BÖYLE KOMUTANLAR DA VAR!

Bu yılın 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamasına katılan protokol ve halkın, diğer bayramlara oranla çok az olduğunu gözlemiştim. Protokol kısmında sadece güneş vuran ön sıra değil, güneş vurmayan arka sıralarda bile boş koltuklar göze çarpıyordu. Tamamı 200-300 kişiden oluşan halk ise orta refüjdeki ağaçların gölgesinde töreni izliyordu.

Vatani görevini yapan askerlerin canlarının korunmasıyla ilgili yeterince önlem alamayan bazı komutanların, son aylarda basın yayın organlarında iddia edilmesinin kamuoyunu etkilemiş olabileceğini düşündüm. Memuru-esnafı, işçisi-işsizi olarak gösterdiğimiz bu ilgisizliğin ayrıca “mercek” altına alınması gerektiği bir yana, en azından önümüzdeki Cumhuriyet Bayramı törenlerinde de benzer ilgisizliklere rastlanılmaması için; emri altındaki eratını seven, kendi çocuğu, hatta yaşına göre babası gibi gören, kısaca “önce insan” diyebilen örnek güzide komutanların da var olduğunu unutmamak gerekir diye düşündüm…

Buna örnek olarak, Adıyaman Küçük Sanayi Sitesindeki radyatör ustası Alaattin Yollu’yu dinleyelim;

“1983-1984 yıllarında Kars 14. Mekanize Tugay Karargâh Bölük Komutanlığında er olarak askerlik yapıyorduk. Bölüğümüz Arpaçayı kenarında idi. Çayın taşmasıyla oluşan sel esen şiddetli rüzgârın da etkisiyle kenardaki ağaçları devirdi. Önceden mevcut ağaçlarla birlikte akıntıya kapılıp gitmeye başladı. Günlerden Pazar olduğundan nöbetçi subayın emri ile er arkadaşlarımla birlikte o soğukta çaya girerek ağaçları akıntıdan kurtarmaya çabaladık. Canhıraş çalışmamız sonucu birkaç ağaç kurtarıldı ki, bölüğe gelen Bölük Komutanımız İlhami Yüzbaşı, durumu görür görmez; “Askerimi iki ağaca feda ettirmem” diyerek verdiği emirle hepimizi sudan çıkarttı. Devam edilse birkaçımız suya kapılıp ölebilirdi belki… O nedenle halen İlhami Komutanımıza dua ediyoruz.”

Birkaç ay önce de Milliyet gazetesinin 31 Temmuz tarihli haberinde ise Erzurum Mareşal Çakmak Askeri Hastanesine başhekim olarak atanan beyin cerrahı hemşerimiz Doç. Tabip Kıdemli Albay Abdurrahman Bakır’ın, Sağlık Astsubayı Mehmet Yaldız’la birlikte yaralı 4 askerimizi insanüstü çaba göstererek kurtardığı bildiriliyordu.

İnternetten de okunabileceği üzere; Erzurum Kongresinin 91. yılı nedeniyle Karakaya Dağı’na; sırayla taşıyarak çıkardıkları 12 kiloluk bir Atatürk büstünü koymak için 4 saat tırmanan ekip, 3 bin 176 metrelik zirveye 200 metre gibi çok az bir mesafe kala, komutanları Albay Bakır’a gelen telefon üzerine büstle birlikte dağdan koşarak geri iniyorlar. Doğubeyazıt’ta bir askeri araca kurulan tuzakla patlayan mayında ağır yaralanan 6 askerin acil ameliyat ve tedavilerini yapmak için; hem de dağda 3 bin metreyi çıkışta harcadıkları emeğe, döktükleri tere acımadan…

Ve sonuçta, yaralıları taşıyan askeri helikopter inmeden kendileri alana ulaşıp yaralı 1 binbaşı, 1 yüzbaşı, 1 uzman çavuş ve 1 erin ilk tedavisini oracıkta ambulansta, sonraki tedavilerini ise hastanede yaparak hayata dönüşlerini sağlıyorlar…

Demek ki, sayıları az da olsa sadece giydikleri elbiseyi kirletenler veya kirlenmesine sebebiyet verenlerin iddia edildiği değil, aksine tertemiz yapmaya özen gösteren çok sayıda değerli komutanlarımız da var…

İlhami Yüzbaşı’lar ve Kıdemli Albay Abdurrahman Bakır’lar gibi…

Dileğimiz; böyle değerli komutanlarımızın da çoğunlukla var olduğunun bilinci içerisinde önümüzdeki bayramlarda daha geniş katılım sağlanması…

Mustafa Işıldak www.isildakkalem.com

m.isildak02@gmail.com 0532–422 95 28