Son haftalarda olup bitenleri görünce irkildim. Neler oluyor? Kim kiminle
husumetli? Bu hesaplaşmalar nerden çıktı? Devletimizin en yüce organları,ne adına olduğu
belirsiz bir savaşta birbirleri ile hesaplaşmakta; Yargı, ordu, medya, emniyet, hükümet, muhalefet hepsi
kavgaya tutuşmuş gidiyor. Benim üzerinde önemle durduğum ve beni ürküten
hassas bir konuda hangi kurumlar gerçek ve gerçeğin peşinde acaba? Ve acaba hangi kurumlar gerçek görevlerini yerine getirmek amacıyla bu kavgada rol almış durumdalar.
Bunu kestirmek pek mümkün değil..Bilinen şudur ki; Bu kavgada yer alan her kurum da kendi asli iş ve işlevini ifa ettiğini söyleyebilmektedir..
Yani;MİT,görevini kendisine verilen rolünün bir gereği olarak yerine getirmiş ve bunun için de suç'a konu olabilecek bir şey yoktur.
Yüksek yargı, kendi mesleki formasyonu gereği kendisine iletilen her türlü duyum,kanı ve kanıtsal verileri değerlendirmek üzere gündemine alarak-soruşturma açmak durumunda olduğunun gereğini yapmak için harekete geçtiğini görevsel erkine ile kamuoyuna göstermiştir.
Basın ise, olan/biteni toplumla paylaşmak için üstüne düşeni yaptığını ileri sürmektedir.
Yani,herkes görevini yaptığını söyleyebilmektedir..
O zaman sormak gerekir;Öyle ise,bu kaus neden?? Eyvah! İçimizdeki sevgisizlikle bölgemizde süregelen karışıklık ortamı ve beraberinde getirebileceği yeni tehlikelerinin
boyutu beni yine kara-kara düşündürmeye şevketti. Kendinizi benim yerime koyun, gel de çık bu işin içinden. Herkes cesaret hatta cüret yarışında. Herkes bir aykırılık ve karışıklık sevdasında bu gidişle normalleşmeye giden bir
Türkiye'nin önüne bent olma gayretinde. Türkiye'de seçimler daima bir çare
idi. Şimdi oda bitti. Ne kadar güçlü gelirsen gel, dengeler çatışması kaçınılmaz
oluyor. Bu yaşanan ve yaşatılan insanlar arasındaki fitne tohumları öfke, kin, nefret
ve husumetler damarlarımıza yerleştirilmiştir. En ufak bir kıvılcımla hemen
kaplaşmaya hazır bir millet olmuşuz. Pusu kültürü bütün mesleklere yayılmıştır. Bunu aşabilmemizin tek nedeni yeni bir anayasa olması kaçınılmaz
olmuştur. ortak bir mutabakat ve akil düşüncelerin yeni anayasa metni üzerinde
çalışmaların gösterilmesi hayalden öte gidemez. Daha yeni bir iştüzük
işgali kavgalar hakaretler, küfürler diz boyu. Aile var yüzünüz kızarmıyor mu?
Benim kızarıyor sizleri bilemem. Bildiğim tek şey var,O da yeni bir anayasaya kavuşamayacağımızdır. Bu tehlikeli kamplaşmalar ve akabinde düğmelere basmalar bitmeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan bu yana güçler savaşı dış bağımlıdır. Dengeleri koruma adına birileri bir düğmeye basar kırk akıllı akil adam bu düğmeye nereden basıldığının tartışmalarının hesabını, çıkarını
günlerce tartışarak bir zemine oturtmaya çalışırlar. Sormak lazım. Türkiye cumhuriyeti çıkar ve denge ülkesi midir? Bu dengeler çatışmasının halkımızın
üzerinde ölen gençlerimiz yaralanan yürekler anne ve babaların kan gözyaşları
bizlere bu acıları çok yaşattınız. Ey halklar! Bu oyunlara gelmeyin oyun içinde oyun oynanmaktadır. Bu oyun oynayanların inançları olamaz. Bunların Allah'ı kitabı, Peygamberleri olamaz. Bunların sadece rant, çıkar, gövde gösterileri başka ne olabilir? Ben ülkem için yinede mutluyum. Şeffaflaşmaya ramak kaldı umudu mu kırmama adına...