Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Köşe Yazıları

Köşe YazılarıZiya AKTAŞBATININ ŞIMARIK ÇOCUĞU [ Arama ]

BATININ ŞIMARIK ÇOCUĞU
Başlık BATININ ŞIMARIK ÇOCUĞU
Tarih 21.06.2011
Gönderen Editör

 

BATININ ŞIMARIK ÇOCUĞU

 

            Batılı ülkeler tarafından sürekli sırtı sıvazlanarak şımartılan İsrail, bir türlü uslanmak bilmiyor. Yaptığı pervasızlıkların haddi hesabı yok. Bilindiği gibi son günlerde, önceleri içinde Mavi Marmara’nın da olacağı bildirilen ve daha sonra bu geminin filoya katılmaktan vazgeçtiği duyurulan, 2. Özgürlük Filosu’nun, Filistin halkına insani yardım malzemelerini ulaştırmak amacıyla, Gazze’ye gitmesi söz konusu. İsrail, söz konusu Özgürlük Filosunu durdurmak ve insani yardımların Filistin halkına ulaşmasını engellemek için son derece kararlı görünüyor ve bu konuda her şeyi göze almış durumda.

 

            Nitekim, İsrail Donanması bu hazırlıkların önemli bir parçası olarak büyük bir tatbikatı icra etmekle meşguldür. İsrail donanmasının Filo’ya karşı alınacak tedbirleri muhtemel senaryolara göre tatbik edeceğine işaret edilirken, Mavi Marmara faciasından çıkarılan derslerin de gözden geçirileceği bildirilmektedir.

 

            Basından takip ettiğimiz kadarıyla, kesin olmamakla birlikte, Mavi Marmara’nın söz konusu özgürlük filosuna katılmaktan vazgeçtiğini öğrenmiş bulunuyoruz.  Galiba, bu konudaki en iyi çözüm de böyle bir karar olmalıdır. Çünkü İsrail’in ne zaman ne yapacağı hiç belli olmaz. Filo yetkilileri muhtemelen, İsrail’in 15 gemi ile aynı anda baş edemeyeceğini düşünüyorlardır. Ancak, böyle düşünüyorlarsa yanlış hesap yaparlar; zira İsrail’in aynı anda çok sayıda gemi ile baş edebilecek araç ve imkânları mevcut olup, bu durumu asla göz ardı etmemek gerekir. 

 

            İsrail’den her türlü korsanlık beklendiğinden, şayet Mavi Marmara, Özgürlük Filosuna katılacaksa, ikinci bir Mavi Marmara faciası yaşamaması için Türkiye’nin çok ince eleyip sık dokuması gerekir. Bütün alternatifleri değerlendirerek, vuku bulacak bir saldırıya karşı alınabilecek önlemler konusunu masaya yatırıp enine boyuna tartışmalıdır.  Türkiye’nin ikinci bir Mavi Marmara faciasına asla tahammülü olmayıp, böyle bir durumda kendini savaşın içinde bulması işten bile değildir.

 

            Batının İsrail’e sınırsız toleranslı davrandığı ve İsrail ile diğer bölge ülkeleri arasında çifte standartlı bir tutum takındığı nükleer faaliyetler konusunda da gözlemlemek mümkün. İran ve diğer bazı ülkelerin barışçıl amaçlı ve enerji üretmeye yönelik nükleer çalışmalarına karşı en ufak bir müsamaha gösterilmezken İsrail, her türlü nükleer faaliyetini, hiçbir denetime tabi olmadan rahatlıkla sürdürebilmektedir.

 

             İsrail’in elinde şu an, Orta-Doğu’yu birkaç defa yerle bir edecek kimyasal ve biyolojik silahlar mevcut olup adı geçen ülke, bu silahların daha da geliştirilmesi çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürmektedir. Sanki, söz konusu kimyasal silahlar İsrail’in elinde olunca insanlık için herhangi bir tehlike söz konusu değilmiş gibi(!) Oysa gerçek bunun tam tersi: Orta-Doğu ülkeleri İslamiyet’in vermiş oldu merhamet duygusu ile olaylara daha şefkatli bir yaklaşım sergilerken, ırkçı ve şoven emeller besleyen İsrail ise daha acımasız ve gaddar olabilmekte, bunun sonucu olarak da Orta-Doğu coğrafyasında devlet terörü estirmektedir.

 

            Hitler Almanya’sının yapmış olduğu Yahudi soykırımı ve o dönem işlenen insanlık suçu bütün Batılı Hiristiyan alemine teşmil edilerek, bundan duyulan utanç ve suçluluk psikolojisi ile İsrail’in her yaptığına göz yumulmakta, bu devlet,insanlığa karşı suç işlemeye adeta teşvik edilmektedir. İsrail, yaramaz çocuk misali sırtı sıvazlandıkça daha da pervasızlaşmakta, daha önce kendisine karşı işlenen soykırımın acısını Filistin ve bölge ülkelerinden çıkarmaya çalışmaktadır.

 

            2010 yılında insani yardım malzemesi taşıyan Mavi Marmara’ya karşı girişilen ve aralarında Adıyaman’lı Fahri Yaldız’ın da bulunduğu, dokuz masum sivilin katledildiği saldırının altında yatan da böyle bir saikten başkası değildir. İsrail yapmış olduğu bu haydutluktan dolayı şimdiye kadar Türkiye’den özür dilemediği gibi tazminat ödemeye de yanaşmamaktadır.

 

            Yapılan bu beklenmedik saldırının bir nedeni İsrail’in pervasızlığı ise değer bir neden de, One Minut olayında içine düştüğü eziklikten sıyrılmak ve Türkiye’nin yükselen imajına darbe vurma isteğidir. İsrail ‘in, Mavi Marmara baskını ile bu konuda istediğini elde ettiği ve amacına ulaştığı da söylenebilir.

 

            İsrail’in yapmış olduğu bu çapulculuğa karşı, diplomatik ilişkileri en alt seviyeye indirmekten başka Türkiye, henüz tatmin edici bir adım atabilmiş değil. İsrail’in bu tür yöntemlerle yola gelmeyeceği ise yaşanan olaylarla sabittir. Onu yola getirmenin tek yolu aynıyla karşılık vermekten geçmektedir. Diplomatik tedbirlerden sonuç beklemek hayalden öte bir şey değildir.

 

            Antisemitizm argümanı ile sürekli olarak mağdur rolünü oynayarak dünyanın başına musallat olan İsrail, işlemiş olduğu insanlık suçunun, bir gün bedelini ödeyecek ve oluşturduğu kan deryasının içinde boğulacaktır. Çünkü hiç bir zülüm sonsuza kadar abat olmaz ve ters teperek, bunu icra edenleri mutlaka vurur.

 

            Bunun için fazla uzağa gitmeye de gerek yok. İktidarlarını zülüm ve zorbalık üzerine inşa eden diktatörlerin son senelerde içine düştükleri zillet ve aşağılık durumu, bu konuda yeterince eğitici olmalıdır.  Zülüm ve zorbalıkta ısrar eden İsrail’i bekleyen de, herhalde böyle bir akıbettir.

 

Ziya AKTAŞ

Oyu Puanı: 21 - Ortalama: 4.61

Yorum Gönder Değerlendir
Yorumlar

Bilgiler
Burda 1175 Yazı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: ESKİ SAMSAT’I ÖZLÜYORUM
Enfazla Değerlendirilen: FAHREDDİN AKTAŞ HAKK’A YÜRÜDÜ

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 11 (0 Kayıtlı Üye 11 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler:


 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri