Okumak gibi mükemmel bir meziyetin terk edildiği günümüzde yazmak çok daha zor.
Hele köşeye yazmak daha bir zor. Yazdığın yer elit bir yerse çok daha dikkat istiyor.
Çünkü bu yazanlardan kimi sitenin beyni, kimi yüzü, kimi vücudu, kimide taşıyan ayakları olur. Anlayacağınız; siteyi sürükleyen, ayakta tutan ve bir yerlere taşıyan bunlardır.
O anda kendinizi emin ellerde ve güvende hissediyorsunuz.
Birikim sebebi olsa gerek bu işi en iyi yapan Fahrettin Çelik kardeşimizdir.
Güncel olaylar dersen en iyisi ve en çarpıcısı.
Nostalji dersen en tatlı ve en sürükleyicisi.
Şiir dersen en dokunaklısı ve en sadesi.
Aşk dersen en alası.
Hadi gel de okuma…
* * * *
Az daha içeri girince Ziya Aktaş gibi bir akademisyen!
Ne kadar anlamak istemeseniz bile yorumuyla beyninize işliyor siyaseti.
Resmen siyaset akademisi mezunu.
Öyle bir yazıyor ki; Yazdıklarını akşam haberlerde veya yetkili ağızlardan dinlediğimiz halde sanki hiç duymamışız gibi. İlk duymuş hazzı veriyor okuyucuya.
Okudukça okuyası geliyor insanın…
* * * *
İlerledikçe kulağa seyirci uğultuları gelmeye başlıyor.
Anlıyorsun ki stada yaklaşmışsın.
Sanırım yazma konusunda en fazla sıkıntı çeken Mehmet Kandemir kardeşimizdir.
Ve en büyük şanssızlığı da sporu seçmiş olmasıdır. Çünkü pek öyle sürükleyici bir vaka yok.
Ama yinede, tüm bunlara rağmen sporu sevdirmesini ve okutmasını çok iyi biliyor.
* * * *
Koridordan ilerledikçe tatlı bir nağme ve mest edici mırıltılarla Sadi Aktaş’ın sesi geliyor.
Gerçekten kaleminden kan damlıyor cinsinden….
Sanırım Ziya amcasına çekmiş.
Kaleminden sevgi ve muhabbet damlıyor. Hatta damlamıyor akıyor…
En sıradan konuyu öne çıkarmayı çok iyi biliyor.
* * * *
Sonrasında M.Ali Çetinkaya kardeşimiz sesleniyor.
Ahenkli bir seda ile sesleniyor okuyucularına.
Okuyunca ister istemez, küçükte olsa bir muhasebe geçiriyor kafasında…
* * * *
Misafir odası bir hayli sade. Elit kardeşlerimizle daha da güzelleşmiş.
İçerde Mustafa Işıldak, Baykan Sarıkaya, Mehmet Çil, Gökhan Bayram ve ikramda bulunan Mustafa Türkoğlu kardeşlerimizi görüyorum. Hoş sohbetleri ve kahkahalarıyla evi şenlendiriyorlar. Gerçekten yazdıklarıyla içeri girenleri aydınlatıyorlar. Ellerine sağlık diyorum.