YAŞANAN TUHAF GELİŞMELER

            Seçimlere sayılı günler kala ülkemizde tuhaf gelişmeler yaşanmaktadır. İçerideki derin odakların seçim sürecini sabote etme girişimlerine hız verdikleri bir sırada, bazı dış odaklar da boş durmayarak, aynı değirmene su taşımakla meşguller.

Gerek ülkemizde bu işle iştigal eden ciddi araştırma kuruluşlarının yaptıkları anket sonuçları, gerekse meydanlardaki ilgi ve coşku, AK Parti’nin üçüncü bir seçim zaferini işaretlemektedir. Bu durum karşısında muhalefet partilerini bir panik, bir korku sarmış bulunuyor. Sandıktan umudunu kesen ve bu yolla sonuç alamayacağını gören bazı siyasi partiler işi zorbalığa dökmüş, adeta illegaliteden medet umar hale gelmişlerdir. Bunun sonucu olarak, çok garip, bir o kadar da eşyanın tabiatına aykırı ittifak arayışları sükun etmiş bulunmaktadır.

Bu bağlamda, CHP’nin Hakkâri mitinginde BDP, mitingin başarılı geçmesi için elinden geleni ardına koymamıştır. Bir gün önce aynı alanda yapılan AK Parti mitinginin sönük geçmesini sağlamak maksadıyla, mitinge katılmaması için halka baskı yapılmış ve kepenkler zorla kapattırılmıştır.  Sıra CHP’ye gelince, işbirliği anlayışı içinde halka kepenkleri kapattırmak şöyle dursun, mitinge katılması için halk teşvik edilmiş, cadde ve sokaklar çöplerden temizlenmiştir.

Aralarındaki zımni anlaşmanın gereği olsa gerek, CHP Genel Başkanı, BDP’nin dümen suyundan giderek, yaptığı konuşmada demokratik özerklikten dem vurduğu alanda tek bir Türk Bayrağının olmaması son derece manidardır. Tabi ertesi gün CHP Genel Başkanı yine çark ederek, Ardahan’da yaptığı konuşmada kendini tekzip edercesine, sözlerinin yanlış anlaşıldığını söylemiş, bundan kastının eyalet sistemi olmadığını, sadece yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gerektiğinin kastedildiğini, her zamanki pişkinliği ile söyleyebilmişti.

Bundan başka internet sitesine düşen bir ses kaydında, BDP Elazığ eski il başkanı ile aynı partinin eşbaşkanı Gülten Kışanak arasında tuhaf bir konuşma geçmektedir Konuşma şu mealde cereyan etmiştir: BDP’nin desteklediği bağımsız adaylarının seçilme şanslarının bulunmaması ve CHP’nin de milletvekili çıkaracak kadar oy potansiyeline sahip olmaması nedeniyle, AK Parti’nin beş milletvekilinin tamamını almaması için, MHP adayının desteklenmesi gerektiği istikametinde görüşler beyan edilmiştir.

İnternete düşen bir başka ses kaydında ise; bir üst komutan, “AK Parti’nin BDP’den daha tehlikeli olduğu ve BDP’nin adayına oy verilmesinin kendi amaçlarına daha uygun düşeceği” yolunda temenniler dile getirmiştir.

CHP Genel Başkanı Hopa’daki olaylar için Başbakan’a, nezaket icabı ‘geçmiş olsun’ mesajı iletmediği gibi, ‘yangına körükle gitmek’ anlamına gelen “Rüzgâr eken fırtına biçer” demek suretiyle, yasa dışı olaylara adeta alkış tutmuştur.

Görüldüğü gibi, bir araya gelmeleri asla düşünülmeyen parti ve oluşumlar AK Parti karşıtlığında hemen bir araya gelmekte ve aynı amaç etrafında kenetlenebilmektedirler. Böyle ucube bir ittifakın memleket hayrına olmayacağı ve bir zamanlar düşman kardeşleri oynayan karşıt uçlarda yer alan partilerin harmanlanmasından kargaşa ve kaostan başka bir şeyin çıkmayacağı izahtan varestedir.

İçerde, seçim sürecine yönelik tüm bu engelleme ve sabote etme çabaları sürerken, dışarıdaki bazı güç odakları ve bir kısım yayın organları da bu kervana katılmış bulunuyorlar. Geçen gün İngiltere’nin saygın dergilerinden olan The Economist, AK Parti’nin Türkiye’yi çok ileri noktalara taşıdığı ve devrim niteliğinde icraatlara imza attığını vurguladıktan sonra, mevcut Anayasa’yı tek başına değiştirmemesi için, seçmenlerden AK Parti yerine CHP’ye oy vermelerini isteme densizliğinde bulunmuştur.

Yine, Amerika’nın saygın gazetelerinden olan New York Times (NTY), AK Parti’ye methiyeler dizdikten ve yapmış olduğu devrim niteliğindeki icraatlarını saydıktan sonra, aynı kaygılarla, seçimlerde CHP’nin desteklenmesi gerektiği temennisini dile getirmekte bir beis görmemiştir.

Bir kısım yabancı basın-yayın organları bir ülkenin içişlerine niye bu denli burnunu sokma gereği duyar, prestijinin sarsılması pahasına bir başka ülkenin seçimlerinde neden kendini taraf haline getirir? Anlamak mümkün değil.

Belli ki, dünya seçkinleri, sözcüsü konumundaki bu yayın organlarıyla, Türkiye’deki seçime müdahale kararı almışlar.

Önce İngilizler sonra Amerikalılar, iki etkili yayın organı aracılığı ile “Oylar CHP’ye” mesajını verdilerse, bunun bir sebebi Türkiye’nin artık ‘birinci lig’ oyuncusu sayılması, diğer sebebi de alışılmış yerli müdahalelerin bugünün Türkiye’sinde artık yapılamıyor olmasıdır.

Densizlik anlamına gelen böyle bir müdahalenin sonuç vermesi asla düşünülemez. Bir kere, öne sürülen kaygının seçmen nezdinde karşılık bulması mümkün değildir. Zaten halkımızın büyük ekseriyeti yeni sivil bir anayasa istemektedir. Halkımız; vesayet sisteminin tasfiye edilmesi, derin mihrakların, karanlık yapılanmaların millet iradesini istedikleri şekilde yönlendirmelerinin önüne geçmenin böyle bir Anayasa ile mümkün olacağını gayet iyi bildiğinden, ayağına gelen bu fırsatı kesinlikle kaçırmak istemeyecektir.

Türkiye seçmeni kendisi ile ilgili en iyi kararı verecek deneyim ve olgunluğa sahip olup, bu konuda yabancı ülke dergi ve gazetelerinin akıl hocalığına ihtiyaç duymamaktadır. Adı geçen yabancı gazete ve dergiler, sonuç vermesi asla mümkün olmayan, kendilerini gülünç duruma düşürecek böyle boş işlerle uğraşmayı bir kenara bırakarak, üstün(!) akıllarını kendi ülkelerinin iş ve işlemlerine hasretseler daha isabetli davranmış olurlar!

NOT: Sitemizin Editörü ve Samsat Haber Gazetesi'nin imtiyaz sahibi ve başyazarı Fahrettin ÇELİK 'in GAP Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreterliğine yeniden seçilmesinden dolayı, kendisini kutluyor ve başarılarının devamını diliyorum...

Ziya AKTAŞ