Mutlu bir sabaha uyandım… Gözlerim denizin mavisini görmeyi düşlerken, kulaklarım martıların sesi eşliğinde hayatın içinde kaybolmayı istiyor. Programıma baktım çok yoğun bir programım görünmüyor, Zaten bugün kendimle baş başa kalmak istiyorum… Bana bu aralar bir haller oldu çözemedim kendimi, galiba kendime pek zaman ayıramadığımdan olsa gerek. Kulağımda kulaklık, sırtımda sırt çantam kendimi dışarı attım… İlk durak Taksim; önce tek tek mağazaları, pasajları gezdim. M… Kitapevi Selahattin dayının yanına uğradım, hem sipariş verdiğim bir iki kitabı almak, hem de iki sohbetin belini kırmak istedim, iyide oldu… Selahattin dayı bir yere kadar gitmiş kapıya da bir not “ Hemen Geliyorum” yazıyor. Oradaki esnaf hemen boş bir tabure uzattı oturdum, neredeymiş Selahattin dayı da çıka geldi. Sonrası malum kitap karıştırmaca, konu konuyu açan sohbetler ve yüzümde solmayan gülücükler ve ayrılma vakti… Yaptığım sohbetin tadı damağımda kalmış olsa gerek ki, adımlarım beni bir sonraki handa yine dayı dediğimiz bir başka dostumuzun çay bahçesine götürdü. Kim bilir belki Bilgi Üniversitesinden birkaç arkadaşımı, hocamı görürüm düşüncesiyle etrafa bakındım laf aramızda genelde bizim grup buraya takılır da. Ben sağa sola bakınırken benden önce arkadaşlar fark etti beni; ince belli bardakta içilen çayın tadına bir de dost meclisinin o güzel sohbeti eklenince ohh ne ala… Değmeyin keyfime… Akrep ve Yelkovan sabırsız hızla birbirini kovalıyor “Hadi Burcu kalk artık yolun uzun” diyor içimdeki ses ve kalkıyorum istikamet Galata kulesinden aşağı Eminönü vapur sefası… Vapurun sesi uzaktan duyuluyor… Ben coşuyorum çocuklar gibi şen koşar adımlarla yürüyorum çünkü martılarla randevum var… “ O ”vapura yetişmem lazım ama birde çıtır çıtır Simit’te almalıyım… Nede olsa birazdan vapurun ön tarafında saçlarım rüzgârla dans ederken simidime ortak misafirlerim olacak… Vapur küçük manevralarla hareket ediyor, deniz köpük köpük, dalgalar dansta bir eksiklik var derken fonda, üçer beşer martılarda sesleriyle eşlik ediyor. Küçük küçük simit parçaları havada 1…2…3… tek tek besliyorum onlarda benimle anlaşmış gibi yakalıyor lokmaları... Karşılıklı bir alış veriş bizimki sessiz bir film gibi…
İLK DURAK TAKSİM…
