Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Köşe Yazıları

Köşe YazılarıMustafa IŞILDAKATATÜRK VE DİN [ Arama ]

ATATÜRK VE DİN
Başlık ATATÜRK VE DİN
Tarih 11.11.2012
Gönderen Editör

ATATÜRK VE DİN

Cumhuriyetimizin kurucusu, askeri deha, devlet adamı ve büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün her fani gibi ebediyete intikalinin yıldönümünde, bazı iddiaların aksine din düşmanı olmadığına dair bu sütunda 23 Kasım 2007 tarihinde yayınlanan yazımı aşağıda tekrar yayınlamayı uygun gördüm:

“Adıyaman Cumhuriyet Caddesinde bulunan Diyanet Yayınevinde “Atatürk-Din ve Din adamları” adlı bir kitaba rastladım. Atatürk’ün dine bakışının ne olduğunu, en güvenilir kaynaklardan kitaplaştırılan bir eserde okuyarak giderebileceğimi düşündüm. Türkiye Diyanet Vakfı Yayınlarından olup Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu’nun kaleme aldığı 7. baskısı yapılan bu kitabı satın alarak okumaya başladım.

Önsözdeki “Ne var ki, bu büyük insanın tüm görüş ve düşüncelerinin aynı derecede, özellikle kendi halkı tarafından tam anlaşıldığı söylenemez. Örneğin onun din ve laiklik hakkındaki görüş ve düşünceleri en az bilineni ama en çok tartışılan ve istismar edilenidir. Öyle ki kimi çevrelerce konu hakkında taban tabana zıt, tamamen birbirinden farklı çeşitli düşünceler üretilmektedir. Bunlar arasında Atatürkçülüğü “dinsizlik” olarak takdim edenlerin sayısı azımsanamayacak kadar çoktur.” ifadelerini çok gerçekçi buldum.

Şimdi Atatürk’ün din hakkındaki söz, düşünce ve açıklamalarından bazı paragrafları, önsözdeki yoruma katıldığımdan yerimiz ölçüsünde aynen aşağıya alıyorum. Ne de olsa bilgi paylaşmakla çoğalırmış…

*Sayfa 9: ”Allah, kulları gereken olgunluk noktasına erişinceye kadar içlerinden vasıtalarla dahi kullarıyla ilgilenmeyi Tanrı olmanın gereği saymıştır. Onlara Hz. Âdem Aleyhisselam’dan itibaren bilinen veya bilinmeyen sayısız denecek kadar çok nebiler, peygamberler ve elçiler göndermiştir. Fakat Peygamberimiz aracılığıyla en son dini hakikatleri ve uygarlığı verdikten sonra, artık insanlıkla bir takım aracılar koyarak ilişki kurmayı gerekli görmemiştir. İnsanlığın kavrama düzeyi, aydınlanması ve olgunlaşması; her kulun doğrudan doğruya tanrısal ilhamlarla ilişki kurma yeteneğine ulaştığını kabul buyurmuştur. Ve bu sebepledir ki, Cenabı Peygamber, son peygamber olmuştur. (Hilafetin kaldırılması esnasında TBMM’de yaptığı konuşma, 1 Kasım 1922)

*Sayfa 16: “İslam toplumunun düştüğü zulüm ve yoksulluğun elbette birçok nedenleri vardır. İslam âlemi, dini hakikatler çerçevesinde Allah’ın emrini yapmış olsaydı böyle bir sonla karşılaşmazdı. Allah’ın emri çok çalışmaktır. İtiraf ederim ki, düşmanlarımız çok çalışıyor. Biz de onlardan çok çalışmak zorundayız. Çalışmak demek boşuna yorulmak, terlemek demek değildir. Zamanın gereklerine göre bilim, fen ve uygarlığın her şeyden sonuna kadar yararlanmak zorunludur. Hepimiz itiraf etmek zorundayız ki, bu konudaki hatalarımız çok büyüktür. (Akhisar’da yaptığı konuşmasından, 5 Şubat 1923)

*Sayfa 17: “Ancak bu sayede ve Allah’ın yardımıyla, şahsıma tevcih buyurduğunuz ve buyuracağınız vazifeleri en iyi şekilde yapmaya muvaffak olabileceğimi ümit ederim. (Cumhurbaşkanı seçilmesi üzerine yaptığı konuşmasından, 29 Ekim 1923)

*Sayfa 19 “Bence bir defa her Müslüman İslami hükümleri bilmeye mecburdur. O halde okullarımızda zaten İslami hükümler öğreteceğiz. Lakin bunun dışında ve üstünde nasıl ki doktor, mühendis yetiştiriyoruz, ilmi meslekler erbabı yetiştiriyor isek, tabii dinimizin bütün hasletlerini, felsefesini bilen âlim insanlara ihtiyacımız var. Fakat emin olalım ki, bu insanları medrese odasından çıkaramayız ve eğitemeyiz. (İzmir’de halk ile konuşmasından, 2 Şubat 1923)

*Sayfa 30 “Büyük bir devrim yaratan (Hz.) Muhammed’e karşı beslenen sevgi, ancak onun ortaya koyduğu fikirleri, esasları korumakla yaşatmak gerekti. Peygamber ölür

ölmez düşünülecek şey, onu bir an evvel toprağa vermek değil, yaratmış olduğu devrimi güvenceye almaktı.(M. Şemsettin Günaltay’ın anılarından, 1930)

Kitapta ilgi çekici anekdotlar devam ediyor…

En iyisi kitabı okumak!…”

Beş yıl önce Hacc’a gidişimizin arifesinde kaleme aldığımız bu yazıyı, Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün 10 Kasım 2012’de Anıtkabir özel defterindeki son cümlesiyle noktalıyorum:

“Ruhun şad olsun Atatürk!..”

Oyu Puanı: 0 - Ortalama:

Yorum Gönder Değerlendir
Yorumlar

Bilgiler
Burda 1175 Yazı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: ESKİ SAMSAT’I ÖZLÜYORUM
Enfazla Değerlendirilen: FAHREDDİN AKTAŞ HAKK’A YÜRÜDÜ

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 1 (0 Kayıtlı Üye 1 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler:


 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri