HAYIRSIZ İŞTE HAYIR ARANMAZ

           12 Eylülde yapılacak olan Anayasa değişikliği oylaması ile ilgili Evet-Hayır sandıkları halkın önüne gelmeden önce, meydanlarda milletin karşısına çıkan Liderler Evet – Hayır oranlarının sandıktan daha iyi çıkması adına, bazen söylemlerinde kırıcı ve üzücü mesajlara yer vermeleri, sert kelimeleri telaffuz etmeleri durumu taşrada sohbet ortamlarına da yansımaktadır.

Kimi, 12 Eylül gelse gidip oyumuzu kullansak ta kurtulsak diyor ama yinede kurtulamıyor. Çünkü buralarda bile eline iman ölçüm aletleri alarak, Evet diyenlerin İmanından şüphe duyan zavallılar ortaya çıkmaya başlayınca haliyle Hayır diyenlere tepkiler daha da artmaya başlıyor…

Halktan yana görünüp, Halkçılık ve Milliyetçilik yapmaya çalışanlar halkın yanında yer almazlarsa bedelini seçimlerde kötü ödeyebilirler. Millet kimin ne yaptığını çok iyi biliyor. İyiyi de biliyor kötüyü de biliyor. Kötüye karşılık, sandıkta kötü cevap almakla karşı karşıya kalan siyasi partiler belki o zaman yanlış yaptıklarını fark edecekler ama işler beş yıl sonraya kalacak, kalan izler unutulmayacak, kim ne yaparsa yapsın bu millet her zaman doğrunun yanında olacak ve doğruya da her zaman EVET diyecektir.

Değişiklik paketinin içine bakmadan siyasi partileri eleştirerek hayır demek doğru değildir. Sözde millet için hayırlı olur dedikleri değişiklik paketinin içini fındıkla, kaysıyla doldurup aşuren haline getirmekte doğru değildir.

Milletin yararına olan yüzyılın büyük değişiminin önünü kesmeye çalışanı halk ta kabul etmez Hak ta kabul etmez! Anayasa maddelerinin tümünün değişmesini isteyerek, mevcut maddelerin değişmesini yetersiz görenler önce bu maddelerin değişmesine bir evet desinler ondan sonra da geriye kalan ne varsa üzerinde oturup tartışsınlar.

Bu güne kadar, bu necip milleti yakından ilgilendiren değişimleri kimse getirememiştir. Hayır diyen insanların neye hayır dediğini bilmiyor demek ayıp olur. Çünkü içinde neye hayır dediğini çok iyi bilen bir kesim var. Yüzde doksan dokuza tahammülü olmayan Hilmi oğlu gibi, darbe çığırtkanlığı yapan Balıbay ve Özkan gibilerle aynı istikamette olan hayırcıların neden hayırcı olduklarına iyi bakmak gerekir.

Ne kadarı gerçek bilmem ama, Ecevit gibi Karaoğlan lakaplı koca Başbakanı hastanede yok etmeye çalışan zihniyetten haber alarak haberdar olmamak ta bir vebaldir. Bu ve buna benzer yapılanların karşısında gerçekleri görmeden, yapılan yanlışları geniş perspektifle ele almadan, hayırda hayır var demenin neresinde hayır vardır. Hayırsız işlerde hayır aramak hayır getirmez.

Diğer taraftan, Ülkü’nün ne olduğunu bilmeden, Dünyada ve Türkiye’de meydana gelen olaylardan habersiz, üç tane yazarın ismini sayamayan, beş tane hadis ve Ayet-i bilmeyen, dar çerçeveye kendini hapseden, olaylara at gözlüğü ile bakan ve bazı değerleri 12 Eylül 1980 ile sınırlı tutan, bu tarihten sonra dünyaya gelen insanların fikirlerini hiçe sayan kuş beyinlileri de ciddiye almamak gerekir. Vizyonuna, diksiyonuna bilgi birikimine bakmadan kendini değerler üstünde tutmaya çalışan zavallılar olabilir.

Bırakın bunları, onların kendilerine hayırları yok ki! Başkalarına hayırları olsun. Bunlar Yağmur sonrası çukurlarda kalan çamurlu sular gibidir, Üzerine hızlı basarsanız üzerinize gelebilir.

Yazın bu sıcak mübarek Ramazan ayında hayırsız havalara dikkat etmekte fayda vardır.