Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Köşe Yazıları

Köşe YazılarıZiya AKTAŞYANGINA KÖRÜKLE GİTMEK [ Arama ]

YANGINA KÖRÜKLE GİTMEK
Başlık YANGINA KÖRÜKLE GİTMEK
Tarih 21.04.2011
Gönderen Editör

YANGINA KÖRÜKLE GİTMEK

 

            YSK’nın, aralarında 8 BDP’linin de bulunduğu ‘12 bağımsız adayın seçimlerde aday olamayacakları’ yolunda aldığı karar tam bir bomba etkisi yaptı. YSK bu kararla ortamı germek için fırsat kollayanların ekmeğine yağ sürerken, istismarcıların eline arayıp da bulamadıkları bir fırsat vermiş oldu.

 

Veto edilenlerin, bağımsız aday olmaları hasebiyle yerlerine yeni adaylar gösterilememesi sorunun püf noktasını teşkil etmektedir. Bu durum göz önünde bulundurulunca, YSK’nın attığı bu adımın çözüm odaklı değil, sorun çıkarmaya matuf olduğu anlaşılmaktadır. Daha önce Anayasa Mahkemesi ve HSYK üzerinden iş görmeye çalışan oligarşik bürokrasi ve derin güçlerin, yapılan Anayasal değişikliklerle bu kurumların normal sınırına çekilmeleri üzerine, faaliyet sahasını YSK’ya kaydırmış bulunmaktadırlar.

 

Yapılan işin bir komplo eseri olduğu, YSK’nın bir komplonun içine çekilmeye çalışıldığı, Sırrı Sakıkı’ın” Biz YSK’da üç gün kamp kurduk. Üç avukat arkadaşımız ile her dosya üzerinde tek tek duruldu konuşuldu ve YSK yetkilileri bize defalarca dosyalarda herhangi bir sorun olmadığını söylediler.” mealindeki sözleri de bütün bunları teyit etmektedir. Ayrıca adaylıkları veto edilenlerin bazıları şu an milletvekili olup, söz konusu suç tarihlerinin de çok eskiye dayanmasına rağmen, olayın daha yeni farkına varılması da kafalarda soru işaretleri bırakmaktadır.

 

Zaten YSK’nın sorun odaklı ilk çıkışı da değildir bu son alınan karar. Daha önce de kurum, değişik vesilelerle bu tür tartışmalı kararlara imza atmıştı. Bu bağlamda, nüfus cüzdanlarında kimlik numarası zorunluluğu getirilmesi, öğrencilerin bulundukları şehirlerde oy kullanabilmesi için ikamet şartının getirilmesi, CHP Denizli listesine İlhan Cihaner’in girmesi için müdahale edilmesi ve son olarak yabancı ülkelerde ikamet edenlerin bulundukları ülkelerin Türk konsolosluklarında oy kullanmalarının engellenmesi kararları ile de gündemi meşgul etmişti, anılan kurum.

 

YSK’nın aldığı bu karar mağduriyet üzeriden siyaset yapanların ellerini güçlendirmiş oldu. “Bak görüyorsunuz, siyaset yapmamızı engelliyorlar, dağa çıkmaktan başka bize seçenek bırakmadılar.” deme fırsatını yakalamış oldular. Bu durumda haklı olmadıklarını da hiç kimse iddia edemez. Bununla birlikte konuyu siyasi istismar malzemesi yapan siyasi partinin samimi olmadığını da göz ardı etmemek gerekir.  Öyle ya, partileri dört defa kapatılan bir siyasi geleneğin, Anayasa değişikliği kapsamında, partilerin kapatılmasını zorlaştıran maddenin görüşmelerinin yapıldığı meclis oturumuna katılmayarak söz konusu maddenin paketten düşmesine yol açmasını ne ile izah edeceğiz?

 

Türkiye’yi kaos ve kargaşa ortamına sürüklemek isteyen çevreler karardan hemen sonra harekete geçmekte bir an olsun gecikmediler. Bunu fırsat bilen malum çevreler yurdun değişik yerlerinde çeşitli eylemlerde bulundular/bulunuyorlar. Bu gidiş hayra alamet değildir. Bu konuda herkesin sorumluluk bilinci ile hareket etmesinde, ülkemizin selameti bakımından sayılamayacak faydalar vardır.

 

Bu arada CHP’nin bu konudaki tutumunu da iyi niyetle izah etmek mümkün görünmüyor. CHP’nin bu tutumunun kaynağında sorun çözme niyeti değil, hükümeti sıkıştırma ve zor durumda bırakma düşüncesinin yattığını söylemek haksız bir değerlendirme olmasa gerektir. Seçimlere iki aydan daha az bir süre kalmışken, şu an mecliste görev yapan vekillerinin üçte ikisinin aday gösterilmediği meclisi olağanüstü toplantıya çağırmanın mantıklı ve sorun çözme odaklı bir yaklaşım olmadığını tahmin etmek zor değildir.

 

Öte yandan seçim kanunlarında yapılan değişikliklerin bir yıl içinde yapılacak olan seçimlerde uygulanamayacağı gerçeği göz önündeyken, böyle bir istekle ortaya çıkmanın gerisinde siyasi hesapların yattığı gayet açıktır.

 

Hele, YSK’nın iktidarla ilgili tutumu bilindiği ve bu kapsamda yapılanlar henüz tazeliğini korurken, bu kararı hükümetle ilişkilendirmenin son derece insafsız ve iyi niyetten yoksun bir yaklaşım olduğu herkesin teslim edeceği bir gerçektir. Tek kelimeyle bu, bir fırsatçılıktır. Hükümetin YSK’yı yönlendirmesi şöyle dursun, tam tersine bu kararla, hükümetin derin güçlere karşı yürüttüğü mücadeleye darbe vurmak ve bunu akamete uğratmanın amaçlandığı bile söylenebilir.

 

Ne olursa olsun, YSK’nın almış olduğu bu karar demokrasiye sıkılmış bir kurşundur ve bununla yangına odun taşınmış olunmaktadır. Seçimlere gölge düşüren bu antidemokratik kararın gözden geçirilmesi ve düzeltilmesi bir zorunluluk arz etmektedir.

 

Bu çerçevede yapılması gereken, YSK’nın acilen toplanıp yeni bir kararla hatanın telafisi cihetine gidilmesidir. Olayda maddi hatalar varsa, bunların düzeltilip, tüm adayların seçimlere katılmalarının sağlanması gerekir.

Oyu Puanı: 12 - Ortalama: 4.33

Yorum Gönder Değerlendir
Yorumlar

Bilgiler
Burda 1175 Yazı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: ESKİ SAMSAT’I ÖZLÜYORUM
Enfazla Değerlendirilen: FAHREDDİN AKTAŞ HAKK’A YÜRÜDÜ

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 8 (0 Kayıtlı Üye 8 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler:


 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri