Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Köşe Yazıları

Köşe YazılarıMehmet Ali ÇETİNKAYAARİF OLMAK GEREK [ Arama ]

ARİF OLMAK GEREK
Başlık ARİF OLMAK GEREK
Tarih 11.01.2011
Gönderen Editör

 

ARİF OLMAK GEREK

 

Mantık’ut- Tayr’ı (Kuş Dili) bilenler hiç lisan bilmese de olur. Bilmez misin ki kendilerine Fusus ve Mesnevi yazdırılanlar, binlerce lisan ile milyonlarca insanın gönüllerine akmaktadırlar.

 

Metafiziğin sınırlarından uzak fizik bilgilerini talim edenler, kendilerini ilmin yalağından doyuma ulaştıklarını sanırlarsa da, âlimler der ki gerçek ilim, aklın sınırlarına müdahil olan kelimeler değil, gönüllere doğan keşif ve ilhamlardır. Kelimeler ancak birer vasıtadır.

 

Lügat (ilmi) ile uğraşan zevat, zıvananın sınırlarını zorlarcasına lisanların her gün biraz daha eridiğini dile getiriyorlar da, neden o lisanı konuşan insanların ahlaken, ruhen, manen eridiğini hiç sürç-i lisan dahi etmiyorlar. nutk edebilen hayvan (konuşan canlı) düşüncesinin aksine insan ahlaki bir varlıktır oysa…

 

Lisan insan içindir, insan lisan için değil. Anlamadıkları tek düşünce burası herhalde?  Lisanlar değişebilir, dönüşebilir, kaybolabilir hatta yok olabilir. Bu insanlığın sonunu getirmez ama insanların ahlaklarından sadece merhametin kaybolması toplumda ölümleri ve öldürmeleri meydana getirir. Ahlakın yok olması ise o toplumun kıyameti demektir. Lisan için kıyametler koparmanın manası ne?

 

Mevlana’nın ifade ettiği gibi “aya bakmak gerekirken, ayı işaret eden parmağa bakıyorlar” yani amacın kutsiyeti ve yüceliğinin aksine aracın kutsiyetini ve vazgeçilmezliğini vaaz ediyorlar.

 

Sebeplerin ahlaktan kaynaklandığı yerine ahlakın sebeplerden kaynaklandığı düşüncesini dillendiriyorlar.

 

Suretlerin, rü’yete uzanan çizgisi yerine yani miratta suretleri seyir yerine, aynalar üzerinde oluşan renk cümbüşlerinde kayboluyorlar. Halkların niçin yaratıldığını, farklı renkleri, farklı dilleri yani “ inne halaknâkum” sırrını unutuyorlar.

 

Amaç üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi atasözündeki ince mizahı iyi düşünmek gerek, Mevlana’nın çağları aşan 4 yol arkadaşı hikâyesini iyi okumak gerek. İneb, engür ve istafil kelimelerinin hiçbiri üzüm tadını vermezken, hepsi üzüm anlamına geliyor. Birini diğerinden üstün tutmanın ne anlamı var?

 

İnsanlığın, araçlarla, araçlar için huzurunu kaçırmanın insanlığa hiçbir katkısı olmasa gerek.

 

Eğer –huzurları kaçıracak- bir şey var ise o da toplumumuzun her gün kaybolmaya yüz tuttuğu ahlakı için olmalıdır.

 

Bir lisan, iki lisan, üç lisan yetmez derdimizi anlatmaya.

 

Hallac-ı Mansur gibi insanlığa ve kültürün yapı taşları arasına kum olmak gerek. İki defa düşünenler bunu iki lisan ile anlatmasalar da olur. Arifler lisan bilmese de ariftir. Arif olmak gerek.

 

Kuş diliyle telaffuz edelim bir de bunu, anlayana tabiî ki “ille edep ille edep…”

Oyu Puanı: 14 - Ortalama: 4.78

Yorum Gönder Değerlendir
Yorumlar

Bilgiler
Burda 1175 Yazı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: ESKİ SAMSAT’I ÖZLÜYORUM
Enfazla Değerlendirilen: FAHREDDİN AKTAŞ HAKK’A YÜRÜDÜ

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 9 (0 Kayıtlı Üye 9 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler:


 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri