Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Köşe Yazıları

Köşe YazılarıMehmet Ali ÇETİNKAYAÖLÜMÜ ANMAK VE MEZARLIKLAR [ Arama ]

ÖLÜMÜ ANMAK VE MEZARLIKLAR
Başlık ÖLÜMÜ ANMAK VE MEZARLIKLAR
Tarih 12.04.2009
Gönderen Editör

ÖLÜMÜ  ANMAK  VE MEZARLIKLAR

 

Hayatın sonu gelmeyen çekişmelerinden, kavgalarından, anlaşmazlıklarından sıkıldım. mezarlıkta bir mezar taşı üzerine oturdum. Toprağın altında saklanan düşünceler bir sögüt fidanı gibi boy verdi. 

Peygamber Efendimiz: ‘ölümü çokça anınız’ buyurdu.

Çünkü;

Ölümü anmak haysiyetli bir hayat yaşama çabasına adım atmaktır.

Ölümü anmak şımaran ruhların önüne bir engel koymaktır.

Ölümü anmak yaşamaktan zevk almaktır…

Ben bir mezar taşı üzerinde bunları düşünürken, bu düşünceler içerisinde kelimelere değmeyen düşünceler yaşanması gerekenlerdi.  Kelimelere değen düşünceler ise şu düşüncelerdi:

Mezarlıklar kimsesizler semti…herkesin uğradığı son durak. Herkes kimsesiz… nüfuslu kalabalıklara sahip olanlar yalnızlığı burada yaşarlar, yokluk semtine uğramayanlar burada garibanların en garibanı olurlar.

Mezarlıklar var ile yok arasında ince bir çizgi, gözlerin gördüğü manevi bir alan, dünya sınırları içinde fakat dünyadan ayrı bir yer. Kimisinin yaşadığı kimisinin yaşayamadığı bir mekan…

mezarlıklar ibret yeri, sevinç ve üzüntünün kardeş olduğu bir yer.  Kimileri için üç günlük dünyanın son durağı. Kimileri için yeni hayatın ilk durağı. Gidenler için bitiş çizgisi bu mezarlık. Kalanlar için iki alemi ayıran bir çizgi. Kimileri için  bu mezarlıklar acıların timsali. Kimileri için hayatın farkındalığının sevinci bu mekanlar. Ayrılığın durağı belki.

Sevgililerini burada sonsuzluğa uğurlayanlar bilir acının mezarlık ağaçlarında can kazandığını, mezarlıklara ibret mekanı olarak bakanlar ise yaşamın, hayatın, özgürlüğün mezarlık ağaçlarında canlandığının farkına varırlar.

Yan yana konulmuş kutular her kutuda bir insan… bazılarında sade bir görünüm bazılarında şatafatlı bir yapı, sonra bazıları gariban gibi kenarlarda, bazıları ailece durur… kiminin bir ailesi dahi olmamıştır.

Kiminde ne isim var ne bir taş, kimine ise adları unutulmasın diye bir levha konulmuş en güzel taşlardan. İsimler, doğum ve ölüm tarihleri, doğum ve ölüm tarihlerini ayıran bir (1927– 1954) çizgi görürsünüz işte hayat !!! dersiniz kendi kendinize, işte hayat ders’iniz !!!

Var mıydı? Yok muydu soruları sarar her yanınızı, yaşadılar mı, Güldüler mi, eğlendiler mi, bizim gibi konuşup, bizim gibi düşündüler mi ? sonra bizim gibi hiç mezarlığa  uğradılar mı ? onlar da bizim gibi küçük bir çizgi üzerine düşündüler mi ? bizim gibi ölümün kıyısında bir çizgi ile hayata tutundular mı ? sorular uzar ve uzar… geçen zamandır her an bizi onlara yaklaştırır. Her düşünce bizleri biraz daha onlardan yapar. Hayatı ve ölümü orada anlar insan. Üzüntü ve mutluluğu. Zamanın akmayan bulantılarını  ve zamanın çağlayan dalgalarını daha nicesini anlar insan mezarlıklarda.

 

Her kutu ki bir ömür barındırır içinde, bir roman, bir hayat, yalın gözle bakıp geçenler sadece bir mezar derler, oysa o mezarda bir zamanlar umutlarıyla, düş kırıklarıyla, mutluluk ve hüzünleriyle, vuslat ve ayrılıklarıyla, kahkaha ve gözyaşlarıyla yaşamış bir insan vardır tıpkı bizim gibi yaşayan…

Her kutunun içinde bir roman vardır hepsinin konusu farklıdır. hepsinin hayat hikayesi farklı, rolleri farklı, mizaçları farklı kahramanlar vardır. Hiç ölmeyecekmiş gibi çalışanlar… öldükten sonra isim bırakmak için uğraşanlar. Ve ölmemek için uğraşanlar. Nihayet birdir. Hepsinin dış görünüşleri farklı da olsa hepsinin vardığı yer bir.

 

Kalkabilselerdi yerlerinde bizlere söyleyecekleri ilk söz ne olurdu acaba? Hayatın, zamanın ve diğerlerinin anlamsızlığını mı yoksa kendi ölümlerinin zamansızlığını mı ? neyi söylerlerdi bizlere, nasihat mı ederlerdi, yoksa bizim gibi yine dünya dönüyor, öyleyse yaşıyorum, uzun bir zaman daha var deyip hayata mı dalarlardı.

 

Bu düşüncelere dalmışken birden yaşadığımın farkındalığını hissettim. Gülümseyerek dedim ki: ey ölüm! seni düşünmek hayatta olmanın farkına varmakmış.

 

 

Mehmet Ali ÇETİNKAYA

Oyu Puanı: 11 - Ortalama: 3.91

Yorum Gönder Değerlendir
Yorumlar
Editör
12 Nis 2009
GÜZEL MESAJLAR İÇEREN YAZINIZDAN DOLAYI KUTLAR, BAŞARILI ÇALIŞMALARININ DEVAMINI TEMENNİ EDERİM. F.ÇELİK

Bilgiler
Burda 1175 Yazı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: ESKİ SAMSAT’I ÖZLÜYORUM
Enfazla Değerlendirilen: FAHREDDİN AKTAŞ HAKK’A YÜRÜDÜ

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 14 (0 Kayıtlı Üye 14 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler:


 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri