Yeniyol ve Adıyaman’da Olay gazetelerinde; ilimizin gelecek vadeden gazetecilerinden Metin Harıkçı ve Kamer Ulucan’ın 17 Eylül tarihli haberlerini okudum. Yaklaşık 2 ay kadar önce aynı haberin bu açıklıkta olmasa da Yeniyol’da yine yayınlandığını hatırladım. İrkildim… Ricam üzerine gazeteci Ulucan’la habere konu evlerin yerine tekrar gittik…
-Mehmet Bilir, eşi ve ikisi öğrenci, biri zihinsel özürlü beş çocuğu,
-Abdullah Karasu, eşi ve hepsi öğrenci dört çocuğu,
-Abdurrahman Güngörmüş, eşi ve dördü öğrenci beş çocuğu,
Olmak üzere biri özürlü, onu öğrenci toplam yirmi TC vatandaşı, yalnızca imara değil aynı zamanda sosyal dokuya da aykırı inşa edilen, başta kendileri ve sonrasında da yetkililerin ihmalle karışık “acıma” duyguları ile yeterli hoşgörüden yoksun komşusu nedeniyle ırk ve dinleri bir yana bırakırsak, mağdur sakinin deyimiyle adeta “Gazze” benzeri “abluka” altında yaşamak zorunda kalmışlar… Bu yaz gününde… Peki, kış gününde halleri nice olacak? İHH’nın haberi olsaydı belki bir Mavi Marmara da buraya gönderirdi(!)… Kim bilir?
İnsanoğlunun aya gitmenin bile yolunu bulduğu 21. yüzyıl dünyasında bu yirmi vatandaş, maalesef evlerinden yaklaşık 5-6 aydan beri dışarıya yürüyerek çıkamıyor, ancak süllümden(ağaç merdiven) inip çıkmak ve toprak damlara tırmanmak suretiyle dışarıya, sokağa çıkabiliyor. Belediye gelmiş, yolu açmış, arkasından komşusu tekrar kapatmış her nedense? Elektrik ve su sayaçları dahi aylardır okunamıyormuş… Peki, yarın yağmur-yaşar başlarsa veya yangın, sel baskını, vefat gibi olaylarda durumları ne olacak?
Sorun bu… Gelelim çözümüne…
İmar durumu yöresel deyimle “arbet-aşeret” Yani içinden zor çıkılabilecek konumda… Oysa aynı zamanda tapu mülkiyet durumunu yansıtan kadastro durumu daha net… Meğer “benimdir” diye komşu tarafından, belki de yeterli bilgi sahibi olmayıp ikna edilmediğinden/edilemediğinden kapatılan bu yol, tapuda bile yol imiş… Yani mülkiyeti devlete, intifa hakkı ise halka ait olan bir yol… Koruma görevi ise şahıslardan bile öncelikli olarak bizzat Adıyaman Belediyesinin…
Belediyenin yapması gereken ise sadece, Yeni Sanayi Mahallesi 2203 ada 5, 6, 14, 15 ve 16 nolu parsellerin arasında kalan yaklaşık 1-1,5 metre genişliğinde ve toplam 40 metre uzunluğunda çıkmaz sokak halindeki yolun zeminde aplikasyonunu yapıp etrafını yarım veya bir metre yüksekliğinde duvarla çevirmek, zeminine ise hiç olmazsa kilitli parke taşı döşemek olmalı… Böylece yol olarak bırakılan kısmın yalnız “vicdanen”değil de “hukuken” de yol olduğu ilk bakışta fiilen görülüp anlaşılabilir…
Yolun yanlışlıkla da olsa haksız tecavüzlere uğramamasının bir çaresi de budur. Yerel yönetimler konusunda engin bilgi ve deneyim sahibi, hatta bu uğurda yayınlanmış kitabı dahi bulunan Valimiz Ramazan Sodan’ın konuya gerekli ilgiyi gösterip “Yerli Gazzelilere(!)” özgürlük yolunu açacağına/açtıracağına inanıyorum.
Hem, ilk haberin yapıldığı 2 ay öncesinden bu güne kadar yetkililerce basına hiç açıklama yapmanın dahi çok görüldüğü 20 insanımızın günlük yaşamını birebir ilgilendiren bir konu çözülmüş olur böylece…
Geçenlerde ilimizde yaşanan arbede benzerinin burada da yaşanmasına meydan verilmeden…
ADIYAMAN’DAKİ GAZZE?!.jpg)
