Kaderin ağlarını zamanlama hatası yapmadan, Yıllar içerisinde büyük bir titizlikle, ilmek ilmek ördüğü aşikâr. Kimine beyaz, kimine kurşuni… Bazen; had aşılıp sorgulamaya bile giden bir düşünce hâsıl oluyor insanda elde olmadan, Beyazı ve kurşuniyi kime? Neye göre örüyor? Zor mu sanki her şey gökkuşağı tadında olsa..! Diye. Ama sorgulamalar fayda etmiyor, kaderin tek tek sunduğu şeylere cevap aramada O her seferinde kendini haklı çıkaracak bir yol buluyor ortaya koyduğu savaşında Şimdi yaşanılmış ve yaşanılacak bilinmezlerin bekleyişinde, Başımı masum bir çocuk edasında önüme eğiyorum..! Elbet bugün ağlar, yarın susarım… Gün gelir; gözümdeki her bir damla yaşın, an be an yıllardan hesabını sorarım..! Keşke adına Hayat dediğimiz bu illet, Annemizin kucağında ki kadar güvenli, hoş kokulu ve anlattığı masallardaki kadar masum olabilseydi… Ama ben yine de hayatın getireceklerini, son nefesime kadar Annemin kucağında, onun ilk gün ki gibi saçlarımı okşayarak anlattığı masalların masumluğunda beklemeye devam edeceğim…