İNANILIR GİBİ DEĞİL

Bu hafta sizlerle bir köşe yazarı olarak değil de, adeta bir muhabir edasıyla sohbet edeceğim.

Şimdi; Yahu bu da nereden çıktı diyeceksiniz? Hemen konuyu anlatayım:

Bundan bir kaç gün önce yaşadığım ve çok ilginç bulduğum bir sohbeti sizlerle paylaşmak istiyorum.

Geçenlerde bir hemşerimizin Bahçelievler Belediyesi'nde bir işi olduğunu, beni arayarak yardımcı olmamı istedi.

Konuyu dinledikten sonra, orada bizleri en iyi şekilde temsil eden değerli kardeşim ve hemşerimiz Bahçelievler Belediyesi Meclis üyesi İrfan Karataş'ı arayarak durumu ona izah ettim. Sağ olsun ilgileneceğini ve yardımcı olacağını söyledi.

Üstü kapalı olarak biraz da sitemli bir dille "hep işin olduğunda arıyorsun! Beni ziyaret edip, kahvemi içmeye de gel!" deyince, kendisini kırmayarak ziyarette bulundum. Ziyaretim çok samimi bir hava ve sıcak ortamda, yeni havadislerle devam etti.

Siyasetçinin yanında ne konuşulur? Tabi ki siyaset konuşulur. Kendisine neden aday adayı olmadığını sordum. Daha erken olduğunu söyleyerek ekledi; "Gökhan Bey, dedi. Ben bir gün aday olursam, hani şu halka hizmet, hakka hizmettir ya da içinizden biriyim veya ben bu sorunları hallederim gibi, klişe sözlerle halkın önüne çıkmazdım!" dedi.

Nedenini sordum. Biraz tebessüm ederek; "Ben Ahmet Aydın gibi olacağım dedi".Biraz irdeleyerek nedenini sordum, konuyu anlatmaya başladı;"Sayın Aydın'ın, çalışmalarını takip ediyorum. Çalışmaksa, adamın durduğu mu var! Yatırımsa, neler yaptığını bilmeyen yok.

Saygı kazanmış ve her kesimin takdir ettiği bir siyasetçi olarak değer kazanmıştır. Ak Parti genel merkezinde ve Mecliste çalışırken, 24 saat açık olan telefonu beni memnun ediyor. Ayrıca alçak gönüllülüğü da olacak gibi değil; İşte bu yüzden seçmenin karşısına çıkarken, "Sayın Aydın'ı kendime model alıyorum!" diye sözlerini bağladı…

Saygı değer okuyucularım, bu konuşmadan sonra inanın hayretler içinde kalarak derin düşüncelere daldım. Düşünün ki, İstanbul gibi bir metropolde siyaset yapan bir arkadaşımız Adıyaman gibi bir yerde siyaset yapan bir arkadaşımızı takdirle karşılayıp, onu kendine örnek göstererek benimsiyor. Benim gibi, inanıyorum ki Adıyamanlılar da bu anlattığım konular hakkında genel bir bilgiye sahiptir.

Adıyaman insanı kadirşinastır, vefayı bilerek her konuda kendisini yalnız bırakmayan, iyi ve kötü gününde hep yanlarında gördükleri bu (DEĞER'İN) değerini elbette ki bilecektir. Sayın Aydını'n Adıyaman'a her gittiğinde, gayet mütevazı olarak her köy ve varsa mutlaka hasta ziyareti ve taziyelere gider.

Kurum ve sivil toplum örgütlerini ziyaret ederek sorunlarını da not ederek ilgili birimlere intikal ettirir. Memleketin şatafatlı gösterilere ihtiyacı yok sanırım;

"Öyle şatafatlı gelişlerle, gövde gösterileri ile halkın gönlünde yer alınamayacağını, ancak ve ancak çalışmayla, aydınlık yarınlar için efor sarf edilerek gönüllere girileceğinin farkında olmayı bilmek "Siyasetçinin hiç unutamayacağı bir husustur ki Ahmet Aydın’da bunu çok iyi bilir..

Sevgili Aydın’da, Sizce öyle değil midir?

Sayın Karataş'ın bu düşüncelerine katılmamak mümkün mü?

Değerli okuyucularım, Ben her yazımda Sayın Aydın'ı över, çalışmalarını gururla anımsatır, kaleme alırım. Nedeni ise benim ne kadar çok Adıyaman sevdalısı olduğumu İstanbul ve Adıyaman kamuoyu iyi bilmektedir. Bu manada memleketime hizmete nail olacak her kim olursa olsun, İnsan ayırımı yapmadan, memleketimizde "taş üstüne taş koyanın" hanesine Rabbim sevaplar yazsın. Bugüne kadar, Adıyaman’ın vilayet olduğundan bu yana, gelmiş geçmiş Bürokratlarımız, Milletvekillerimiz, Çalışanımız, sade Memurlarımız ve ismini sayamadığım her kim olursa olsun; benim şirin Adıyaman'ıma, şirin insanlarımıza saygı ve sevgiyi bilen ve bu konuda vefakâr Adıyamanlı hemşerilerimize, yatırımlar konusunda emeği geçen, bu saydıklarımın içinde hayatta olmayanlara Allah rahmet eylesin.

Hayatta olanlara da Allah başarılarını daim etsin! diyorum… Adıyaman’ımıza ve insanına; önemli görevlere gelip de, hizmete nail olmamış ve zamanlarını boş geçirmiş bürokratlarımıza, Milletvekillilerimize ve alt/üst görevlerde bulunan insanlarımızı da affetmeyerek "Allah ıslah etsin!" diyorum.

Her zaman, gecesini gündüzünü katıp çalışarak, üreterek bir şeyler memlekete verebilene de "helal olsun!" diyorum.

Bu amaçla değerli hemşerilerimizi çok güzel yerlerde görmek, bizleri mutlu etmektedir. Sayın Karataş'a, aynı düşüncelere ve görüşlere sahip olduğumuz için hak vermemek elde değil. Sayın Karataş'a, bu anlamlı ve güzel görüşleri için çok teşekkür ediyorum..

Sayın Karataş'ı daha güzel yerlerde görmek dileğiyle.

Saygılarımla...