Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Köşe Yazıları

Köşe YazılarıOrhan SAMSATLIOĞLUTARİHÎ SAMSAT’TA ÇAMAŞIR YIKAMAK [ Arama ]

TARİHÎ SAMSAT’TA ÇAMAŞIR YIKAMAK
Başlık TARİHÎ SAMSAT’TA ÇAMAŞIR YIKAMAK
Tarih 30.12.2019
Gönderen Editör

 

 

TARİHÎ SAMSAT’TA ÇAMAŞIR YIKAMAK

            Cuma günlerinin inancımızdaki özel anlamı ve yeri hariç, Allah’ın bütün günleri birdi… Ancak, yıllardan beri yerleşen birtakım kulaktan dolma bilgiler nedeniyle gene de günler arasında bazı ayrımlar yapılırdı. Örneğin; çarşambalar biraz uğursuz sayılırdı. Bunun sonucu olarak bu günlerde yola çıkılmaz, çamaşır yıkanmazdı…

            Çamaşır makinesi henüz yok. Çamaşırlar elde yıkanırdı. Avlusu olan evler, avlunun bir köşesine taşlardan bir ocak yapar ve koca kazanlara doldurulan suları burada kaynatırlardı. Avlusu olmayan aileler de odaların birindeki gömme tandırda kaynatırlardı çamaşır sularını… Evin hanımı, varsa gelini veya genç kızı, sabah ezanıyla kalkar ve bu koca kazanları suyla doldurarak, çalı-çırpı vasıtasıyla ısıtmaya başlarlardı. Aile bireylerinin hepsi, ertesi sabah yıkanacak çamaşırdan haberdar oldukları için üstlerindeki kirli çamaşırlarını akşamdan çıkarır, temizlerini giyerdi.

            Çamaşırlar teştlerde yıkanırdı. Ailenin kalabalıklığına göre teştlerin sayısı da değişirdi. Bazen iki… Zengin ağa ailelerinde bu iş, ücretle çalıştırılan kadınlar  tarafından  yapılırdı. Mahallenin, ilçenin bu işi parayla ağalara yapan belli başlı demirbaş üç-beş kadını vardı ve onlar bu işin değişmez demirbaş elemanlarıydı.

            Deterjan yok… Onun yerine “kül„ kullanılırdı. Annelerimizin, ninelerimizin ifadelerine göre bu kül çamaşırı yumuşatma görevini yapardı. Hele hele bu kül “mazı„ dedikleri meşe odununun külü ise değmeyin keyfine!.. O, bir numaralı deterjan demekti. Onun içindir ki komşu kadınları arasında zaman zaman kül alışverişi de olurdu.

            Hep birlikte yapılan sabah kahvaltısından sonra evin hanımı, varsa gelini ve kızı işin başına geçerlerdi. Teştlerden birinin başına genç kız, diğerinin başına da evin gelini otururdu. Teştlerden birinde beyazlar, diğerinde de renkliler olurdu. Evin hanımı, elindeki su kabağı (susak) ile kazandan aldığı sıcak suyu sırayla teştlere döktükten sonra yıkama işi başlardı. Kaynar suda eriyen küller, koca kazanın dibine çöktüğünden, geriye kaygan ve yumuşatıcı bir su kalırdı. Ardından sohbet, muhabbet, hatta şarkı ve türküler eşliğinde çamaşır yıkamaları…

            Sıkma işi çamaşırın büyüklüğüne göre ya tek başına, ya da iki kişi tarafından birlikte, kol kuvvetiyle yapılırdı. Zira; çarşaf, pike, nevresim gibilerini tek başına sıkmak mümkün değildi. Evin hanımı, yıkanıp sıkılanları alır, avluda boydan boya asılan çamaşır iplerine asardı. Çamaşır mandalı da yok… Şayet gün içinde rüzgar veya herhangi bir nedenle düşen olursa, hemen müdahaleyle kaldırılır ve yeniden yerine asılır, serilirdi.

            Halı-kilim gibi sergiler ise sonbahar ve yaz aylarında Kasar Deresi’ne götürülür, derede yıkanırdı. Üç-beş aile hep birlikte ve imece şeklinde… Bir şenlik, bir eğlence havasında. Derenin pırıl pırıl, tertemiz, kaygan kalkerli zeminine serilir ve çıplak ayakla iyice ezilip yoğurulduktan sonra kıyıda bir yere konarak tokaçlarla dövüle dövüle temizlenirdi. Tokaç sesleri, genç kızların şarkı-türkü seslerinin ayrı bir güzelliği vardı.

            Ancak ne var ki bir gün baraj denen bir canavar geldi ve bütün bu özellik ve güzellikleri yutup bitirdi… İşte o “teşt, kül, tokaç, Kasar Deresi„ de sadece hatıralarda ve hafızalarımızda kaldı… İçimizi burkarak… Boynumuzu bükerek… Gel de teşti, külü, tokacı özleme!..

Oyu Puanı: 2 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir
Yorumlar

Bilgiler
Burda 1175 Yazı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: ESKİ SAMSAT’I ÖZLÜYORUM
Enfazla Değerlendirilen: FAHREDDİN AKTAŞ HAKK’A YÜRÜDÜ

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 4 (0 Kayıtlı Üye 4 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler:


 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri