Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Köşe Yazıları

Köşe YazılarıZiya AKTAŞFENERBAHÇE’NİN SERENCAMI [ Arama ]

FENERBAHÇE’NİN SERENCAMI
Başlık FENERBAHÇE’NİN SERENCAMI
Tarih 28.01.2011
Gönderen Editör

 

FENERBAHÇE’NİN SERENCAMI

 

            Büyük hedeflerin takımı Fenerbahçe,  2010-2011 Sezonuna hızlı bir giriş yaptıktan sonra,  süreç içinde inişli çıkışlı bir seyir izleyerek ligin ilk yarısının sonuna geldiğimiz şu an itibariyle hedeflerinin çok uzağına düşmüş bulunuyor.  

 

            Her sene olduğu gibi, bu sene de Fenerbahçe, yola çakarken işe hatalarla başladı. Geçen sezon lig şampiyonluğunun son maçta Bursaspor’a kaptırılması üzerine Daum’un işine son verilerek takım, önceki sezon Daum’un yardımcılığını yapan Aykut Kocaman’a teslim edildi. Bu adım atılırken, fazla yerli teknik direktör geçmişi olmayan, Fenerbahçe ile ilgili bu konunun, yönetim kurulunca masaya yatırılıp enine boyuna görüşülüp tartışıldıktan sonra, kulübün menfaati gereği böyle bir karara varıldığı şüphelidir. Sanki, yönetim mecburiyetten böyle bir tercihte bulunmuş gibi bir izlenim var.

 

            Lig maratonu içinde, maalesef, Aykut’un iyi bir performans göstermediğini söylemek durumundayız! Oyuncuları motive etme ve oyuna hazırlamada yeterli başarıyı gösteremediği gibi, oyuncular üzerinde gerekli otoriteyi kurmakta da yetersiz kaldığı söylenebilir. Gerçi sezon öncesi bütün taraftarların arzusu takımın başına Aykut’un getirilmesi istikametindeydi.  Futbol camiasının da beklentisi bu yöndeydi. Aykut’un başarılı olması demek, Türk futbolunda yabancı teknik direktör hegemonyasının yıkılması anlamına gelecekti. Bu yolla, dışarıya akıtılan milyonlarca dövizin de ülkemizde kalması sağlanmış olacaktı.

 

            Maalesef, arzulanan olmadı! Aykut’un patronluğundaki Fenerbahçe’nin Avrupa kupalarında yaşadığı hezimetin ardından, ligdeki durumu ve kupada gruptan bile çakamayarak erken havlu atması, bu işin Aykut’la yürümeyeceği ve yanlış giden bir şeylerin olduğunu açıkça gözler önüne sermiş oldu.

 

            Fenerbahçe’nin ligdeki durumuna baktığımızda, ilk yarının sonunda Trabzonspor’un 9 puan gerisine düşerken, ikinci sıradaki Bursaspor da Fenerbahçe’nin 5 puan önünde devreyi kapatmıştır. Her ne kadar ikinci yarının ilk haftasında bu fark yedi puana inse de, bu durum kimseyi yanıltmasın. Çünkü Antalyaspor maçında takım iyi bir performans sergilemediği gibi, Trabzonspor da çok kötü oynamadı. Yani geçen haftayı bir yol kazası olarak sayabiliriz. Hatta önümüzdeki hafta Trabzonspor’u yenip, puan farkını dörde düşürse bile, bu takımın şampiyon olacağı konusunda en ufak bir inanç taşımamaktayım. Bu yolda ufukta henüz umut ışığı görünmüyor.

 

            Kupadaki durumu ise içler acısı bir manzara arz ediyor. 27 yıl kupa hasreti çeken Fenerbahçe, bu sene erken havlu atarak bu hasreti 28 yıla çıkarmış oldu. İşin dramatik tarafı, kupada, birinci ligin iddiasız ve ikinci lig takımlarının mücadele ettiği grupta son maça kadar galibiyet yüzü görmemesi ve puanla tanışmamasıdır. Artık iddiasının kalmadığı gruptaki son maçta Gençlerbirliği’ni 2-1 yenip üç puan alsa da, puan cetvelinin son sırasında yer almaktan kurtulamadı.

 

            Ortada bu hazin tablo dururken, bu saatten sonra pembe tablolar çizmenin, şampiyonluk şarkıları söylemenin hayalden öte bir şey olmadığının bilinmesi gerekir. Geçen seneler emsal gösterilerek 8-9 puanlık farkların kapatılıp takımın şampiyon olduğu söylense de, bu bir yanılsamadan ibarettir. Bu büyük puan farkının kapanabilmesi için üsteki takımın kötü olması ve takip eden takımın da çok iyi bir grafik yakalaması gerekir. Öyle bir durumun olmadığı ise herkesin malumudur. Ayrıca rakip sadece Trabzonspor da değildir. Bursaspor da, şu an itibariyle üç puan farkla Fenerbahçe’nin önünde bulunuyor.

 

            İşin bu noktaya geleceği zaten baştan belliydi. Teknik direktör sorununu, mecburiyetten Aykut’la aşmaya çalışan Fenerbahçe, transferde her zaman olduğu gibi yine geç kaldı. Gündemindeki futbolcuları tek tek elinden kaçırınca, araştırmak için fazla zamanın kalmaması üzerine, daha alt düzeydeki oyunculara yönelmek zorunda kaldı. Ayrıca transferler geç bitirilince hazırlık dönemini takımla birlikte geçirme fırsatı bulamayan oyuncuların uyum sorunu yaşamaları kaçınılmaz bir sonuçtur. Böylece takım tam verimli bir hazırlık dönemi geçirmeden lige giriş yapmak zorunda kaldı.

 

            Bütün bu olumsuzlukları üst üste koyunca takımdan başarı beklemek zaten imkânsızdır. Nitekim şu anki tablo bu durumu açıkça teyit etmektedir. Tabii, her sene olduğu gibi, olan yine taraftara olmakta,  ilk başlardaki iyimser bekleyiş yerini karamsarlığa terk ederken taraftar, umudunu yine gelecek bahara ertelenmek zorunda kalmış bulunuyor. Her türlü fedakârlığa katlanan muhteşem Fenerbahçe taraftarına mevcut yönetimin lâyık olamadığını söylersek sanırım, haksızlık etmiş olmayız.

 

            Artık bu saatten sonra, Fenerbahçe açısından, lige bitmiş gözü ile bakabiliriz. Pembe tablolar çizmenin, umut tacirliği yapmanın hiç gereği yok. Şu andan itibaren gelecek sezonun hazırlıklarına başlansa hiç de fena olmaz. Fenerbahçe, Teknik direktör değişikliği ve bir-iki transfer yapmak suretiyle, ufak tefek rötuşlarla düzelebilecek noktayı çoktan aşmıştır. Bunun için radikal adımların atılması kaçınılmaz gibi görünüyor.     

 

            Bu bağlamda; ilk olarak işe, yönetimden başlanmalıdır. Artık Başkan Aziz Yıldırım ve mevcut yönetimin gitme zamanı gelmiş, hatta geçmektedir. İş başına geldikten bu yana, Aziz Yıldırım’ın pek öyle ahım şahım bir başarısı olduğu söylenemez. Bu uzun zaman diliminde takımın üç-dört defa şampiyon olması kesinlikle Fenerbahçe için başarı sayılmaz. Zaten Fenerbahçe her üç-dört senede şampiyon olagelmiş bir geleneğin takımıdır. Bu süre zarfında yönetimin ekstra bir başarısından söz etmek kesinlikle mümkün değildir.

 

            Kongreye gidilerek, yeni yönetim ve başkanlık seçimi yapıldıktan sonra,- Başkanın mutlaka futboldan gelmesi gerekir. Öyle işadamı ve müteahhit zihniyetiyle spor kulübü yönetilmez- kariyerli bir teknik direktörle anlaşma yapılarak, onun bilgisi dâhilinde transfer komitesinin tespit edeceği genç ve yetenekli oyuncular, fazla geç kalınmadan transfer edilmelidir. Böylece, her sene yaşanan, hazırlık dönemine geç katılma sorunu da aşılmış olur. Bütün oyuncuların tam kadro katılacağı hazırlık döneminde uyum ve kaynaşma sorununu aşan takım lige zıpkın gibi giriş yapma fırsatı yakalamış olur.

 

            Bu konuda, kongre üyelerine büyük iş düşmektedir. Yapılacak olan seçimlerde, tek hareket noktası kulübün menfaati olmalı, arkadaş ilişkileri veya minnet duyguları gibi duygusal faktörler işin içine kesinlikle karıştırılmamalıdır. Aksi halde, hayal kırıklıkları yaşanmaya devam edilecek, takım, hezimetler yaşamaktan yakasını bir türlü kurtaramayacaktır.

 

            Kongre üyelerinin, yıllarca süren bu kötü gidişata el koyması ve geçmişin muhasebesini iyi yaparak, buna yol açan olumsuzlukları bertaraf edecek adımlar atmasını bekliyor, taraftarın sabır göstermesini temenni ediyorum.

 

28.01.2011

Ziya AKTAŞ     

Oyu Puanı: 20 - Ortalama: 4.84

Yorum Gönder Değerlendir
Yorumlar

Bilgiler
Burda 1175 Yazı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: ESKİ SAMSAT’I ÖZLÜYORUM
Enfazla Değerlendirilen: FAHREDDİN AKTAŞ HAKK’A YÜRÜDÜ

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 3 (0 Kayıtlı Üye 3 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler:


 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri