Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Köşe Yazıları

Köşe YazılarıZiya AKTAŞVESAYETE CAN SUYU VERMEK [ Arama ]

VESAYETE CAN SUYU VERMEK
Başlık VESAYETE CAN SUYU VERMEK
Tarih 15.06.2012
Gönderen Editör

VESAYETE CAN SUYU VERMEK

             CMK’da yapılması düşünülen değişiklikler, demokratik kazanımlar üzerine titreyen insanlar arasında derin kaygılara yol açmış bulunuyor. Çünkü darbe ve cunta davaları devam ederken o süreci yakından ilgilendiren bir yasayı değiştirmeye anlam verilemiyor. Dahası; onun yerine neyin konulacağı bilinmiyor. Bu nedenle her kesimden insan yaşananları endişe ile izliyor.

            Hükümet cenahında CMK ile ilgili yürütülen yasal çalışmalarla birlikte ele alınınca, internete düşen ses kayıtlarında dile getirilen görüş ve temennilerin temelsiz ve içinin boş olmadığı anlaşılıyor. Başbakan’lığın Özel Yetkili Mahkemelerin yapısının yeniden düzenlenmesi ile ilgili çalışma içinde olduğu en yetkili ağızdan teyit edilmiş bulunmaktadır.

            Bilindiği gibi son günlerde internette düşen Ergenekon ve Balyoz davalarında sanık olan muvazzaf generallere ait olduğu anlaşılan ses kayıtlarında; “yasal düzenleme yapılarak bir iki ay içinde dışarı çıkartılacakları,  dışarı çıktıklarında çoluk çocuğuna kadar intikam ve rövanş alacakları” mealinde konuşmalar geçmişti.  

            Özel Yetkili Mahkemelerin yapısıyla ilgili yapılacak bir düzenleme ile bu mahkemelerin işlevsiz hale getirilmesi şüphesiz ki en çok vesayet cephesini sevindirecektir. Demokrasiyi kaldırmaya ve vesayet sistemini tahkim etmeye kararlı bu kesimler ellerini ovuşturup bu durumu sevinçle karşılarken, demokratik çevrelerde ise büyük bir şaşkınlık ve endişeli bekleyiş hüküm sürmektedir.  

            Hayalen geçmişe doğru gidildiğinde, AK Parti Hükümeti’nin akla gelen en önemli icraatı vesayet sistemini geriletip çökertmesi ve bu konuda askeri kanada karşı ilkeli bir duruş sergilemesidir. Özellikle 27 Mayıs e-muhtırasına karşı takınılan tutum ve dik duruş milletin büyük teveccühüne mazhar olmuş ve her kesimden büyük takdir toplamıştı. Hükümetin bu mücadelede yararlandığı ve bu yolda mesafe almasını sağlayan en önemli araçsa şüphesiz ki özel yetkili savcılar ve mahkemelerdir.

            Durum bu merkezde iken, durup dururken hükümet, sürmekte olan darbe girişimi davalarına müdahale sayılan, kendi ayağına kurşun sıkmak ve vesayet cephesine can suyu vermek anlamına gelen böyle bir adımı atma gereğini niçin duymuştur acaba? Başbakan’ın söylemlerinden, hükümetin bu konuda adım atmasında MİT müsteşarının ifadeye çağrılması olayının etkili olduğu anlaşılmaktadır. Başbakan bu olaya kafayı fena halde takmış ve özel yetkili mahkemelerin otoritenin dışına çıkıp başına buyruk hareket etkilerine iyice ikna olmuş durumdadır.

            Hükümeti böyle bir tavır almaya sevk eden saikin öfke ve ‘had bildirme’ anlayışı olduğu, bunun kesinlikle müspet değerlendirme sonucunda takınılan bir tutum olmadığı anlaşılmaktadır. “Öfkeyle kalkan zararla oturur.” atasözü mucibince böyle bir girişimden hayırlı bir sonuç çıkmayacağını tahmin etmek için müneccim olmak gerekmiyor.

            Hukuk otoritelerince yapılan uyarıların yanı sıra hükümet ve AK Parti cephesinden de böyle bir düzenlemenin yapılması halinde darbeci zihniyetle yapılan mücadelenin büyük zarar göreceği ve davaların akamete uğrayacağı konusunda sesler yükselmektedir. Hükümet içinden düzenlemeden yana olanların tüm teminat verme çabalarına rağmen, böyle bir düzenlemenin özel yetkili mahkemelerin yetkilerini budayacağı ve mahkemelerin karar alma süreçlerini olumsuz yönde etkileyip söz konusu cunta ve darbe girişimi davalarını akim bırakacağı şüphesizdir. Ayrıca üst düzey asker ve sivil bürokrat yargılamalarının izin şartına bağlanması şu ana kadar gelinen noktadan tekrar başa dönmek anlamına gelecektir.

            İnternette düşen ses kayıtlarındaki intikam yeminlerine, bu konudaki uzmanların ısrarlı uyarılarına rağmen hükümet hâlâ işin ciddiyetinin farkında değilmiş gibi bir tutum sergilemeye devam etmektedir. Oysa şu ana kadar darbeci zihniyetle yapılan mücadelede ileri adımlar atılmış olmasına rağmen, darbe ürünü mevzuat hâlâ yerli yerinde duruyor ve sistem henüz sağlam temellere kavuşmuş değildir. Sivil bir Anayasanın hayata geçirilmesi çalışmalarının geleceği belirsizliğini korurken ve hâlâ 12 Eylül darbe Anayasası yürürlükte iken, sanki demokrasinin önündeki tüm engeller kalkmış ve hiçbir tehlike kalmamış gibi hükümetin bu yönde adımlar atmaya başlaması büyük bir yanılgı ve aldatmacadan başka bir şey değildir.

            Hükümet yetkililerinin, süren darbe davalarının yapılacak olan düzenlemeden etkilenmeyeceği konusunda yaptıkları açıklamalar ve verdikleri güvenceler demokratik duyarlılığı olan kesimlerdeki endişeleri gidermeye yetmemiştir. Çünkü darbelerden ağzı yanan bir millet olarak yoğurdu üfleyerek yemenin gerekli olduğu hususu vatandaşların şuur altına işlemiştir. Şüphesiz ki, insanlardaki bu endişeleri diri tutan en önemli etken darbeler ve cuntalar konusunda acı bir geçmişe sahip olmamızdır.

            Ülkenin geleceği ve demokrasinin selameti bakımından bazı hususların asla gözden kaçırılmaması gerekmektedir: 1- “Su uyur düşman uyumaz” misali darbecilerde oyun çoktur ve ilk fırsatta kaldıkları yerden işe koyulacaklarını tahmin etmek zor değil. 2- Geçmişe sünger çekip darbe ve cuntacılarla uzlaşı içinde geleceğe yürümek imkânsızdır. Kendilerini güçlü his ettikleri an millete kan kusturmaya devam edeceklerdir. 3- Darbe kültürünün tamamen yok edilmesi, kararlı bir mücadele gerektiren uzun vadeye yayılan bir süreçtir. Bu konuda azimli ve sabırlı olmak olmazsa olmaz bir şarttır.4- Ergenekon ve Balyozcuların hükümete ve Başbakan’a alkış tutması tamamen aldatmaya ve uyutmaya yönelik bir taktik girişimidir. Son günlerdeki bu şirin görünme çabalarına asla iltifat etmemek gerekir.

            Umarım, iş işten geçmeden hükümet işin ciddiyet ve vahametinin farkına varır da çok kötü sonuçlara gebe olan böyle bir adımı atmaktan vazgeçer. Böylece demokrasiye kurulan bir tuzağı daha etkisiz hale getirerek cuntacı ve darbecilerin sevincini kursağında bırakır!

 

Oyu Puanı: 20 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir
Yorumlar

Bilgiler
Burda 1175 Yazı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: ESKİ SAMSAT’I ÖZLÜYORUM
Enfazla Değerlendirilen: FAHREDDİN AKTAŞ HAKK’A YÜRÜDÜ

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 12 (0 Kayıtlı Üye 12 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler:


 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri