Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Köşe Yazıları

Köşe YazılarıZiya AKTAŞENANİYET TUZAĞI [ Arama ]

ENANİYET TUZAĞI
Başlık ENANİYET TUZAĞI
Tarih 01.11.2012
Gönderen Editör

 

 

ENANİYET TUZAĞI

 

            Sosyal varlık olması hasebiyle insanlar topluluk halinde yaşamak durumundadırlar. İnsanlar için sosyal yaşam o kadar önemli ki, sosyal yaşamın olmadığı bir toplumu düşünmek neredeyse imkânsız gibidir. Sosyal yaşam insanlar için adeta olmazsa olmaz bir şart mesabesindedir. Aksi halde yeryüzünün insanlarla şenlenmesi ve insanlığın idamesi belki de mümkün olmazdı.

            Sosyallığın gereği olarak insanlar birbiriyle iletişim ve etkileşim içinde olup, insanların birçok ortak ihtiyacı bu dayanışma ve yardımlaşma sayesinde karşılanmakta ve yaşam mücadelesi içindeki birçok engel bu sayede aşılmaktadır. Sosyal ilişkilerin zayıf olduğu toplumlarda insanların, sorunları halletme konusunda birçok müşkülle karşılaşması, yani sorunlar yumağının içinde boğulup kalması kaçınılmazdır.

            Sosyal yaşamın en önemli şartı ise insanların enaniyeti aşmaları ve fedakârlık yapma meziyetini üst seviyeye çıkarmalarıdır. İnsan kendi şahsi menfaatini her şeyin önünde tutar, sürekli kendine yortarsa, sosyal yaşamın asgari müştereklerine riayet edilmediğinden toplumsal nizamın bozulması ve kargaşa ortamının hazırlanmasına zemin hazırlanmış olur.

            İnsanların sadece kendilerini düşünmesi ve kendi menfaatlerini gözetmesi diye tabir edilen bencilliğin aşırı hali patolojik bir durum olup toplumsal yaşamı dinamitleyen bir etkiye sahiptir. Bencil insan kendisinden başkasını görmez, çünkü gözlerinin önüne, insanları görmesini engelleyen gurur perdesi çekilmiştir.

            Esasen bencillik(enaniyet) doğal bir dürtü iken, bunu aşmak ve bu tuzağa düşmemekse büyük bir erdem ve insanları yücelten bir tutumdur. Enaniyeti yenmenin yolunun ise nefsi gemlemekten geçtiği bilinen bir gerçektir.

            Modern yaşamın tetiklediği tüketim kültürünün yaygınlaşması, kitle iletişim araçlarının insanları yeni baştan inşa etmesinin sonucu olarak insanlar manevi ve ahlaki değerlere sırtını dönerken maddenin adeta zebunu olmuşlardır. Maddeciliğin imalathanesinden çıkacak ürünün ise bencil bir insan portresinden başka bir şey olmayacağı izahtan varestedir.

            Maddeciliğin tesirindeki insan sürekli kendini merkeze almakta, insanların her şeyi kendi kişisel çıkarları etrafında örgülemesinin sonucu olarak ne yazık ki, ben merkezli bir dünyaya doğru hızla yol alınmaktadır! Maddeci felsefenin şekillendirdiği fertler huzursuz, birbirine karşı güvensiz ve sürekli vicdan azabının sızısını duymaya giriftar kimselerdir. Böyle fertlerden müteşekkil bir toplumunsa istikrar bulması, düzen ve intizamla tanışması ve huzur ortamına kavuşması asla mümkün değildir. Tam tersine böyle bir toplumun kaos, kargaşa ve düzensizliğin kol gezdiği asosyal bir topluluk olması kaçınılmazdır.

            Bencil insan her olaya kendi kişisel çıkarı penceresinden baktığından, çıkarı ile çelişmesi halinde; icabında kendini topluma adamış fedakâr ve diğerkam insanları bile karalayabilmekte ve gözünü kırpmadan onlara iftira atabilmektedirler. İpek böceğinin tüm dünyayı kendi kozasından ibaret sanması gibi,  böyle kimseler de her şeyi kendi küçük dünyalarından ibaret görmekte, dolayısıyla tüm değerlendirmeleri ve değer yargıları da buna göre şekillenmektedir.

            Nasıl ki kendini topluma adama ve fedakârlık toplumu ayakta tutan bir iksirse, bencillik ve nefsaniyet de o derece toplumların içini kemiren ve onları zillete mahkûm eden bir etkiye sahiptir.

            Toplumun huzuru, selameti ve dirlik içinde yaşaması, fertlerin enaniyet duygusunu yenmekle direkt ilişkili olduğundan, fertlerin bu olumsuz duygudan sıyrılması için azami çabanın gösterilmesi toplumsal açıdan kaçınılmaz bir görevdir.

            Toplumların sağlıklı bünyeye kavuşmaları ve geleceğe emin adımlarla yürümeleri, toplum bireylerinin birbirlerine karşı samimi ilişkiler geliştirmeleri manevi ve ahlaki değerlerle mücehhez fertlerin yetiştirilmesine bağlı olup, bu konuda eğitim öğretimin büyük bir fonksiyon değeri bulunmaktadır. Bu bakımdan eğitim öğretim sisteminin manevi ve ahlaki değerlerle donanmış fertleri yetiştirecek şekilde gözden geçirilmesi ve yeniden yapılandırılması hayati derecede önemlidir.

            Fertlerin bencillik duygusundan sıyrılıp fedakârlığın şahikalarına çıkmaları ve toplumumuzun geleceğe emin adımlarla yürümesi dileği ile…

Oyu Puanı: 11 - Ortalama: 4.64

Yorum Gönder Değerlendir
Yorumlar

Bilgiler
Burda 1175 Yazı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: ESKİ SAMSAT’I ÖZLÜYORUM
Enfazla Değerlendirilen: FAHREDDİN AKTAŞ HAKK’A YÜRÜDÜ

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 4 (0 Kayıtlı Üye 4 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler:


 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri