Geçenlerde bindiğim özel halk otobüsünde bilet ücreti(gerçi bilet de yok ya(!) ödemek istediğimde sürücünün sağ üstünde yeşil bir kutu gözüme ilişti. Üzerindeki yazılardan Bank Asya ile belediye arasında yapılan protokol gereği hizmete konulan AsyaCard DIT cihazı olduğu anlaşılıyordu. Kartı birkaç hafta önce alıp cebime koymuştum ama kullanmanın ne zamana kısmet olacağını bilmiyordum… Otomobilim vardı, lakin gerektiğinde at arabasına bile binmeyi gönül rahatlığıyla içime sindirdiğimden şehir içi belediye otobüsüne binmekten de kaçınmazdım elbet…
Kartı çıkardığımda sürücü biraz şaşırdı… Yardımıyla cihaza okuttuk.
Otobüs hareket saatini beklerken sürücüyle konuşmaya başladık:
-Cihazınız hayırlı olsun kaptan…
-Sağol abi.
-Bu kartı kullanan çok mu?
-Hayır, çok az…
-Tam bilet(bilet olmadığından daha doğrusu taşıma) ücreti ne kadar?
-Bir lira.
-DIT KART’la binilirse kaç lira?
-Yine bir lira…
-Kart kullanıldığında ödenen ücret kayıt içi ekonomi içinde yer almış olacak, hesap verdiğiniz mekân ve makamla aranıza “şüphe” girmeyeceğinden daha sağlıklı ilişkiler kurulabilecek, bozuk para zorunluluğu kalkmış olacak, ayrıca her gün para saymak için vakit harcamayacaksınız.
-Elbette…
-Peki, tüm bunlara karşın yolcuya da sembolik anlamda ekonomik bir fayda sağlansa, örneğin kartsız biniş bir lira, kartlı biniş 90 veya 80 kuruş gibi ücretlendirme yapılsa kart sahibine cazibe ve teşvik yaratılmış olamaz mı?
-Ağabey, keşke öyle olsa!... Duyduğuma göre yakında nakit kullanımı kalkacak, Bank Asya tarafından yürütülecek bir kampanya ile her 5-10 binişten biri BEDAVA olacakmış…
Otobüs hareket etmesiyle birlikte sohbetimiz de bitiyor…
Yaklaşık 2-3 ay kadar önce Belediye Başkanı Necip Büyükaslan’ın bir-kaç soruma karşılık “Burayı büyükşehir belediyesi mi sandınız?” diye cevaplandırdığı(!) basın toplantısında şehir içi otobüslerde bilet kesilmediğini, bunun ekonomik kayıp ve başka sıkıntılara yol açılmasına sebebiyet verilmesinden “biletsizlik” uygulamasına ne zaman son verileceğini sorduğumda ise yakında DIT karta geçileceğini söylemişti. İşte sözünde durmuş ve uygulama başlamıştı, ama kullanımı henüz yaygınlaşmamıştı… Kartın üniversite kampusu ve diğer ilgili yerlerde kredi kartı olarak da kullanılabilmesi ise ayrı bir kolaylıktı…
Tüm bu değişimleri gerçekleştiren Belediye Başkanı Necip Büyükaslan ileilimizde şube açar açmaz ayağının tozuyla sportif etkinliklere imza atan Bank Asya Adıyaman Şube Müdürü Hamdi Yamakoğlu’na teşekkür etmemek elde değil tabii…
Ve hemen şunu ekleyeyim;
Övmemiz de yermemiz de ilimiz ve ülkemiz için olduğundan dik dururuz, ama diklenmeyiz. Yermenin değil övmenin gazeteciyi mutlu ettiği ve edeceği unutulmamalıdır. Demokrasinin farklı görüş ve eleştirilere tahammül rejimi olduğu, seçilmiş ve atanmışların kamusal söz ve davranışlarının basın dâhil herkes tarafından izlenip yorumlanmasının vazgeçilmez demokratik bir hak olmanın ötesinde bir görev olduğu, tahammülsüzasık yüzlerin değil gülen yüzlerin topluma yarar getirebileceği ise hiç unutulmamalıdır.
“Güçlü Ordu Güçlü Türkiye” sloganının, askere yöneltilen haklı eleştiriler üzerine “Güçlü Türkiye Güçlü Ordu” sloganına dönüştürme erdeminin gösterilebildiği dünyamızda, “Kral Çıplak” denilmesini de sivilbirilerinin içine sindirip değil çıplak, ÇIRIL ÇIPLAK olduğunu görme ve artık ELBİSESİNİ GİYME(!) erdemine kavuşması gerekir diye düşünüyorum.
“Haber kutsal, yorum hürdür” deyimi, basınla ilgili özel günlerde ruhu okşayan hamaset edebiyatının biraracı olmaktan çıkmalıdır-çıkarılmalıdır.
Ne dersiniz?
GEVENDE DEĞİL SANATÇI
Müzisyen hemşerilerimiz, İbrahim Tatlıses gibi ünlü bir solistin arkasında çalarsa “sanatçı”, aynı kişi yakınımızın düğününde çalarsa bu kez “gevende” diyoruz nedense? Bağrımızdan çıkan Gavur Hacı namı ile tanınan keman ustası Hacı Çiçek ile solist Halil Tanyıldız’ıbu akşam 19.30’da Flaş TV’deDilber Ay’ın Dilber Shov programında dinleyeceğiz.
Kendi insanımızı sahiplenme adına bakalım sanatçı mı, gevende mi?
DİK DURURUZ, AMA DİKLENMEYİZ!.jpg)
