Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Köşe Yazıları

Köşe YazılarıMehmet Ali ÇETİNKAYABEN BİR SEYYAHIM [ Arama ]

BEN BİR SEYYAHIM
Başlık BEN BİR SEYYAHIM
Tarih 14.06.2011
Gönderen Editör

BEN BİR SEYYAHIM

Bu anlattığımız hikâyedir, hangi tarihte yaşandı bilinmez. Yeri hakkından bilinenler,  Sadece hikâyede anlatıldığı yer değildir. Bu hikâye her ufku dar, hasid, fesad ve cahilin hayatında her gün bir daha yaşanmaktadır.

Çölün ortalarında bedevi karı-koca, yağmur sularını biriktirerek, çöl farelerini avlayarak geçimlerini sürdürür, mutlu mesut yaşarlardı.  Günün birinde bir seyyahın yolu çöle uğradı, bu çiftin olduğu mevkiden geçti, çölün ortasında ıssız bir çadır görünce,  seyyah merak edip çadıra doğru yürüdü. Orada erkek-kadın iki kişi gördü. Yanlarına yaklaştı selam verdi. Birkaç kelamdan sonra seyyah, bedeviye bu çöl ortasında geçiminiz nedir? Ne yer, ne içersiniz diye sordu.

Bedevi cevap verdi, Hanımım yağan yağmur sularını biriktirir. Ben de her gün şu göz alabildiğince baktığın çölde,  çöl farelerini avlar, geçimimizi böyle sağlarız dedi.

Seyyah bedeviye dönerek, kendi memleketini, insanları, toplumları, görgü kurallarını, birlik beraberliği, kardeşliği, dostluğu, temizlik ve ibadetleri sonra sahip olduğu nimetleri, zahmetsizce nimetlere sahip olmayı daha sonra sebze, meyve ve tatlılardan tek tek bahsetti. Bedevinin anlayabileceği düzeyde…

Seyyah ekledi, işte benimle beraber birkaç günlük yol yorgunluğuna katlanırsanız, sizi cennet gibi güzel, çeşit çeşit meyvenin olduğu bir yere götürebilirim. Orada daha rahat yaşayabilirsiniz dedi. Seyyah yaşadığı yerlerden ve nimetlerden bahsettikçe bedevinin karısının gözleri fal taşı gibi açılıyor. Hayretlerle seyyahı dinliyordu.

Bedevi, Seyyahı gece ağırlamak için ısrar etti, kendi görgü ve misafirperverliği mesabesinde ikram etti.  Uyku zamanı, Seyyahın yataklarını çadırın bölünen diğer bölümüne serdiler.

Bedevi, karısına dönüp, Bak bu yıl yağmur bol yağdı, iyice su biriktirdik. Yağmur çöl farelerini de gün yüzüne çıkardı. Eskiden bir tane bile zor avlayabiliyor iken bak görüyorsun günde 5-10 tane çöl faresi avlıyorum. Hanım sakın dinleme bu seyyahı, böyle hasidler nimet bolluğunda insanın etrafına toplanır, insanı yer ve yurtlarından ederler. Sakın ola!! Bu adama inanmayasın. Bu adam hayalperest, şerli ve hasid bir insandır. Sakın ha Sakın bu adama kulak kabartıp inanmayasın. 

Seyyah, bedevinin bu sözlerini dinledikçe sahip olduğu ve bedevininin sahip olamadığı nimetleri, Hz. Peygamberin bedeviler ile olan ilişkilerini düşündü. Sabahın ilk ışıkları ile şeytandan kaçar gibi bu bedeviden uzaklaştı.

Dünya coğrafyasında yaşayan her bedevi, sahip olduğu çöl farelerine herkesin sahip olmak için can attığını düşünür, oysa yaşadığımız dünya bedevinin dünyasından o kadar farklı ki,  onlar çöl farelerini avlamak, yağmur sularını biriktiredursunlar, biz davamıza ulaşmak için bir ömür yol yorgunluğu çekmeye hazırız. 

Ben de bir seyyahım…

 Not: Hikaye Mevlana’dan Düşünmek bizden.

Oyu Puanı: 9 - Ortalama: 4.66

Yorum Gönder Değerlendir
Yorumlar

Bilgiler
Burda 1175 Yazı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: ESKİ SAMSAT’I ÖZLÜYORUM
Enfazla Değerlendirilen: FAHREDDİN AKTAŞ HAKK’A YÜRÜDÜ

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 4 (0 Kayıtlı Üye 4 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler:


 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri