Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Köşe Yazıları

Köşe YazılarıMemet AKTAŞMESAJINIZ VAR… [ Arama ]

MESAJINIZ VAR…
Başlık MESAJINIZ VAR…
Tarih 26.03.2012
Gönderen Editör

MESAJINIZ VAR…

 

Gün batmaya yüz tutmuştu.

 

Köyde akşama hazırlık için bir hareketlilik başlamıştı. Sokakta koşuşturan insanlar. Evler akşama hazırlığın tatlı bir telaşını yaşıyordu.

 

Ahmed efendi sürüsünü köyün sokaklarından geçirerek eve doğru yöneltti. Sürü eve varmanın mutluluğunu haykırıyordu sanki meleşmeleriyle.

 

Avluya doluşan sürü ahıra girmek için sabırsızlanıyordu. Ahmed efendi ahırın kapısında tek tek kontrol edip severek içeri aldı sürüyü.

 

Akşam sürüsünü otlatabileceği yeşillik yerler düşündü durdu. Derken günün yorgunluğuyla derin bir uykuya daldı.

 

Sabah gün doğmadan sürüyü çıkardı. Sevdi kokladı. Sonra önüne kattı, arkasından bir toz bulutu bırakarak yavaş yavaş gözden kayboldu.

 

Sürüsünü otlatacağı yeni bir yer bulmuştu akşam düşünürken. Ama bir yanı tehlikeli uçurum, bir yanı köylülerin ekili tarlalarıydı.

 

Yılların çobanıydı. Sürünün dilinden anlıyordu. Onlarla konuşuyor, onları canı kadar seviyordu. Onlara da kendini sevdirmişti.

 

Ama sürü işte. Tarlalarda boy vermiş yeşil ekinleri, uçurumun yamacında el değmemiş yeşil filizleri görünce dayanamıyordu. Sağa sola dağılması kaçınılmaz görünüyordu ve öylede oldu.

 

Ahmed efendi kan ter içinde sürüyü bir araya toplamaya çalışıyordu. Bir yandan köylünün ekinlerine zarar vermemeleri için hayvanları uzaklaştırmaya çalışıyor, bir taraftan hayvanlarının zarar görmemesi için uçuruma taraf koşuşturuyordu. Kimisini elleriyle alıp getiriyor. Kimisini ekinden çıkarmak için taş atıyor, kimine de uçurumdan uzaklaştırmak için sopasını fırlatıyordu.

 

Kimi yapılan ikazları dikkate alarak olması gereken yere koşuşturuyor, kimide bana ne cinsinden ya ekinin derinliklerine dalıyor, ya da uçurumdan daha aşağılara doğru inmeye devam ediyordu.

 

Ahmed efendinin bunları oradan uzaklaştırmak için tedbirleri daha da sertleşti. Taşlar biraz daha büyümeye ve daha sert atılmaya başlandı. Tabi sonuçları da.

 

Akşam köye dönmeye hazırlanırken sürüsünden bir kaçının uçurumdan yuvarlanarak can verdiğini, bir kaçının atılan taş ve sopalarla yaralandığını gördü. Ama bunları iyilikleri için yapmıştı.

 

Bu olağan olmuştu artık. Her gün yaşıyordu bunları. Ama içi de yanmıyor değildi. Kendisinden bir parça olmuştu hepsi.

Ahıra alırken, yaralıları sarmaya, tedavi etmeye başladı. Ölenler içinde gözlerinden birkaç damla yaş süzüldü yanaklarından aşağıya.

 

Akşam yastığa başını koyarken gündüz olanları düşündü. İçi kan ağlıyordu ama yarın yine otlamaya götürmesi gerekiyordu. Fıtrat bunu gerektiriyordu.

 

Yine koşuşturma, yine ekili tarlalar, yine uçurum. Bunlar olacaktı.

 

Sabah sürüsünü her gün yaptığı gibi severek okşayarak çıkardı, önüne kattı.

 

Bu düşüncelerle sürüsünü ufuklara doğru sürüp gözden kayboldu.

 

*  *  *

 

Kazalar, yaralanmalar, başarısızlıklar, işsizlik, açlık, hastalıklar, hasret, kanser ve ölüm…

 

*  *  *

 

Başımıza gelen bela ve musibetlere birde bu gözlükten bakmaya ne dersiniz?

 

*  *  *

 

Kalın sağlıcakla...

 

 

Memet AKTAŞ

memidik35@hotmail.com

Oyu Puanı: 29 - Ortalama: 4.66

Yorum Gönder Değerlendir
Yorumlar

Bilgiler
Burda 1175 Yazı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: ESKİ SAMSAT’I ÖZLÜYORUM
Enfazla Değerlendirilen: FAHREDDİN AKTAŞ HAKK’A YÜRÜDÜ

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 10 (0 Kayıtlı Üye 10 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler:


 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri