İki yıl önce bu köşede başladığımız emlak ve ekonomi ağırlıklı Işıldak’la Emlak Dünyası adlı sektörel yazılarımıza yeniden başlıyoruz.
Emlakçılık; alıcı-satıcı veya kiracı-kiralayan arasında köprü işlevi gören aracı kurumdur. Emlakçı, ne alıcı ve ne de satıcı olmamakla birlikte empati kurarak kendisini onların yerine koymak zorundadır. Gayrimenkul ve sahibi ile alıcının içerisinde bulunduğu koşulları göz önünde bulundurarak açık, şeffaf bir şekilde “uzlaşma” sağlamak, sonrasında da bu uzlaşmayı sağlıklı ve süratli bir biçimde tapu takriri ile sonuçlandırmak durumundadır.
Gelelim işin müşteri yönüne;
Yasalarımızda hizmet sözleşmesi serbestliği bulunduğundan yazılı kural olmamakla birlikte; satıcı ile aracılık sözleşmesi, alıcı ile de yer gösterme sözleşmesi yapmak, tarafların hak ve yükümlülüklerinin önceden belirlenmesi açısından bir gereklilik olmasına karşın, hele Adıyaman gibi yörelerde-en azından şimdilik- pratikte pek mümkün olmaz. Onun için de alıcı ve satıcı koşullarında değişiklik meydana geldiğinde, her müşteriyi birebir izleyemeyeceği için budeğişiklikten haberi olmaz. Oysa müşteri, kendi koşullarında meydana gelebilecek değişikliği kendisi bildirebilir. Yani satıcı ise sattığını, alıcı ise satınaldığını veya vazgeçtiğini, v.b.; önceden hizmet talebinde bulunduğu emlakçısına bildirebilir. Bu bilgiyi alan emlakçı, söz konusu talebi aktif portföyünden çıkarıp arşivine alır. Bu konuda bir daha da ilgili tarafı aramaz, onunla ilgili bir çalışmaya da girmez.
Bu konuda belki bir yasal hüküm olmayabilir ise de işin doğru ve etik yönü budur. Lakin müşterilerin binde 999’unun maalesef bu görevi yapmaktan kaçındığı veya düşünmediği de bir gerçektir.
Altı yıl kadar önce “ikinci memleketim” Ankara’da bir ev kiralamak istedik. Yirmiye yakın emlakçıya bu konuda not bırakıp kartını aldım. Birkaç gün sonra da kulakları çınlasın, Bahçelievler’de emlak danışmanlığı yapan Selahattin Güler eliyle bir evi kiraladık. İlk işim kartını aldığım emlakçı meslektaşlarıma birer cep mesajla ilgileri için teşekkür edip durumu bildirmek oldu.
Bu bilgilendirmeyi yapmamın birinci nedeni, ilgili emlakçılar benim bu isteğimi portföylerinden çıkararak bir daha aramayla uğraşmamalarını sağlayarak, benim için boşa ayıracakları zamanı aktif müşterilerine dolu dolu ayırmalarına fırsat vermek…
İkinci nedeni ise, sonradan olur olmaz zamanda bu konuda bana gelebilecek telefonların önünü keserek, artık “gereksizleşen” bu konu için, hayatın normal akışı içerisinde yapmam gereken diğer görüşme, sohbet veya çalışmalarımın bölünmemesini sağlamak…
Geçtiğimiz aylarda Adıyaman’a yeni atanan üst düzey bir bürokratın talebi olan kiralayabileceği birkaç eve baktıktan iki gün sonra, kendiliğinden telefonla arayıp bizim tavsiye ettiğimiz evlerin dışında başka bir kiralık ev bulduğunu söyleyerek emeklerimiz için teşekkür edince, görmeye pek alışkın olmadığımız bu incelik karşısında inanın çok duygulandık. Allah razı olsun dedik.
Bilinçli ve saygılı müşteri dediğin işte böyle olur, dedik!…
Bir sonraki yazımızda mal sahiplerinin tek emlakçı ile çalışmasının faydalarına değineceğiz.