Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Köşe Yazıları

Köşe YazılarıZiya AKTAŞMİLLİ İRADEYE AMBARGO-1 [ Arama ]

MİLLİ İRADEYE AMBARGO-1
Başlık MİLLİ İRADEYE AMBARGO-1
Tarih 06.07.2011
Gönderen Editör

 

MİLLİ İRADEYE AMBARGO-1

 

12 Haziran’da yapılan milletvekili genel seçimi sonunda oluşan TBMM’nin, ant içme gündemli toplantısına boykot ve ant içmeme protestosu damgasını vurdu. CHP, tutuklu olan iki milletvekilinin serbest bırakılmamasını bahane ederek, meclis toplantısına katıldığı halde ant içmemek suretiyle tepkisini ortaya koyarken, BDP ise, destekledikleri bağımsız aday Hatip Dicle’nin, YSK tarafından milletvekilliğinin iptal edilmesini gerekçe göstererek meclisi boykot etmiştir. Kısacası, halkın büyük bir katılımı ve yüksek bir temsil oranı ile oluşan Meclis işe krizle başlamış oldu.

 

Boykot krizine yol açan Hatip Dicle olayında BDP’nin kendi ihmallerinin payı olmakla birlikte, daha çok olay kendileri dışındaki nedenlerden kaynaklanırken, CHP’nin yemin krizine sebep olan iki milletvekilinin tutukluluk hallerinin devamı yönünde verilen karar, tamamen kendilerinin bilerek ve sonucunu hesaplayarak attıkları adımların sonucudur.

 

BDP’nin meclisi boykot etmesine yol açan Hatip Dicle krizinin merkezinde YSK bulunmaktadır. Zaten bu kurum daha önce de birçok tartışmalı karara imza atarak seçim odaklı krizlere yol açmıştı. Seçimden önce YSK tarafından adaylığına onay verilen Dicle’nin milletvekili seçildikten sonra vekilliğinin iptal edilmesi BDP cephesinde büyük bir infiale yol açmış, meclisi boykota kadar varan gelişmelerin önünü açmış bulunmaktadır.

 

Seçimden önce, “adaylığında herhangi bir sorun” yok diyerek başvurusunu kabul edip, 70 bin kişinin oyu ile milletvekili seçilen birinin vekilliğini iptal etmek, antidemokratik bir uygulama olduğu kadar, millettin iradesini yok saymak ve kullanılan oyları çöpe atmak anlamına gelmektedir. Her ne kadar anılan kurum, ‘adı geçen kişinin sabıkalı olduğundan haberimiz yoktu’ dese de sonuç değişmemektedir.

 

Hatip Dicle’nin cezası 22 Mart’ta Yargıtay’ca onanmış ve durum 9 Haziranda YSK’ya bildirilmiştir. Bunun üzerine Yüksek Seçim Kurulu aldığı bir ara kararla ilgiliden savunma talep etme yoluna gitmiştir. Seçime çok az sürenin kalması ve savunma için tanınan sürenin seçim tarihini geçmesi nedeni ile, ister istemez asıl karar seçim sonrasına sarkmıştır.

 

Söz konusu olayın meydana gelmesinde zincirleme sorumluluk söz konusu olup, en büyük sorumluluk, olayı iyi yönetemeyen YSK’ya aittir. En başta, ceza durumunu YSK’ya zamanında bildirmeyen Hatip Dicle ve avukatları sorumludurlar. Olayı bildiği halde buna ses çıkarmayan BDP de sorumluluğa ortaktır. Her ne kadar, ‘durum bize bildirilmedi’ dese de, YSK’nın bir üyesinin aynı zamanda cezayı onayan Yargıtay dairesinin de üyesi olması nedeni ile olaydan haberdar olmaması düşünülemez. Dolayısıyla ‘olaydan haberimiz yoktu’ savı havada kalmaktadır. Seçimden önce olayı çözmek durumunda olan YSK, işi seçim sonrasına bırakıp, seçilen milletvekilinin vekilliğini iptal etmek suretiyle kaosun fitilini ateşlemiştir.

 

Bazı noktalarda haklı olmakla birlikte, BDP’nin milletin iradesine sahip çıkmayarak meclisi boykot etmesi asla tasvip edilecek bir tutum değildir ve bu, yangına odun taşımakla eşdeğerdir. Sorunların çözüm yeri meclis olup, halk, sorunlarına çözüm bulsunlar diye milletvekillerini oraya göndermektedir. Meclisi boykot etmek, milleti boykot etmektir ve bu, millete ihanettir.

 

CHP’ye gelince; bu partinin durumu tam ibretlik bir manzara arz etmektedir. Şu sıralar ana muhalefet partisi ontolojik sorunlar yaşamaktadır. CHP’li milletvekilleri meclise gelip oturdukları halde, yoklamada adları okunurken, ‘yok’ demek suretiyle ontolojik felsefenin çapraşık görünen kurgusunu yemin töreni metaforu üzerinden kolayca çözme ve anlama fırsatını sunmuşlardır.

 

CHP, Ergenekon davası sanıklarını aday gösterirken böyle bir sonuçla karşılaşabileceğini tahmin edebilecek durumdaydı. Bununla bağlantılı olarak seçimden önce Kılıçdaroğlu, “Bu konuda son kararı yargı verecek, karar ne yönde olursa olsun, bize düşen karara saygılı olmaktır.” anlamında bir ifade kullanarak, böyle bir sonucu beklediklerinin ipuçlarını vermişti. Zaten birçok hukukçu da, daha önce bu doğrultuda görüş beyan etmişlerdi. Yani ortada sürpriz bir karar yok. Beklenen bir sonuçla karşı karşıya bulunuyoruz.

 

Seçim öncesi böyle bir duruş sergileyen CHP’liler, ne olduysa ve hangi rüzgara kapıldılarsa, doksan derece dönüş yaparak, istedikleri şekilde bir çözümün mümkün olamayacağını bildikleri halde, “tutuklu milletvekillerinin önündeki yemin engeli kalkmadıkça, biz de yemin etmeyeceğiz” diyerek, kendilerini bağlamış ve mızıkçı çocuklar misali, iş bozanlık rolüne soyunmuşlardır.

 

Anlaşılan o ki, CHP ve BDP rehin alınmış durumdadırlar. Bu iki parti, ipleri başkasının elinde olan birer figüran rolündedirler. Kesinlikle bilinmelidir ki, yemin etmeme saçmalığı ve meclisi boykot eylemi bu partilerin kendi inisiyatifi ile alınmış kararlar değildir. Derin güçler tarafından fırından pişirilerek önlerine sürülmüş ve onlara da bunu yemek kalmıştır. Burada, bu partilere düşen kendileri için biçilen rolün gereğini yapmaktan ibarettir, sadece.

 

Ergenekon davası sanıklarının CHP tarafından seçimlerde aday gösterilmeleri, derin odakların (Ergenekon) kotarıp hayata geçirmeye çalıştıkları derin bir projenin ilk ayağıdır. Plana göre; ilk etapta dava kapsamında yargılanan milletvekillerinin tahliyeleri sağlanacak, daha sonra, bunlar emsal gösterilerek ‘Ergenekon’ ve ‘Balyoz’ gibi darbe suçlarını soruşturan davalarda yargılanan tüm sanıklarının serbest bırakılmalarının önü açılacaktır. Yani amaç, bu davaların içini boşaltarak, söz konusu davaları akim bırakmaktır. Zaten CHP’li İsa Gök, “Bizim amacımız sadece iki milletvekilinin tutukluluklarının sona erdirilmesi değil, söz konusu davalardan yargılanan tüm sanıklarının tahliye edilmesidir.” diyerek, partinin asıl niyetini açığa vurmaktan çekinmemiştir.

 

Ziya AKTAŞ

Oyu Puanı: 22 - Ortalama: 4.81

Yorum Gönder Değerlendir
Yorumlar

Bilgiler
Burda 1175 Yazı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: ESKİ SAMSAT’I ÖZLÜYORUM
Enfazla Değerlendirilen: FAHREDDİN AKTAŞ HAKK’A YÜRÜDÜ

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 3 (0 Kayıtlı Üye 3 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler:


 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri