Geçen Cuma günü AK Parti Genel Merkezi’nde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısının basına açık bölümüne katıldım. Belediye Başkanı Necip Büyükaslan, askıya alınmış koluyla gelen İl Genel Meclisi Başkanı Necmi Baykan, İl Başkanı Yaşar Güleş, Merkez İlçe Başkanı Zeynel Özbilgin, Kadın Kolları İl Başkanı Ayla Pektaş, çiçeği burnunda Gençlik Kolları İl Başkanı Mustafa Güzel, Gölbaşı İlçe Başkanı Cuma Karais, Adıyaman’dan gelenler arasındaydı… Diğerlerinin THY’nı tercihine karşın Büyükaslan’ın belki de Hacı Ali Hava Yolları(!)nı tercihinden olacak çok yorgun, bitkin ve uykusuz görünüyordu. Bu nedenledir ki, genel başkanının, ülkemiz başbakanının yaklaşık 70 dakika süren ve 25–30 defa alkışlarla kesilen konuşmasının birçoğunu kaçırmış olsa gerek…
Başbakan Erdoğan’ın konuşması ajans bültenlerinde yer aldığı için burada tekrar etmek durumunda değilim. Lakin konuşmasının bir bölümünde, hükümete geldiklerinde ülkenin İMF’ye olan 23,5 milyar dolar borcunu, bu gün itibariyle 7,1 milyar dolara indirdiklerini söyledi. Demek ki, bu borcun 73 milyonda biri bana veya vefatımda mirasçılarıma aitti… Bu şeffaflığından dolayı bir yandan çok sevindim ve tekrar takdir ettim…Bir yandan da gözlerim iki yıl öncesine daldı... AK Parti Siyaset Akademisi’nin eklenen son dersinde Belediye Başkanı Necip Büyükaslan’ın “ÖĞRETMEN” sıfatıyla verdirilen ”DERS”inin sonunda Adıyaman Belediyesinin borcunun olup olmadığını, varsa miktarını ve kaynaklarını sorduğumda “Belediyenin borcu var, ama miktarını şimdilik açıklamayacağım” diye cevaplamıştı. Daha doğrusu, cevaplandırmamıştı… Borcun 600 binde biri bana aitti, ama anaparasını bilemiyordum. Hey Yarabbi!...
Aradan iki yıl geçti, “şimdilik” kaydı her halde zaman aşımına(!) uğramıştır ve artık açıklaması gerekir. Aksi halde Adıyaman Belediyesinin şeffaflığından duyulan kuşkular artar. Ve ayrıca, belediyeci Başbakanımız R. Tayyip Erdoğan’ın, sorgusuz-sualsiz seçmenin önüne koyarak AK Parti oylarıyla seçtirdiği Başkan N. Büyükaslan’a yeniden “ÖĞRETMEN” olarak belediyecilik “DERS”i vermesi gerekir. Ama Ankara’ya THY ile gitmesi koşuluyla tabii ki…
Konuşmasının son bölümünde “Belediye başkanlarına, il ve ilçe başkanlarına, özellikle kadın ve gençlik kolları başkanlarından ricam var; hükümet olarak çalışıyoruz ve başarıyoruz. Ama yaptıklarımızı halka anlatamıyoruz, halka ulaşamıyoruz. Bunun için de çok çalışmamız, çok çalışmanız gerek. Başkalarının çürüğüyle-çarığıyla uğraşmanıza gerek yok. Her sokağa, her apartmana ulaşmanızı istiyorum. Gönderdiğimiz broşürleri okuyup halka anlatmanız gerek.” diyerek hem bir görev veriyor ve hem de acaba ufukta bir erken seçim olabileceği sinyalini mi veriyordu, bilemiyorum.Sayın Başbakan Erdoğan, bazı belediye başkanlarının bırakalım evlere girerek merkezi hükümetin hizmetlerini anlatmayı, kendisiyle görüşmek isteyen vatandaşları atlatmak için bilinen makamına gelmeyip, alternatif makamlar ürettiğini ve haftanın belli günlerini dahi halka ayırmaktan kaçındığını biliyor muydu acaba?
Nasıl olsa Tayyip Baba çalışıyordu, siyasi sermayesi-gölgesi birilerine yetiyordu. Başbakan Erdoğan ülke için, kendileri ise belli(!) yerler ve kişiler için çalışsın…
Ha… Bu arada, AK Parti Gençlik Kolları Başkanlığına Avukat Mustafa Güzel’in getirilmesini isabetli bir karar olarak niteledim. Hayırlı hizmetler yapacağına inanıyorum. Dilerim bu temennimden dolayı da mahcup olmam…