Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Köşe Yazıları

Köşe YazılarıMustafa IŞILDAKZEMZEM VE İLAHİ SIRLARI?… [ Arama ]

ZEMZEM VE İLAHİ SIRLARI?…
Başlık ZEMZEM VE İLAHİ SIRLARI?…
Tarih 19.12.2010
Gönderen Editör

 

ZEMZEM VE İLAHİ SIRLARI?…

 

 Kâbe’den dönenlerin ziyaret edildiği şu günlerde, konuklara genellikle hurma ve küçük fincan içerisinde zemzem ikram edilir. Hacc’a giden insan, ne kadar yoksul olursa olsun dönüşünde bu ikiliyi ikram için mutlaka getirir.

Yaklaşık 5 yıl önce Genç Beyin Dergisinin 33. sayısında okuduğum, zemzem suyunun özelliklerini çok ilginç görmüş ve bu günlerde yerine getirdiğimiz Hacı ziyaretlerinde ikram edilen zemzemin adeta “ilahi sır” niteliğindeki aşağıdaki özelliklerini 19 Nisan 2005 tarihli yazımda paylaşmıştım:

 

“1) Avrupa’daki laboratuarlarda yapılan araştırmaya göre zemzem suyu diğer sulara nazaran çok daha az kükürt taşımaktadır.

2)Diğer sulara göre çok daha besleyicidir ve fazla mineral barındırmaktadır.

3) Yakınlarında aynı özellikte suya sahip başka bir kuyu olmayıp denize de 80 km. uzaklıktadır. Bu koşullarda suyunu denizden veya başka bir kuyudan alması olanaksızdır. Kaynağı henüz bulunamamış olup nereden geldiği şu anki teknolojiye göre bile bilinememektedir.

4)Açlığını gidermek için içenin açlığını, susuzluğunu gidermek için içenin ise susuzluğunu gidermektedir.

5)Sadece 1,5 metre genişliğindeki ufacık bir kuyudan çıkan su, hac mevsimi boyunca milyonlarca hacının bütün su ihtiyacını karşılamakta ve buna rağmen azalma ve kuruma görülmemekte, sürekli aynı seviyeyi korumaktadır. Bu su yıllardır bitmemekte ve nedeni de bilinememektedir.

6)Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) raporlarına göre dünyadaki en içilebilir ve sağlıklı sulardan biridir.

7)Amerika’da yapılan test sonuçlarına göre dünyada içinde mikroorganizma ve bakteri bulundurmayan tek sudur.”

 

İşte böyle!

Zemzemden bahsetmişken konuyla ilgili birkaç düşüncemi de söylemeden geçemeyeceğim:

Kâbe’den dönenler, önceleri evinin sokak kapısına yazı yazdırırlardı, günümüzde ise işyerlerinin kapısına yazı yazdıranlara, hatta tabelasındaki adının önüne “Hacı” kelimesini ekletenlere rastlanıyor… Oysa Hacı olmak veya olmamak Allah’la kul arasındadır. Bir esnaf veya tüccarın Hacı olduğunu adeta ilân edip müşterisine yerli-yersiz duyurması, dini ticarete alet ediyor şeklinde yorumlanmasına sebebiyet vermez mi?

Hacı’lığın asıl öneminin bir insanın, işyeri tabelasına veya hitapta adının önüne yansımasından çok; onun ruh ve yaşantısına yansımasında olduğu söylersek, sanırım yanlış söylemiş olmayız.

Ne dersiniz?

 

 

Mustafa IŞILDAK www.isildakkalem.com

m.isildak02@hmail.com 0532-422 95 28

Oyu Puanı: 1 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir
Yorumlar

Bilgiler
Burda 1175 Yazı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: ESKİ SAMSAT’I ÖZLÜYORUM
Enfazla Değerlendirilen: FAHREDDİN AKTAŞ HAKK’A YÜRÜDÜ

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 8 (0 Kayıtlı Üye 8 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler:


 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri