Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Köşe Yazıları

Köşe YazılarıMustafa IŞILDAKYERE DÜŞMEKLE CEVHER SAKIT OLMAZ… [ Arama ]

YERE DÜŞMEKLE CEVHER SAKIT OLMAZ…
Başlık YERE DÜŞMEKLE CEVHER SAKIT OLMAZ…
Tarih 21.09.2011
Gönderen Editör

YERE DÜŞMEKLE CEVHER SAKIT OLMAZ…

            27 Mayıs… Türk demokrasi tarihine vurulan kara leke olarak hatırlanan bir yılın 365 gününden biri…

            Bu tarihi izleyen tutuklamalar, emir altında sözüm ona hâkim koltuğuna oturtulmuş kara cübbeli insanların kaleminden yine emirle çıkan yargılama usulleri ve arkasından gelen Başbakan Adnan Menderes ve iki bakanının idamları…

            Seçimle yönetime gelen bu devlet adamlarının; bebek davası, köpek davası gibi sudan bahanelerle suçlanmasına karşılık merhum Başbakan Adnan Menderes’în avukatının o tarihte savunmasında ifade ettiği; şair Namık Kemal’in “yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr-ü kıymetten” mısrasının ne denli isabetli olduğunu, elli yıl sonra bu gün daha iyi anlamaktayız.

            Adıyaman’da Bugün Gazetesinin 20 Eylül 2011 tarihli nüshasında yayınlanan haberde, Adıyaman Barosu Başkanı Av. Demirhan Seçilmiş’in konuya atfen verdiği demeçte Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 35’nci maddesinin halen yürürlükte olması ve 12 Eylül 1980 darbesinin bir numaralı “sanığı” Kenan Evren ve arkadaşlarının halen yargılanmaması nedeniyle sitemde bulunduğunu okudum. Sayın Seçilmiş’in sitemine katılmamak elbette mümkün değil… Lâkin şu hususu da göz önünde bulundurmak gerekir ki; 35’nci madde yürürlükten kalksa dahi darbe yapmanın, yani seçimle işbaşına gelmiş yönetimi silahla yok edip yerine geçmenin adeta “doğal görev” olduğuna dair demokrasi dışı omzu kalabalık karanlık zihniyetlerin devam ettiği bir süreçte bunun tek başına bir yarar sağlayacağına inanmıyorum. Daha da önemlisi, ceza infazı yalnızca cezaevlerinde olmaz; milletin, bireylerin vicdanında da olur. Dolayısıyla suçluluk, yalnızca adli sicilden anlaşılmaz, bir de çoğu kez adli sicilden daha da önemli olan kamu vicdanından anlaşılır. Hele zaman aşımı veya davadan feragat hükümlerinin kamu vicdanında hiç yeri olmaz.  İşte 27 Mayıs’ın “failleri” nasıl yargılanamadıysa 12 Eylül’ün “failleri” de yargılanmazsalar değil de yargılanamasalar dahi, Allah’a şükür kamu vicdanında ebediyen mahkûm olmuşlardır.

            Öte yandan bu tür “suçların” kimi silahlı güçlerce “doğal görev” sayılmaması için, terör ve diğer bazı suçlar için ceza yasamızda öngörülen etkin pişmanlık hükümleriyle cezanın yok edilmesi veya azaltılması yolunun, darbe suçları için de getirilmesi gerekir ki “bağırsaklar” çok büyük oranda temizlensin, toplum huzur bulsun ve geleceğe de “ibret” olsun, düşüncesindeyim.

            Ancak bu takdirdedir ki, üstten alta doğru klasik savunma yerine alttan üste doğru samimi itiraflar, yukarıdaki paragrafta geçen deyimle “bağırsak temizleme”  mümkün olabilir. Bu ise sonraki darbe heveslilerinin önünü keseceğinden çocuklarımızın, torunlarımızın yaşayacağı demokrasiyi daha uzun soluklu ve sürekli kılar.

            Bu konuda yapılabilecek yasal düzenleme için, hukukçu olması münasebetiyle milletvekilimiz Ahmet Aydın’a, hatta öncelikle konunun tartışılıp olgunlaşması için Adıyaman Barosuna bir görev düşer mi?

            İnşallah!...

           

Mustafa Işıldak

www.mustafaisildak.com.tr

0532-422 95 28

m.isildak02@gmail.com 

Oyu Puanı: 0 - Ortalama:

Yorum Gönder Değerlendir
Yorumlar

Bilgiler
Burda 1175 Yazı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: ESKİ SAMSAT’I ÖZLÜYORUM
Enfazla Değerlendirilen: FAHREDDİN AKTAŞ HAKK’A YÜRÜDÜ

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 3 (0 Kayıtlı Üye 3 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler:


 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri