Gökyüzümüzde alabildiğine maviler uzanır. Baktığımız yerlerde güneş ve ay konaklar.
Biz sadece görürüz. Görmekle yetiniriz.
Konuşmak yasak bize. Çalış! Bize, sus! Bize,yağlı ilmek hep bize,
Yaratılış hikâyesinde dahi aşağılanan biziz! Ateşten alçak olduğumuzu ki söylediyse Rabbim Ona lanet etsin! Etti de…
Ayakları ile gelip geçerler üzerimizden, topraktan yaratıldıklarını unutan sahiplerimiz,
Kimimiz taşlı, kimimiz kumlu, topraktan ve kilden…
Kimimize buğday ekerler, kimimize tütün, kimimize yasal dışı otlar,
Ağaç dikerlerse ağaç yetişir bağrımızda, çalı dikerlerse çalı…
Kimilerimizi eskiden beri sahiplenmişler, kimimizin babadan tapusunu almışlar, kimimizi satın almışlar. Kimimiz de hazine arazisiyiz işte.
Kimimizin altından sular akar, kimimizin altında maden ocakları var. Habersiz üzerimizden gururla geçerler. Halbuki kimimiz tarihin şahidiyiz, kimimiz geleceğin…
Biz yeryüzünde birbirinden ayrılmayan tarlalarız, sanal ayrımlarla ufalarlar bizi, daha rahat sürebilmek ve daha iyihükmedebilmek için..
Kimimizi sularlar daha iyi verim almak için, kimimiz kuraktır. Talihsiz her insan gibi.
Kimimiz tepebaşlarında mağrurdur, kimimiz derenin ıssız, kuytularında sahipsiz. Bir sahibimiz var biliriz. Bilmemiz çoğu zaman unutkanlığa terk eder yerini. Biz tarlayız nihayetinde, bol yağan yağmuru inkâr ederiz çoğu zaman,
Şu yeryüzünde uzanan tarlalarız, düşüncemiz olmaz, sözümüz olmaz, dilimiz olmaz, tapumuz kimdeyse biz hep onun malıyız, sahibimiz üç beş yılda bir değişse de biz hep sahibimizin malıyız. Nihayetinde tarlayız işte, hangi tohumu atarlarsa o biter bizde.
Sahibimiz bizi beğenmezse beş kuruşa satar, hiç kimse neden? Demez. Yeryüzünde tarlalarız işte, beş ay uyur, 7 ay çalışırız sahibimize. Sahibimizin suçlarını da hasat mevsiminde biz çekeriz. Nadasa bırakırlar bizi, tüm yılların yorgunluğunu atalım diye, yine rahat bırakmazlar. Ne cevherler, ne madenler vardır diye deşerler bizi,
Sahiplerimizin bizim ile doyduklarını biliriz sonra şükretmemelerine aksine nankörlüklerine, toprak sabrı ile sabrederiz. Hâlbuki biz tarlalarız, bir hasat mevsimi rızkımızı eksiltsek sahiplerimizden, belki de, alınlarını toprağa koyar, Rablerine şükreder ve kendilerinin de topraktan geldiklerini idrak ve ikrar ederler.
Artık anlamazlarsa da onlara cömert bağrımızdan bir yer verir kollarımızı kaparız üzerlerine.