Mecliste bütün partilerin aynı noktada buluşmaları çok nadir görülen bir hadisedir. Bir ay içinde aynı istisnai durum ikinci defa gerçekleşti. Şike yasasından sonra şimdi de emekli milletvekillerin maaş düzenlemesi ile ilgili yasanın jet hızıyla Meclisten geçmesi,kendileriyle ilgili konularda milletvekillerinin konsensüs sağlamada herhangi bir sıkıntı yaşamadıkları ve kolaylıkla aynı noktada buluştuklarını açıkça gözler önüne sermiş oldu.
Gece yarısı yapılan bir operasyonla tüm partilerin altına imza attığı ortak bir önerge ile emekli milletvekillerinin maaşlarına %100 oranında zam yapılırken, maaşlarda kesilen SGK primlerinin de devlet tarafından ödenmesi kararlaştırıldı. Yapılan düzenlemeye göre; 4.000 TL. olan emekli milletvekili maaşı %100 artışla 8.000 TL. olacak. Böylece iki yıl görev yapmak suretiyle emekli olan milletvekillerinin tekrar milletvekili seçilmeleri halinde 12.000 TL. olan milletvekili maaşına ek olarak 8.000 TL. de emekli maaş olmak üzere, toplam 20.000 TL. ücret alacaklar.
Söz konusu düzenleme, gerek içerik gerekse zamanlama itibariyle büyük bir rahatsızlığa yol açmış bulunuyor. Emekli memur ve işçilerin çok cüzi bir ücretle zar zor geçinmeye çalıştıkları, çalışanla emekli arasındaki maaş farkından dolayı kimsenin emekliliğe yanaşmamasının sonucu olarak işe yeni gireceklerin önünün sürekli tıkandığı bir vasatta böyle bir düzenlemenin yapılması, üstelik bu iş için gece yarısının seçilmesi, nereden bakılırsa bakılsın kabul edilecek bir durum değildir.
Millet son derece tepkili ve bu durum büyük bir infiale yol açmış bulunuyor. Hele düzenlemenin halkın büyük güvenine ve teveccühüne mazhar olmuş AK Parti’nin lokomotifliğinde yapılması insanlarda derin bir hayal kırıklığı meydana getirmiştir.
Demokratik standartları yükseltecek reformcu adımlar atılırken, vekil maaşı ve futbol baronlarına destek gibi konularda tüm partilerin şaşırtıcı bir tezcanlılıkla aynı noktada buluşmaları ve tereyağından kıl çeker gibi söz konusu düzenlemeleri sessiz sedasız Meclisten geçirmeleri pişmiş aşa su katmak gibi bir görüntü ortaya çıkarmıştır.
Emekli memurların ikinci bir işte çalışmaları durumunda ikinci aylığı kesilirken, ikinci dönem seçilen milletvekillerinin milletvekili maaşı ile birlikte emekli maaşını da almaları ülkemize has bir garabettir. Bu durumun etik olmadığı herkesin teslim edeceği bir gerçektir.
“Bütün partiler ittifak halinde yaptı bu düzenlemeyi, mesuliyet dağıldı” diye düşünenler yanılıyor; vatandaş maaş düzenlemesinin hesabını muhalefet partilerine değil, doğrudan iktidara kesecektir ki doğru olan da budur.
Yapılan onca hizmet ve devrim niteliğindeki icraatlardan sonra Tayyip Erdoğan’ın genel başkanı olduğu partinin bu noktaya savrulması hazin bir durum olup böyle bir pozisyon almak AK Parti’ye hiç mi hiç yakışmamaktadır. Bu düzenlemenin yasalaşması, AK Parti’nin idam fermanını kendisinin imzalaması anlamına gelecektir. On yıllık olumlu bir icraat döneminden sonra ne AK Parti ne de Türkiye bu durumu asla hak etmemektedir.
AK Parti’nin hayal kırıklığı meydana getirmesi ve halkın güvenini boşa çıkarması; siyaset kurumunun tümden yıpranması ve demokratik sisteme duyulan güvenin erozyona uğraması, ülkemizin bütün kazanımlarının bir bir geri alınması demektir. Böyle bir durumda, Türkiye’de yamalı bohça görünümündeki ikili üçlü koalisyonlar dönemi tekrar başlayacak, ekonomik darboğazlar baş gösterecek, ülkemizin uluslar arası kredibilitesi dibe çökecektir. En önemlisi de, “Ergenekon” benzeri derin yapılanmalarla yapılan mücadele akim kalacaktır.Şimdiye kadar yapılan mücadelede bu derin yapılanmaların ancak %20’si etkisiz hale getirilebilmiş, geriye kalan %80’i hâlâ ayakta olup, pusuda beklemektedirler. Türkiye’nin tökezlemesi durumunda bunların yeniden sahne alacaklarından hiç kimsenin şüphesi olmasın!
“İleride bunu telafi ederiz” veya “halk bu durumu kanıksar” diye düşünüyorsa, hükümet büyük bir yanılgı içinde demektir. Bu yanlışı telafi etmenin yolu, ya tasarının geri çekilmesi ya da maaş artışının makul bir seviyeye indirilmesinden geçmektedir.
Ülkenin diğer meseleleriyle ilgili konularda olduğu gibi, milletvekillerinin kendi özlük hakları ile ilgili düzenleme yapmaları da gayet doğaldır. Meseleye objektif bir gözle bakınca, şu anda bu konuda bir düzenleme yapma ihtiyacının olduğu da görülecektir. Fakat bu yapılırken, ülkenin ekonomik seviyesinin ve başta ücretliler olmak üzere diğer kesimlerin de milli gelirden aldığı payın göz önünde bulundurulması son derece elzemdir. Bütün bunlar göz ardı edilerek, milletvekillerinin kendi özlük haklarını önceleyecek şekilde düzenleme yapmaları hoş görülecek bir durum değildir. Sonuçta bunun bir faturası olacaktır ve faturanın kesileceği adres de bellidir.
Yapılan yanlışı düzeltme imkânı henüz tükenmiş değildir. Umarım Başta Başbakan Tayyip Erdoğan olmak üzere, partideki akil adamlar soruna el atarak, ya kendileri bizzat ya da Cumhurbaşkanı tarafından bir daha görüşülmek üzere tasarı geri gönderildiğinde, Cumhurbaşkanı’nın gerekçeleri doğrultusunda gerekli düzeltmeleri yaparak sorunu makul bir çözüme kavuştururlar!
GECEYARISI OPERASYONU
