Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Köşe Yazıları

Köşe YazılarıFahrettin ÇELİKİSTANBUL İZLENİMLERİ - 2 “İSTANBUL’UN TAŞI TOPRAĞI ALTINDIR” [ Arama ]

İSTANBUL İZLENİMLERİ - 2 “İSTANBUL’UN TAŞI TOPRAĞI ALTINDIR”
Başlık İSTANBUL İZLENİMLERİ - 2 “İSTANBUL’UN TAŞI TOPRAĞI ALTINDIR”
Tarih 13.11.2012
Gönderen Editör

Fahrettin ÇELİK

 

İSTANBUL İZLENİMLERİ - 2

“İSTANBUL’UN TAŞI TOPRAĞI ALTINDIR”

 

          Elbette ki, “İstanbul’un taşı toprağı altındır” sözü mecazen kullanılmıştır. Son İstanbul ziyaretimde bunu bir kez daha anladım ki, gerçekten de İstanbul’un taşı toprağı altındır.

 

          İstanbul’un yerüstü ne kadar değerli ise toprağının altı da o kadar değerlidir. İstanbul’da gezerken kendimi tarih kitaplarının sayfalarında gezerken hissettim.

 

          Cami veya tarihi binaların tabelalarında çok eski tarihler okuduk. 600-700 yıllık eserlerin hala o müthiş ihtişamıyla ayakta duruyor olması, o devirde yaşayanların aslında günümüz teknolojisinin ötesinde bir güce sahip olduklarının bir ispatı değil mi?

 

          Öğlen namazını Yeni Cami’de, ikindiyi Sultanahmet’te, akşamı Eyyûb El-ensari Camisinde kılmak bana müthiş bir iç huzuru verdi.

 

          Hele hele Eyyûb El-ensari türbesine gidince bambaşka duygulara kapıldım.

 

Selam verip “Ya Eyyûb El-ensari hazretleri, sana Safvan bin Muattal’dan selam getirdim.” demek geldi içimden.

 

Sanki bir yakınımın mezarı başındaydım. Sanki bir tanıdıktı burada yatan. Sanki Samsat’ın Taşkuyu köyü tepesinde yatan Safvan bin Muattal’ın kokusu geliyordu.

 

Öyle ya, her iki zatta “Gül” kokusundan nasiplenmişlerdi.

 

İşte, İstanbul’un taşı toprağı altın değil de, neydi? Eyyûb El-ensari’nin içinde yattığı toprağın kendisi altın değil miydi?

 

Daha kimler yoktu ki bu topraklarda; Aziz Mahmud Hüdayi hazretleri gibi zatlar ve birçok Osmanlı padişahı bu topraklara değer katmışlar.

 

 Beyazıt Kulesi, Beylerbeyi Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, Galata Köprüsü, Galata Kulesi, Kız Kulesi, Sultanahmet Meydanı, Boğaz Köprüsü… ve daha nice eserler İstanbul’u İstanbul yapan değerler…

 

İstanbul’a gidip de Eminönü’nde balık ekmek yemeden gelmek, geziyi yarıda bırakma anlamına gelirdi benim için. Manzarası, denizi ve tarihiyle tüm güzellikleri bir arada tutan Eminönü, İstanbul'da gezip görülecek en güzel yerlerden birisi.

 

Sevdiklerinle oturacaksın taburelere, özenilmeden yapılan balık-ekmek dürümlerini bir iki demeden yollayacaksın mideye. Peşinden turşu ve en sonunda mis gibi çay…

 

İstanbul’da Anadolu ile Avrupa yakasını gemi ile geçmek ise bir başka eğlenceli. Çok ucuza deniz sefası için ele geçmez bir fırsat.

 

Ve… Çamlıca…

 

Yağmur yağsa ne çıkar ki…

 

Yağmura rağmen çıktım Çamlıca tepesine. İki değerli dostumla Çamlıca tepesinde yağmurun altında ışıl ışıl İstanbul’u seyretmek harika bir şeydi. Kumpir yemeden de hiç olmazdı…

 

Boğaz köprüsü bir gelin gibi nazlıydı. Çamlıca deyince aklıma şiir geliyordu. Meğerse Çamlıca’nın kendisi zaten şiirmiş.

 

Ve bir kez daha anladım ki, İstanbul’un taşı toprağı altınmış.

 

İstanbul’un altı da, üstü de hazineymiş…

 

 

Fahrettin Çelik

www.samsathaber.com

samsattema@hotmail.com

 

Oyu Puanı: 6 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir
Yorumlar

Bilgiler
Burda 1175 Yazı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: ESKİ SAMSAT’I ÖZLÜYORUM
Enfazla Değerlendirilen: FAHREDDİN AKTAŞ HAKK’A YÜRÜDÜ

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 31 (0 Kayıtlı Üye 31 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler:


 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri