Dondurucu soğukların yaşandığı bir ilde nöbet tutan erin, elleri cebinde donarak ölmesi üzerine verilen emirle bütün erlerin cepleri dikilir…
Benzer uygulamalara maalesef zaman zaman rastlanıyor. Örneğin, önemli bir devlet büyüğünün konuşacağı alana veya kapalı salona girişte dinleyicilerin-izleyicilerin “konuşmacıya fırlatılabilir” endişesiyle kalemlerin sokulmaması gibi…Oldu olacak ayakkabılar da sokulmasın, halk yalınayak bırakılsın? Hey Yarabbi!
Geçenlerde Adıyaman Üniversitesi Medya ve Reklam Öğrenci Topluluğu tarafından düzenleneceği bildirilen En İyiler 2011 Ödül Töreni’nin, icra öncesi yapılan yazılı ve muhtemel sözlü eleştiriler üzerine yapılmasından vazgeçilmesi vealdığımız duyumlara göre işin acısı bundan sonra da hiç yapılmayacağının söylenmesi gibi… Dileriz duyumumuz yanlış ola…
Törenden bir gün önce gelen e-mailden öğrendiğimizde konuyla ilgili görüşlerimizi naçizane bu köşede paylaşmıştık. Rektörlük Basın Danışmanı Ahmet Tekin, sağ olsun duyarlılık göstererek aynı gün arayıp yazımızdaki görüşlere katılmadıklarını, düzenlenmesinde rektörlüğünün bir etkisinin bulunmadığını, her şeye Öğrenci Topluluğunca karar verildiğini söylemiş ve bunun bir yarışma olmadığını da belirtmişti... Nasıl olduysa 3-4 saat sonra, adeta 1 Nisan Şakalarını andırırcasına törene ise 4-5 saat kala yine rektörlükten gelen e-mailde törenin “ertelendiği” bildiriliyor, her nasılsa “iptal” kelimesi de yer alıyordu. Peki, hani üniversite rektörlüğünün sözümona bir etkisi yoktu? Muhtemeldir ki, henüz daha erteleme mi, iptal mi olduğu anlaşılamayan o günkü kararın; tören sonrasında eleştirilerin yoğunlaşması endişesinden kaynaklandığıdır.
Yanlış, başka yanlışla düzeltilemez, yanlış doğru ile düzeltilebilir. En büyük risk, risk almamaktır. Bu olayda da rektörlüğün risk alarak yanlışlı doğru ile düzeltmesi,Rektörlük ve Öğrenci Topluluğu işbirliği ile oluşturulup ilan edilecek bir seçici kurul önderliğinde; yarınlarımızı emanet edeceğimiz bu günkü gençlerimizin bu sosyal çalışmalarının sonuçlandırılması gerekir. Seçici kurul ise örneğin; bir akademisyenin başkanlığında iki akademisyen, Öğrenci Topluluğundan iki, yerel basından bir, okur ve izleyicilerden bir kişi olmak üzere toplam altı-yedi üyeden oluşturulabilinir.
Bu ucu açık ertelemenin devam etmesi; yalnızca Medya ve Reklam Topluluğunun değil, diğer Öğrenci Topluluklarındaki gençlerin de kendilerine olan güveni yitirmelerine ve gelecekte düzenlemeyi düşündükleri sosyal aktivitelerden vazgeçmelerine yol açar.Böylece rektörlüğün gençlerimizi yönlendirici rol üstlenmeyerek risk almaktan kaçınmasının acı faturası ilimiz ve ülkemizin geleceğine çıkar.
Ne olursunuz, kolaycılığa kaçarak bütün cepleri dikmek yerine zoru göğüsleyelim.
Bir Milli Eğitim Bakanının “Ah şu okullar olmasaydı, maarifi ne güzel idare ederdim” sözünü hatırlatmayalım…
CEPLER DİKİLSİN!
