Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Bedir Fırat

           Sitemiz İstanbul Temsilcisi Mustafa Türkoğlu, Samsat’ın ilk okuyan ve öğretmenlik yapan insanlardan biri olan Bedir Fırat ile güzel bir söyleşi gerçekleştirdi. İşte doyumsuz ve akıcı söyleşi;

 

M.TÜRKOĞLU: Sayın hocam alışık olduğumuz üzere, söyleşimize sizi tanımakla başlayalım isterseniz…

 

B.FIRAT: 1954 yılında Samsat'ta doğdum. İlk ve Orta Okulu Samsat'ta okudum, O zaman Samsat'ta birlikte okuduğum arkadaşlarım hatırlayabildiğim kadarıyla Hasan BOZAN, Abdullah KARAKUŞ, Necmettin IŞIK ve Ziya KÖŞKER idi. Liseyi ailemden uzakta gurbet sayabileceğim Adıyaman’da, Adıyaman Lisesinde tamamladım.1975 yılında Erzurum Eğitim Enstitüsünü,1978 yılında İstanbul Eğitim Enstitüsünü bitirdim.1979 yılında Samsat Sütbulak (Kilisan) köyünde vekil öğretmenlik yaptım.1979 yılında Urfa Suruç Lisesine, aynı yıl tekrar Samsat Lisesine tayin oldum.12 Eylül ihtilalında gözaltı-meslekten uzaklaştırma ve sonrasında Bozova lisesine sürgün gönderildim. Sürgünlüğüm Bozova Lisesi ile sınırlı kalmayıp Bozova Lisesi sonrası Yozgat Şekili Ortaokulu-Ankara Ulubey Lisesi-Ankara Dikmen Pakize ERDOĞDU Lisesi ile devam etti.Görev yaptığım okullar arasında Adıyaman Merkez Hürriyet İlköğretim Okulu ve Yavuz Selim İlköğretim Okulundaki Eğitmenlik görevlerim sonrasında 1997 yılında İstanbul Avcılar Ticaret Meslek Lisesi, 2001 yılında Başakşehir Ahmet KABAKLI İlköğretim Okulunda görev yaptıktan sonra 2004 yılında emekli oldum ve halen hayatıma İstanbul'da devam etmekteyim. Oğlum Hasan Baran FIRAT eğitimini tamamlayıp Makine Mühendisi olarak çalışmakta, Kızım Zeynep Dilara FIRAT ise Haliç Üniversitesinde Grafik Tasarım Eğitimi almaktadır.

 

M.TÜRKOĞLU: Hayatınızda önemli bir yere sahip olan 12 Eylül darbesi ile ilgili olarak bize neler anlatmak istersiniz?

 

B.FIRAT: 1980 yılı 12 Eylül darbesinde başta ben olmak üzere ağabeyim Mahmut Fırat, kardeşim Mehmet Fırat, Amcazadelerim Mustafa Toprak (Lök), Hamit Toprak, Eniştemiz Nazif Kuştepe, Öğretmen arkadaşlarım Mehmet Çetinkaya, Mazhar Aktaş, A.Kadir Öcal ve Maliyeci Ömer Polat Samsat’ta gözaltına alınıp görev yaptığım okulda hapis yattık. Neden niçin yattığımızı bilmezdik. Eski Samsat’ta iz bırakan kişiler saymakla bitmez.

 

M.TÜRKOĞLU: Sizim yaşadığınız dönemde Samsat’ın renkli isimlerinden kimleri hatırlıyorsunuz?

 

B.FIRAT: Samsat’ta iz bırakanlar Babam Hasan Fırat, Ahmet Aslan, Bahri Fırat, Kadir Daş, Bekir Atalay, Hesi Tette, Ado, Hacı Mıste, Mehmet Çavuş, Muhtar Yusuf Kandemir,Aviy Ağa’yı söyleyebilirim…

 

RENKLİ, OTORİTER, ADALET ANLAYIŞINI BENİMSEMİŞ BİR EĞİTMENLİK ANLAYIŞIM VARDI

 

M. TÜRKOĞLU: Birazda öğretmenlik hayatınızdan bahseder misiniz?

 

B.FIRAT: Renkli bir Eğitmenlik anlayışım vardı Samsat'ta öğrencilerime derS esnasında Kürtçe esprili küfür çok kullanmışımdır. 12 Eylül 1980 dönemlerinde sağ ve sol görüşlü öğrenciler arasında birliği sağlamak için çok çaba harcadım. Samsat'ta öğrencileri içeri alırken  Mehmet Çavuş'un oğlu Aziz Ulusoy Okul Müdürü Azmi Hocayı ezerek içeri girdi. Otoriteyi sarsmamak için yarın bana da yapmaması için yanıma çağırdığımda Aziz bana da diklenince Kürtçe küfrettim ve biraz hırpaladım. Mehmet Çavuş beni Azmi Hoca’ya şikayet edince hakkımda soruşturma açıldı. Aziz buna sonra pişman olup üzülünce Müdür odasına gelip Azmi Hoca’ya Kürtçe küfredince Azmi Hoca soruşturmayı kapatmak zorunda kaldı.

 

Samsat'ta Eğitmenlik yaptığım esnada Cumali Kaygusuz, Süleyman Işık, Adem Kaygusuz, Mehmet Kandemir, Kadir Kandemir gibi isimlere eğitim verdim. Ayrıca kendi ailemden kardeşim Mehmet Fırat, Yeğenlerim Perihan Fırat, Hulusi Fırat, Nermin FIRAT, Esra Fırat ve oğlum Hasan Baran FIRAT'a da öğretmenlik yaptım. Kardeşim, çocuğum ve yeğenlerimi diğer öğrencilerden ayırt etmedim. Adil olup ayrıcalıklı davranmadım. Kardeşim Mehmet Fırat'ın öğretmen arkadaşım İhsan Yılmaz'ı ideolojik olarak rahatsız ettiğinin farkına varınca o gün törende kardeşimi otoriteyi sağlamak adına hırpaladım. Yeğenim Hulusi Fırat evdeki alışkanlıklarını evde bırakmayıp sınıfta yüksek sesle bağırıp konuşunca oda benim adalet ve otoriterliğimden nasibimi almıştır.

 

M.TÜRKOĞLU: Sayın Hocam, hepimiz için Samsat deyince aklımıza Eski Samsat geliyor. Eski Samsat’taki yaşantıyı bize anlatır mısınız?

 

B.FIRAT: Fırat Nehri benim sevdamdı. Kendime has yüzme teknikleri geliştirmiştim. Adeta Fırat’ın azgın suları ile dans ediyordum. Atletik bir yapım olduğundan güçlü kuvvetliydim. Fırat’ta yaptığımız su güreşlerinde üç-dört kişi beni deviremezdi. Sosyal hayat yok denecek kadar azdı. Babam çok dindardı televizyon almamıza yıllarca karşı çıktı. 1979 yılında eve babamdan gizli televizyon aldım annem saklayalım diğer eve götürelim diye telâşe kapılmıştı. Bense karşı çıkıp televizyonu kurdum ve babamı bekledim. Nihayet babam gelip de parçalamak için televizyona yönelince önünde durdum televizyonu kıramadı ama bayağı beni hırpalamıştı.

 

          Derin bir saygı ve hürmetin olduğu bir yerde yaşıyordum. Henüz çocukken ağabeyim Ahmet Fırat’la Bağarası köyünde nenemi ziyarete gitmiştik Nenemiz çocuk olmamıza rağmen saygı görgü kuralları çerçevesinde yanımızda yemek yemiyor saklanıyordu. Bizse muziplik yapıp kendimizi gösteriyorduk. Ortaokula gidiyordum Hasan Ağa'nın oğluydum ama herkeste toprak, mal, mülk var ama para yoktu. Urfa'da pazardan 50 kuruşa aldığım  ceket ile ortaokulu bitirdim. 7 kız kardeşi olan Fehmi Kandemir'in  sekizinci kız kardeşi doğduğunda haberi verilirken bana, ''Xange ki mi buye mina zer'e zer'' yani '' bir kız kardeşim olmuş sarı altın gibi'' demesi bir eğlenceydi. Sosyal hayattı ve yıllardır bu cümleleri yıllardır unutmuyorum.

 

ESKİ SAMSAT SOSYAL KÜLTÜREL VE SİYASİ YAŞANTISINDA KAST SİSTEMİ ETKİLİYDİ..!

 

          Dönemin Samsat’ında otorite iki sülalenin etkisi altındaydı. Adıyaman yönünden Samsat’a girdiğimiz cadde Samsat'ı ikiye ayırmıştı Caddenin sağında Hasan Ağalar solunda Yusuf Ağalar diye yerleşilmişti. Bu iki sülale geçmişte temelde akraba oldukları halde her konuda birbirlerine rakip ve düşmanca davranışlar içerisinde bulunmuşlardır. Tarihi süreç içerisinde adam öldürmeye varan tatsızlıklar görülmekle beraber kız alıp vererek akrabalığı pekiştirecek yakın ilişkiler içerisinde de olmuşlardır. Dönemim Samsat’ında halk arasında Kast Sistemi mevcuttu. Ağa-Ağa ile Gevende-Gevende ile Muhacir-Muhacir ile Aşir-Aşir ile gezer evlenir ve eğlenirdi. Samsat halkı orada yaşamlarını sürdürebilmek için dolaylı veya dolaysız olarak Hasan Ağa, yahut Yusuf Ağa taraftarlığı yapmak zorundaydılar. Ekonomik olarak ilçenin ekonomisi tarıma ve toprağa dayanıyordu. Toprak ve tarım ise iki sülalenin mülkiyeti altındaydı. Samsat’ta  çiftçilikle uğraşanlar mutlaka bu iki aileden birinin ırgatlığını veya yarıcılığını yapmak zorundaydılar. Sosyal olarak toplum ağa, gevende, duman, muhacir, aşir diye mutlak sınıflara ayrılmıştı. Sınıflar arasında geçiş oldukça zordu herkes ancak bağlı bulunduğu Soy'a (aileye) kız alıp verirdi.

 

Siyasi olarak ilçenin egemenliği mutlak olarak iki sülalenin fertlerinin elindeydi. Ağa olmayan ailelerin çocukları kesinlikle Parti başkanı, Belediye Başkanı vs olamazlardı. Ancak ilçenin bir muhtarlığı vardı. O noktada barışçıl karakteri, sevecenliği, iyi niyetli kişiliği ile Yusuf Kandemir ömür boyu muhalefet olmaksızın kalmıştır.

 

Zamanın Samsat’ında otel, kahve, lokanta vs gibi yerler yoktu. Bu gibi hizmetleri Samsat'ın yönetiminde söz sahibi olan aile yapardı. Urfa'dan Adıyaman'a Adıyaman'dan Urfa'ya ulaşım Samsat üzerinden gemi ve hayvan gücü ile belirli gün ve saatlerde sağlandığından yerli ve yabancı birçok kişi Samsat'ta misafir olarak konaklamak zorunda kalmıştır. 57 yaşındayım benden önce duyduğuma göre Hacı Şeyh Ağa kapısını herkese sorgusuz sualsiz açarak hizmet vermiştir. Bunların arasında Mareşal Fevzi Çakmak ve İngiliz lordu Coursson'da yer almıştır. Babam vefat edene kadar yerli ve yabancı herkese sorgusuz sualsiz kapısına açarak misafir ağırlamıştır. Araştırmacı-Yazar Vehbi Vakkasoğlu babamın misafiri olarak kalmış olup yazdığı kitabında Hasan Ağa'nın odasından söz etmiştir. Günümüzde misafir ağırlama, konuk etme geleneğini ağabeyim Yusuf Fırat devam ettirmektedir.

 

Babam Hasan Fırat dini inançlarına bağlı olan kendisinden yardım isteyen herkesin yardımına koşan, gerek ilçe merkezinde gerekse de ilçe dışında insanlar arasında anlaşmazlıkları bilirkişi sıfatıyla çözebilen, zekatını veren dindar bir kişilikti. Yine benzer özellikleri taşıyan Samsat Eşrafından Ömer Aslan' da benzer özellikler sahip olup zekatını veren bir kişilikti, bunu da belirtmek gerekir.

 

M.TÜRKOĞLU: Yeni Samsat hakkında neler söyleyebilirsiniz?

 

B.FIRAT: yeni Samsat'ta yaşamadığımdan İlçe ile ilgili sağlıklı bir değerlendirme yapamıyorum. gözlemleyebildiğim kadarıyla Yeni Samsat ile Eski Samsat arasındaki sosyal-ekonomik ve kültürel gelenek-görenek ile ahlaki değerler açısından miladi bir farkın olduğunu söyleyebilirim. Her ne kadar eleştirdiğimiz Eski Samsat'taki feodal sistem yok olmuş gibi görünse de yerine çağdaş herhangi bir şey kazandırılmamıştır. Samsat'a her gittiğimde sosyal çevrede bıraktığımız sıcaklık, güven, sadakat duygularının olmadığını büyük bir yeislik içerisinde görüp, geçmişi “AHHH… OHHH…” ile hatırlıyorum.

 

M.TÜRKOĞLU: Sayın Hocam. Bizlere zaman ayırdığınız ve sorularımıza içtenlikle cevaplar verdiğiniz için teşekkür ediyoruz. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

 

B.FIRAT: Buradan gençlerimize sesleniyorum; Ne olursanız, kim olursanız olun, ne iseniz kendinize, özünüze, gerçeğinize yakışır şekilde davranın. İkram edecek neyiniz varsa onu bir birinize ikram ediniz ve birbirinizi kırmayınız. Yarınlar için, bir birinize kenetlenin, güç birliği yapın ve bir birinizi sevin.

 

            Bana bu fırsatı verdiğiniz için sizlere teşekkür ediyor. İlçemizin sesi kulağı olduğunuz için sizlere teşekkür ediyorum.

 

 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri