Varlığınla renk kattığın yerler şimdi yaban olmuş.
Güneşi sarmış bulutlar bütün mevsimler zemheri,
Ot bitmiyor buralardaısırgan sardı her yeri,
Kuşlar ötmez oldu artık her yerde yaban sesleri,
Bahçende ötüşen kuşlar buralardan göçer olmuş.
Bu güzelim bahçelerde şimdi baykuş öter olmuş.
Ne bir ses var ne bir ışık, kaplamış dört yanı duman,
Ufuklarda adım adımbir fırtına uğuldayan,
Bahçemiz dediğin yerde ne gül kalmış ne bir figan,
Şakıyıpdalda dolaşan, bülbül bile serçe olmuş.
Daldan dala sekip duran kuşlar şimdi sus pus olmuş.
Boğazıma düğümlendi her kelime yumak yumak,
Dayanılır gibi değil senin olup sensiz olmak,
Boylu boyunca uzanıp dizlerine başım koymak,
Varlığınla hayat bulan yerler şimdi viran olmuş.
Ne sen varsın ne hayalin yalnızlık yoldaşım olmuş.
Ağır ağır ilerlerkenbaştan sona bu yerleri,
Ne göz görür olanları ne kulak duyar sesleri,
Ne yapayım vücudumu taşımayan bu dizleri,
Saçını tel tel okşayan eller şimdi tutmaz olmuş.
O güzelim yerler şimdi ölüm kokan bir yer olmuş.
Hayat fışkıran yerlerde ecel kol geziyor şimdi,
Tükettim tüm varlığımı bu da benim bedelimdi,
Sana söylediğim son söz, tükenen son nefesimdi,
Hani çok uzak gelir ya! Ölüm bile yakın olmuş.
Bir düş var ki hayalimde tek özlenen ölüm olmuş.
Gökyüzünde bir uğultu yerler silme kan kusuyor,
Darmadağın dört bir taraf, karakış bile üşüyor,
Etme bulma dedikleri, ölüm korkudan ölüyor,
Arasat’ta araf’tayım tüm torbalar silme dolmuş.
Öylesi bir meşakkat ki can canandan kaçar olmuş.
Tarihi Samsat’ta yaşayıp, doğup büyüdüğü vatanının baraj suları altında kalmasının onulmaz acısını iliklerinde hisseden tüm Samsat’lılara ithaf olunur.