Dört partinin teklifiyle Meclise gelen ve jet hızıyla kabul edilerek Köşk’ün onayına sunulan şike ve teşvik primine verilen cezayı azaltan yeni yasa, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından veto edildi. Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, ‘mevcut kanunda değişiklik yapılmasını öngören düzenlemenin uygun bulunmadığı, bir daha görüşülmesi için TBMM’ye geri gönderildiği’ ifade edildi.
Değişiklik gerekçesinde ‘adil ve hakkaniyete uygun cezalar belirlenmesi amacının yer aldığı’ hatırlatılırken, buna karşın kamuoyunda soruşturmaya ilişkin kişilere yönelik özel bir düzenleme yapıldığı intibaının uyandığı bildirildi.
Gözlerin üzerine çevrildiği Meclis, önüne gelen yasayı aynen kabul ederse, kanunun Cumhurbaşkanı tarafından yayınlanması gerekiyor. Şayet üzerinde oynama olursa tekrar veto etme hakkı doğmuş olacak. Ancak kuliste konuşulanlara bakılırsa, iktidar partisinin destek vermeyeceği öğrenilen değişikliğin Meclis gündemine gelmesi beklenmiyor.
Bilindiği üzere daha önce AK Parti Gaziantep milletvekili Şamil Tayyar Cumhurbaşkanına bir mektup yazmış ve yasanın veto edilmesini istemişti. Cumhurbaşkanı ise yaptığı açıklamada ‘kişilere yönelik özel bir düzenleme olduğu intibaını uyandırması nedeni ile bu haliyle yasanın içine sinmediğini’ belirtmişti.
Beklendiği gibi, kamuoyunun hassasiyetini dikkate alan Cumhurbaşkanı, Meclisin büyük ekseriyetinin onayına mazhar olmuş yasayı veto etti Bunu yapmakla Abdullah Gül, TBMM’nin üzerine şaibe gölgesinin düşmesini önlemiş oldu. Aslında milletvekillerinin büyük çoğunluğu bu düzenlemeden rahatsızdı; fakat üzerinde büyük bir ittifak olduğu için seslerini çıkarmayarak kerhen destek vermek durumda kaldılar. İşte Cumhurbaşkanının söz konusu vetosu adı geçen milletvekillerini vicdanlarının kabul etmediği bir düzenlemeye onay vermek suretiyle kendi kendileri ile çelişkiye düşmek gibi bir tezattan da kurtarmış oldu.
Şayet yasa bu haliyle Cumhurbaşkanının onayından da geçmiş olsaydı, TBMM’nin üzerine büyük bir şaibenin gölgesi düşeceği gibi, Cumhurbaşkanı da bu şaibeye ortak olmuş olurdu. Şu ana kadar milletin büyük güvenini kazanan Meclis’e duyulan güven sarsılacak, toplumun adalet duygusu büyük bir yara almış olacaktı. Söz konusu yasa değişikliğinin Cumhurbaşkanı tarafından veto edilmesiyle tüm bu olumsuz gelişmelerin önüne geçildiği gibi, toplumda güven erozyonunun oluşmasına da fırsat verilmemiş oldu.
Her ne kadar cezaların orantısız olduğu ve dünyadaki uygulamaların daha düşük cezalar öngördüğü bir vaka ise de, şike soruşturmalarının olanca hızı ile sürdüğü ve çoğu sanığın tutuklu olarak yargılandığı bir sırada ceza indirimi ile ilgili olarak yapılacak bir düzenlemenin, ister istemez bazı sanıkları yargıdan kaçırmak ve özel bir af yasası şeklinde algılanması kaçınılmaz olacaktır.
Mevcut yasada cezalar biraz ağır ve orantısız olmakla birlikte, değişiklik halinde toplum vicdanında açılacak yaralar mevcut halin yol açtığı mağduriyetlere göre çok daha ağır olacaktı.
Kamuoyunun hassasiyetlerini dikkate alarak şike yasasını veto etmek suretiyle toplumun adalet duygusunun zedelenmesine fırsat vermediği ve TBMM’yi de büyük bir şaibeden kurtardığı için Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül büyük bir teşekkürü hak etmektedir.
Şike yasasının veto edilmesinin desteklenmesi yönünde görüşler serdedildiği için bu yazının fanatik takım taraftarlarının hoşuna gitmeyeceği kesindir. Fakat şu husus asla akıldan uzak tutulmamalıdır: Takım taraftarlığı hiçbir zaman fanatizm sınırına varmamalı ve gerçeklerin önünde perde olmamalıdır. Ben de ‘koyu’ diye tabir edilen bir Fenerbahçe taraftarıyım; fakat bu durum gerçekleri örtbas etmemi ve olaylara taraftarlık penceresinden bakmamı asla gerektirmez.
Herkesin fanatizm hastalığından sakınıp, olaylar karşısında objektif kalması dileği ile… 05.12.2011
ŞİKE YASASINA GEÇİT YOK!
