Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Köşe Yazıları

Köşe YazılarıZiya AKTAŞZİRVELERE SÜRÜNEREK DEĞİL UÇARAK ÇIKMAK [ Arama ]

ZİRVELERE SÜRÜNEREK DEĞİL UÇARAK ÇIKMAK
Başlık ZİRVELERE SÜRÜNEREK DEĞİL UÇARAK ÇIKMAK
Tarih 09.02.2012
Gönderen Editör

 

ZİRVELERE SÜRÜNEREK DEĞİL UÇARAK ÇIKMAK

            Toplumsal organizasyonlar da tıpkı canlı varlıklar gibidir. Nasıl ki, canlı varlıklarda değişik fonksiyonlar ifa eden organlar olmakla birlikte canlıları asıl yönlendiren ve rotasını çizen kafa ve beyinse, toplumsal organizasyonlarda da hiyerarşik bir yönetim kademesi olup toplumu yönlendiren ve yol gösteren piramidin en üstünde yer alan liderlerdir. Liderler adeta toplumun beyni mesabesindedirler.

            Toplumu yönetmeye veya çeşitli mevki ve makamlara talip olanlar değişik yöntemlere başvurarak, mevcut kurum ve kuruluşlardaki konumlarını bir şekilde elde etmişlerdir. Belli mevki ve makamlara gelme şekline baktığımızda; kimisi bileğinin hakkı ve yeteneği ile, yani o yoldaki tüm engelleri bir bir aşarak gelirken, kimisi de yeteneği elvermediği ve hakkı olmadığı halde rüşvet, torpil veya çeşitli entrika ve desiselerle söz konusu mevki ve makamlara bir şekilde kapağı atmışlardır.

            Ehil ve halkın iradesini yansıtan idareciler tarafından yönetilen toplumlar her alanda büyük atılımlar gerçekleştirirken,  halka dayanmayıp, değişik yöntemlerle yönetim mevkiini ele geçirmiş despot yöneticiler tarafından yönetilen toplumlarsa tarihin gidişatını geriden izlemek durumda kalmışlardır.

            Toplumları yozlaştıran, bir virüs gibi içini kemirerek çürümesine yol açan ve bunların yıkılışını hızlandıran en önemli etken, ehil olmayan kişilerin yönetim kademesinde yer almış olmalarıdır. Yani hak etmedikleri halde, böyle kişilerin gerek en üst basamak olan ülke yönetimi ile ilgili makamlarda gerekse daha alt basamaklardaki çeşitli kurum ve kuruluşlarda yönetimi ele geçirmiş olmaları toplumların geri kalmasının en önemli nedenidir.

            Bu şekilde yönetim mevkiinde bulunanlar bileğinin hakkı ve yetenekleri ile söz konusu makamlara gelmediklerinden, verimli bir yönetimin gereği olan performans ve etkinliği göstermeleri zaten mümkün değildir. Dolayısıyla bu şekilde donanımsız kişilerin direksiyonda olduğu toplumsal organizasyon veya devletlerin hak etikleri ilerleme ve gelişme seviyesini yakalamaları uzak bir ihtimaldir. Çünkü bu kişilerin arabayı sağ salim menzile ulaştırmaları çok zordur. Araba yolda kaza yaparak ya devrilecek ya da şarampole yuvarlanacaktır. Böylece arabanın içindeki yolcuların bir kısmı yaralanırken bir kısmı da hayatını kaybedecektir. Kısacası bu tür toplumların, gerek sosyal gerekse ekonomik alanda hayal edilen atılımları gerçekleştirmeleri imkânsızdır.

            Peygamberimiz(SAS)’in, “İşi ehline veriniz” kutsi hadisi bu durumu en iyi şekilde özetlemektedir. En küçüğünden (vakıf. dernek, STK)’dan tutun da en büyüğü olan devlete kadar tüm toplumsal örgütlenmelerde bu kural geçerlidir. Hiçbir toplumsal organizasyon bundan istisna değildir. 

            Ehil olmayan kişilerin yönetimde olmaları nedeniyle her sahada geri kalan ülkelerin dünya devletler muvazenesinde bir ağırlıkları olmadığı gibi, uluslar arası münasebetlerde ve diplomaside de ilişkileri tayin edici ve gündemi belirleyici bir konumun çok uzağına düşmeleri kaçınılmazdır.

            Bu duruma en iyi örnek, dikta yönetimlerinin hüküm sürdüğü Orta-Doğu ülkeleri ile bir kısım Afrika ülkeleri gösterilebilir. Bu ülkelerde yönetimi elinde bulunduran diktatörler ya bir askeri darbe ile ya da babadan oğla geçmek suretiyle iktidarı gasp etmişlerdir. Bu nedenle söz konusu ülkelerdeki toplumsal katmanlar arasında korkunç sayılacak derecede gelir dengesizliği ve adaletsizliği olup, bu ülkelerle ilgili hiçbir zaman istikrar ve sükûndan bahsedilemez.

            Anılan ülkeler dışa bağımlı olup hazıra alıştıklarından, yönetici konumunda olan kişiler ülkenin sanayileşmesi ve ülkede üretimin artması konusunda hiçbir çabanın içine girme gereği duymazlar.  Dolayısıyla bu ülkeler her yönden geri kalmış ve dış güçlerin kuklası pozisyonuna itilmişlerdir.

            Yıllarca bu uğursuz düzene sessiz ve seyirci kalan halklar, nihayet uyanmaya başlamış, zorba ve dikta yönetimlere başkaldırmışlardır. Halkın direnci karşısında kimi ülkede yönetim pes ederken, kimisinde de koltuk mücadelesi hâlâ olanca hızı ile sürmektedir. Bu ayak direten diktatörlerin sonunun da yakın olduğunu tahmin etmek zor değildir. Çünkü halkın gücü karşısında hiçbir direncin sürgit devam etmesi mümkün değildir.

            Sonuç olarak denilebilir ki;  kendi yeteneği ve alın teri ile değil de, türlü oyunlarla iş başına gelen kişiler tarafından yönetilen, gerek en büyük tüzel kişilik olan devlet gerekse daha küçük çaplı organizasyonlar olan kurum ve kuruluşlar kendilerinden beklenen fonksiyonları yerine getiremez ve toplumu arzu edilen gelişme seviyesine çıkaramazlar.

            İşte bu kısır döngünün kırılması için, hak etmeyen kişilerin belli makamlara gelmelerine yol veren yozlaşmış sistemin gözden geçirilerek, bu ehliyetsiz kişilerin önünün kesilecek şekilde yeniden revize edilmesi gerekmektedir. Aksi halde bu gibi basiretsiz kişilerin yönetim makamlarında olduğu devlet ve kurumların yıkılıp tarih sahnesinden çekilmeleri kaçınılmaz ve mukadderdir.


Ziya AKTAŞ

Oyu Puanı: 21 - Ortalama: 4.75

Yorum Gönder Değerlendir
Yorumlar

Bilgiler
Burda 1175 Yazı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: ESKİ SAMSAT’I ÖZLÜYORUM
Enfazla Değerlendirilen: FAHREDDİN AKTAŞ HAKK’A YÜRÜDÜ

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 3 (0 Kayıtlı Üye 3 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler:


 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri