Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Köşe Yazıları

Köşe YazılarıFahrettin ÇELİKADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ SINIFTA KALDI [ Arama ]

ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ SINIFTA KALDI
Başlık ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ SINIFTA KALDI
Tarih 15.05.2012
Gönderen Editör

Fahrettin ÇELİK

ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ SINIFTA KALDI

 

            Dün akşam Gazeteci-Yazar Mustafa Işıldak ağabeyimin daveti üzerine Adıyaman Üniversitesinde düzenlenen “2011 Yılı En İyiler Ödül Töreni” ne katıldım.

 

            Sonradan öğrendim ki, Mart ayında yapılması düşünülen ve daha sonra ertelenen veya iptal edilen programın icrasıymış.

 

            Her şeyde bir hayır vardır” deyip programı izlemeye karar verdim.

 

            Programın önce Adıyaman Üniversitesi Medya ve Reklam Topluluğu ile Adıyaman’da bulunan Basın Meslek Kuruluşlarının işbirliği ile yapılacağı belirtilmişti. Daha sonra Adıyaman Gazetecileri Cemiyeti Başkanı Sayın İbrahim Aslan’ın açıklaması ile durumun öyle olmadığı ve görev alan basın mensuplarının karar verici değil, danışma mercii olarak görev aldıkları anlaşıldı.

 

            İşin birinci kafa karıştıran yönü burasıydı.

 

         * * * *

 

            Programın açılış konuşmasını yapan, topluluk başkanı değerli meslektaşım Kadir Demirsap, ödül verilecek kişileri seçerken sadece il merkezini baz aldıklarını, bu tür organizasyonlarda hatalar olabileceğini söylemesi üzerine şaşkınlığım iyice arttı.

 

            Yani bu tür etkinliklerde şehirli, köylü, beldeli, ilçeli ayırımı yapmak olur muydu? Her neyse adam hata yaptığını yeni anlamış ve özür diliyordu. Büyütülecek bir tarafı olmaması gerekirdi.

 

              Saat sekizde başlayacağı belirtilen törene sekiz buçukta başlandı. Sayın Vali yerine Vali Yardımcısı, Belediye Başkanı yerine Başkan Yardımcısı, Emniyet Müdürü yerine Müdür Yardımcısı gelmişlerdi. Başkan Yardımcısı da ödülünü alıp toplantıyı terk etti zaten.

 

            Daha sonra ulusal basından ödül verilecek kişiler anons edildi. Onlardan da hiç kimsecikler tenezzül edip gelmemişlerdi.

 

            Masada dizili ödüllerin çokluğuna ve katılımcılara baktığımda hangisinin sayısının daha fazla olduğunu kestiremedim. Daha sonra masada sahipsiz kalan 15-20 ödül kaldığını görünce “demek ki, ödül sayısı katılımcıların sayısından fazlaymış” diye düşündüm.

 

         * * * *

 

            Olayın neresine bakarsak bakalım berbat bir organizasyondu desem yanlış söylemiş olmam sanırım.

 

            Kadir kardeşim ilçelerin dışlanması olayını hata olarak telaffuz etse de, Sayın Mustafa Işıldak’ın bu hususta günler öncesinde ikazda bulunduğu bilgisine ulaştım. O halde bu bir hata değil kasıtmış ama burada yatan esas amacı çözmüş değilim.

 

Kimi kimden ayırmak istiyorlar. O salonda olsun veya olmasın bütün basın mensupları kardeştir, şehirli köylü ayrımı yapılmaksızın hepsi çok değerlidir.

 

Yarın bu konu gündeme oturur, bütün gazeteler, radyolar bu organizasyonun berbat geçtiğinden bahseder diye düşünürken, birde baktım ki ödüller o kadar planlı dağıtılmış ki, eleştirilerin de önü kapanmış.

 

Çünkü eleştiri yapabilecek bütün gazetecilerin eline birer ödül tutuşturuldu. Cemiyet başkanlarının hepsine ödül verildi. Gerçi sağ olsunlar bazı cemiyet başkanları bu kötü tablonun içinde yer almamışlardı ama sonuçta ödül aldıklarından biraz zor eleştirirlerdi.

 

Sadece ilçelerdeki gazeteciler olayın dışında tutulmuş, onlarda “acaba kendisinin ödül beklentisi mi vardı” hissi uyandırabilir diye haberi yazamazlardı.

 

Takdir edersiniz ki, herkese ödül verilmez elbette. Mesela 2-3 ilçeden birer kişiye ödül verilse yeterli olurdu.

 

Yani onlarca, hatta sayısı belki yüzü aşmış bir ödül organizasyonunda Naif Karabatak, Necati Atar, Erdal Özkaynar, Kerim Baydak, Bilal Karadağ, Kemal Öner, Mehmet Kandemir gibi çok değerli gazetecilerin seçilerek dışlandıkları acaba tesadüf müydü merak ettim doğrusu.

 

Protokol, basın meslek kuruluşları ve diğer ilgililerce fazlaca ciddiye alınmayan bu organizasyonda en başarılı marka ödülü bana çok ilginç geldi. Aslında ekmeğin yanında birde peynirci, turşucu, maydanozcu seçilebilirdi.

 

Kabul edilir veya edilmez, bu bir fikirdi sadece…

 

* * * *

 

Denebilir ki, “Ya Allah’ını seversen hiç mi olumlu bir tarafı yoktu” sorusuna da elbette var derim. Mesela Kamer Ulucan, Mustafa Işıldak, İskender Korkut, M. Emin Danış gibi basının çok değerli mensuplarının onure edilmesi elbette güzeldi. Orada ödül alan bütün insanlar gerçekten ödüle layık, değerli insanlardı. İtirazım seçilen kişilere değil, yanlış uygulama ve ayrımcılığadır.

 

Belirtmeden geçemeyeceğim; Sanatçıların seslendirdikleri parçalarda güzeldi, yüreklerine sağlık.

 

İşin özü şu; Ya bir işi yaparken doğru dürüst yapacaksınız, ya da Üniversite gibi ciddi bir kuruluşun adını kullanmayacaksınız.

 

Üniversitenin her türlü imkanından faydalanıyorsunuz. Salonunuz var, ses düzeni, eleman ve para sıkıntısı yaşamıyorsunuz. Üniversite adına yapılacak bir organizasyonun şaibesiz, adil, demokratik olması gerekir.

 

Velhasıl benim gözümde üniversite bu etkinlikle sınıfta kalmıştır. İnşallah hatalardan dersler çıkarılır ve diğer organizasyonların daha sağlıklı yürütülmesine vesile olunur.

 

Selam ve dua ile…

 

 

Fahrettin Çelik

www.samsathaber.com

Oyu Puanı: 7 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir
Yorumlar

Bilgiler
Burda 1175 Yazı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: ESKİ SAMSAT’I ÖZLÜYORUM
Enfazla Değerlendirilen: FAHREDDİN AKTAŞ HAKK’A YÜRÜDÜ

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 33 (0 Kayıtlı Üye 33 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler:


 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri