938’de vasiyetini yazıp servetinin büyük bir kısmını Türk Tarih ve Türk Dil kurumlarına bağışlama kararı aldı.
Nihayetinde bu kararı uygulayarak servetinin bir kısmını bağışladı.
Giderek hastalığı ağırlaşınca Atatürk 1 Kasım 1938’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılış törenine de katılmadı.
Öncesinden Hazırladığı açılış nutkunu Başbakan Celâl Bayar’ın okumasını istemişti.
Dolmabahçe Sarayı’nda 10 Kasım 1938 sabahı saat dokuzu beş geçe, Mustafa Kemal Atatürk aramızdan ayrıldı.
Atatürk, ölümüne kadar memleket meselelerinden bir an olsun uzak kalmamıştı.
Çimdi ki Cumhuriyet Halk Partisinin biz onun izindeyiz açıklamalarını samimi bulmağımı ifade etmek istiyorum
Onlar Ulu Önder gibi olamazlar ve asla onun izinden yürüyemezler.
Ankara hükümeti daha sonra Rasattepe’de bir Anıtkabir yaptırdı.
10 Kasım 1953’te Etnografya Müzesinden alınan Atatürk’ün naaşı Anıtkabir’e getirildi.
Burada yurdun her ilinden getirilmiş olan vatan topraklan ile hazırlanan ebedî istirahatgâhına yerleştirildi.